26 Haziran 2015de Başpiskopos II. Hrisostomos Nazmi Pınarın sunduğu Ada Raporu proğramında Yusuf Kanlının gerçekleştirdiği röportajda Hrisostomos, Annan Planı çerçevesinde bir çözüm sürecine kesinlikle destek vermeyeceklerini açıklamıştı.
Liderlerin kahve içmesi ya da birlikte tiyatroya gitmesinin çözüm için yeterli olmayacağının altını çizen Hrisostomos , çözüm için Adada yalnızca Kıbrıslı Türk ve Rumların kalması gerektiğini savunan ve 1960 öncesi Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında bir anlaşmazlık olmadığını söyleyen Hristofyas;
EOKA Kıbrıslı Türklere karşı değildi. EOKA Türkleri değil, İngilizlerle işbirliği yapan Rumları öldürdü. . “Çözüm, Annan Planına dayandığı zaman biz kilise olarak ona karşı olacağız” dedi.
“İşgalden sonra sadece Kıbrıslı Rumlar değil, Kıbrıslı Türkler de zor günler yaşadı diyen II. Hrissostomos , Kıbrıslı Türklerin yarısının adadan ayrıldığını belirti. 1974den sonra olan durumlardan Kıbrıslı Rumlar da Kıbrıslı Türkler de memnun değil. Türkiye burada kendi devletini kurmak istedi. Denktaşın da felsefesi Kıbrısta bir Türk devleti kurmaktı. Hakikat budur” dedi.
Başpiskopos II. Hrisostomos: “ Federasyonda bir adam bir oy kuralı gerekli. Çoğunluk azınlığı idare etmeli” dedi.
Yakın geçmişte de 7 Kasım 2015de Avusturyada yayın yapan “Wienner Zeitung” isimli gazeteye Kıbrıs sorununa ilişkin yapmış olduğu açıklamada Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos: “Türkiye kökenli vatandaşlar ile onların burada doğan çocuklarının adayı terk etmediği bir çözüme onay vermeyeceğini” açıkladı.
Yine yeni yıl dolayısıyla yapmış olduğu açıklamada da Başpiskopos II. Hrisostomos, Kıbrıs sorununun Türklerin Rumlara saldırmasıyla başladığını Rumların sadece kendilerini korumaya çalıştığını söyleyerek iyice saçmaladı.
Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos “işgal altında toprak, evler ve mülkler mal sahiplerine aittir, Türklere bağışlanmaları söz konusu değildir” dedi.
Alithia gazetesinin haberine göre, II. Hrisostomos Yılbaşı pastası kesme seromonisinde yaptığı konuşmada Rum göçmenlere gönderdiği mesajda “İşgal bölgelerindeki Başpiskoposluk bölgelerinde Kilise Komiteleri kurulduğunu” açıkladı.
Seromonide “Er veya geç, Türkler istese de istemese de göçmenler mülklerini Avrupa Mahkemeleri aracılığıyla geri alacak” iddiasında bulunan II. Hrisostomos: “Çözüm herkesin arzusudur.Ancak Türkiyenin maksimalist tezleri ve Kıbrısta bir Türk devleti kurmak hedefi var oldukça çözüm mümkün değildir. Başkan Anastasiadisin kırmızı çizgileri olduğuna ve işleyebilir bir devlet sağlamayacak bir çözüme gerilemeyeceğine eminim.” dedi.
Yakın geçmişte de yapmış olduğu açıklamada Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos, GKRY Başkanı Nikos Anastasiadisin çözüm planını referanduma getirmeyi başaramayacağını ifade etti.
Türkiyenin Kıbrısta Türk devleti yaratma ve demografik yapıyı değiştirme hedefini dürdürdüğünü ileri süren Başpiskopos II. Hrisostomos açıklamasında ayrıca çözümün , Kıbrıslılarla evlenenlerin haricinde TC kökenli vatandaşların ayrılmasını öngörmesi gerektiğini savundu.
Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos, “Türkiye kökenli vatandaşlar ile onların burada doğan çocukların adayı terk etmediği bir çözüme onay vermeyeceğini” açıkladı.
Güney Kıbrısta veya Kuzey Kıbrısta II. Hrisostomos ile dolaşarak dostluk mesajları veren sayın Müftümüz , Başpiskopos II. Hrisostomos ile hala daha birlikte dolaşmaya ne diyor!...
Sonuç olarak; Aklında geçenlerin bir kısmını diline dolayan Başpiskopos II. Hrisostomos ve genelde Rum Ortodoks kilisesi bu düşünceleri taşımaya devam ettikçe , Mart 1966da AKELin 11inci Kurultayında alınan Enosis yönündeki kararları durdukça, Rum Temsilciler Meclisinin 26 Haziran 1967de Enosis yönünde aldığı kararları durdukça, Rum Ulusal Konseyinin aldığı kararlar kafalarında var oldukça bu Adada siyasi çözüme ve anlaşmaya varılamaz….
KKTC yetkililerine düşen görev bir an önce anavatanımızla işbirliği içerisinde KKTCnin tanınmasına ve tanıtılmasına giden yolu açmaktır, görüşme masasında daha fazla zaman kaybedilmesine gerek yoktur….