Nicosia Group Kıbrıs Kupası ilk turunda rakibini 5-0’la geçen bir takımın kaçırdığı gol pozisyonları eleştirilir mi? derseniz, eleştirilir.
T. Ocağı, lig maçlarında genelde bir gol atarak kazanan bir takım. Yani en azından ligin ilk yarısı için bu genellemeyi yapabiliriz. Bu da kanat ve forvet oynayan futbolcularının pozisyonları cömertçe harcadıklarının bir göstergesi. Beceriksizce dememek için cömertçe dediğimi T. Ocağı’nı sıklıkla izleyen herkes anlamıştır sanırım.
Dün de Çanakkale karşısında beş gol attılar ama en az iki misli gol pozisyonunu da kaçırdılar. İnsa, toplara iyi vuran bir yabancı gibi duruyorsa da, dün kafa ve ayak vuruşlarını acemice dışarı attı. Oha, iki gol attı ama daha fazla pozisyonu kaçırdı. Doğukan aynı, iki gol atan Remzi aynı, Oyuna sonradan giren ve bir gol atan Ali Avcısoylu ve Cevdet de aynı…
Çanakkale, Ocak karşısında ilk yarı direnebildi ama hızlı tempoda oynamaya fizik kapasiteleri yetmediği için ikinci golden sonra dağıldılar. İlk yarıda Ocak kalecisi Cem ile karşı karşıya pozisyonda yavaş vuruşunu Cem’in kapattığı köşeye gönderen Ahmet Yalçın çerçeveyi bulabilse idi beraberlik golü gelebilirdi ama sanırım yine kaybederlerdi, çünkü Çanakkale takımında Süper Lig’de oynayacak kalitede Uvanç hariç bir futbolcu gözlemleyemedim. Elbette bir maç izlemekle bir takım hakkında fikir yürütülmez ama görünen köy de kılavuz istemez.
Ligin ikinci devresine sanırım Ocak özellikle iki yabancısını, yani İnsa ve Osei’yi değiştirerek girecek. Oha da gidebilir, daha iyisini bulurlarsa ama Oha’nın 90 dakika bitmez enerjisi ile çalışması, rakibe pres yapması ve savunmaya verdiği destek inanılmaz. Tek eksiği gol vuruşlarında yaptığı acemice hareketler. Zaten, onu da yapsa, bizim ligimizde ne işi var diye sorabilirdik.
T. Ocağı’nın çok kaliteli bir yabancı ile görüşmeler yaptığı bize gelen duyumlar arasında. Alınacak iki yabancı gerçekten standartların üstünde çıkarsa, T. Ocağı ligin sonuna kadar bu yarışı götürür. Tek handikapları, gol pozisyonlarını kolayca harcamaları. Son vuruşlarda etkili bir-iki yabancı veya yerli futbolcu transfer edilirse, Ocak, 90. dakikalara tek golle gelmez ve o sendromu yaşamaz.
Özellikle genç hakemlerimiz heyecandan mı, yoksa hocalarını derslerde iyi dinlemediklerinden mi bilmiyorum ama ofsayt bayrağı çekerken çok acele ediyorlar. Dün de aynı hatayı İsmail Egeli yaptı. Oha topa vurmak için hareketlendi, ıska geçti. Yani vuramadı ama yardımcı hakemimiz Oha daha topa dokunmadan bayrağı çekti. Bekle kardeşim, futbolcu topla temas etsin, ondan sonra bayrağını çek. Senin ”Bekle Gör”den haberin yok mu?
Bir de komik olan şey, ikisi kadın olmak üzere toplam altı Çanakkale taraftarının izlediği karşılaşmada 13 polisin görev yapması idi. Hem polis kadrosu dar deniyor, hem de pek de iddiası olmayan bir maça 13 polis görevlendirilmesi bana tuhaf geldi.
