banner913
banner932
banner1012

Devleti cinayetle suçlamak!


Adnan IŞIMAN

Adnan IŞIMAN

Okunma 05 Nisan 2018, 12:08

Devletin ne denli savunmasız olduğunu, devleti savunmakla mükellef kesimlerin bazı olaylar ve suçlamalar karşısında kayıtsız kalmasından anlamak mümkün!

Hayatta olanları kendileri, olmayanları varisleri savunmak durumunda kalır da devleti kim savunur?

Birkaç günden beridir bir yerel gazetemizde 1990 yılında işlenmiş  cinayetle ilgili araştırma dizisini takip etmeye çalışıyorum.

Eski öğrencim Didem Menteş in attığı dünkü başlık bir hayli iddialı ve de düşündürücü.

“Ölüm talimatını devlet verdi” deniliyor başlıkta.

Yazının içeriğinde bir hayli varsayımlara dayandırılmış, mış’lı, muş’lu iddialar.

Sene 1990,  TMT  ve Mücahitlik kavramlarının sadece sembol olarak anıldığı, temsil edildikleri derneklerdeki kimselerin yaşını, başını almış kişilerin kümelendiği “eski anıların yad edildiği”  yerler olduğu yıllar.

Nasıl ki TMT, 21 Aralık 1963 le birlikte yerini Mücahit ordusuna terk etmişti, aynı işlem de 20 Temmuz 1974 le birlikte Mücahitler olarak anılan güç yerini Güvenlik Kuvvetlerine bırakmış konumdaydı.

Hatırlayınız!

1958 lerde, 1960 larda “sır “olarak ört bas edilen bilgiler 1990 lara gelindiğinde dilden dile dolaşmaktaydı!

Sır-mır kalmamış durumdaydı! Dileyen dilediğini söylüyordu.

Bayraktar Cami Türkler tarafından kasıtlı olarak bomba landı diyen hayasızlar da çıktı aramızdan, Girne kapısındaki Atatürk  büstünü “bizimkiler kurşunladı” diyen de çıktı.

Hatta 1963 teki Kumsal baskınında şehit edilen Tabip Binbaşı nınhanımı ve çocuklarını “Türkler öldürdü “diyebilen namussuzlar bile çıktı!

Halbuki aynı evde Kumsal baskınını yapan Yunanlı askerlerle, Rum Eokacılar tarafından şehit edilenyaşlı  Feride teyze ile vurularak yaralanan Kıbrıslı Mora lı (Meriç) insanlarımız da vardı.

Allah uzun ömür versin, kimisi henüz hayatta!

Aradan geçen 28 yıl sonrasında İnönü de işlenen ve çözülemeyen cinayet sırrının perde gerisinde rahmetli Denktaş ın ve Dr Derviş Eroğlu nun var olduğu  büyük bir iddia!

Hele Devleti suçlayıcı ifadelerin ilgililer tarafından ele alınması, suçlayan kimselerin bunları kanıtlamasının peşinde olması bir zorunluluktur.

Hedef şaşırtmalara, siyasi rantlara meze yapılamayacak boyuttaki suçlamalar ya kanıtlanmalı, ya da ağzı olan konuşur ortamlarına göz yumulmamalıdır.

Devleti cinayeti tertiplemekle suçlamanın bir bedeli olmalıdır.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.