II. Dünya Savaşı sonrası Rum-Yunan ikilisinin Megali idea hayalleri çerçevesindeki Enosis hayalleri zirve yapar ve Kıbrıs Adası bir Elen Adasıdır der ve de Enosis’i gerçekleştirmek için harekete geçerken   Kıbrıs Türk halkı;  Kıbrıs’ın eski sahibi  Anavatanımız Türkiye’ye verilmesini isteyecekti.
Kıbrıs’ın bir ELEN Adası olduğunu ileri süren Rum-Yunan ikilisinin  Megali-İdea hayalleri çerçevesinde Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını geçekleştirme adına    Rum Ortodoks Kilisesinin Ada genelinde tüm kiliselerde bir hafta süreyle 15 Ocak 1950’de düzenlediğiEnosis  Plebisiti sonuçlarına göre oy kullanan 224747 Rum’un 215108’i diğer bir değişle oy kullanan Rumların %96’sı Enosis’e ‘evet’ demişlerdi.
Enosis plebisiti sonrası Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu MakariosII’nin 28 Haziran 1950’de ölümünün ardından 18 Ekim 1950’de Makarios III Başpiskopos seçilir. 15 Ocak 1950 Enosis Plebisit sonuçlarının İngiliz Yönetimine verilmesinin ardından 1954’te Yunanistan vasıtasıyla Plebisit sonuçları BM’e taşınarak ‘sözde’ Kıbrıs halkına self-determinasyon hakkı verilmesi istenir. Ancak o günde Anavatanımız Türkiye, İngiltere’nin de desteği ile BM Rum-Yunan isteklerini reddederek konuyu görüşmeyecekti!.
Rum Ortodoks Kilisesinin Enosis’i gerçekleştirme adına yaptığı çalışmalara karşı Kıbrıs Türk Halkı, 1950’li yılların ilk yarısında “Enosis’e Hayır”, “Kıbrıs Türk’tür Türk Kalacaktır” diyerek büyük bir direniş başlatıyordu.
Nitekim, Ağustos 1954’te  Anavatanımız Türkiye’de yaşayan Kıbrıs Türkleri  “Kıbrıs Türk’tür” Cemiyeti’ni kurarlar. Ancak kısa sürede bu dernek Yunanistan’ı gücendirmeme adına Eylül 1955 T.C Bakanlar Kurulu Kararı ile kapatılır.
O umutsuz günlerde 1953’te  Hürriyet gazetesi “Kıbrıs Türk’tür Türk Kalacaktır” sloganıyla yola çıkarak bir meşale yakmıştı. O umutsuz günlerde yaktığı ateş ve Hürriyet Gazetesi’nde başlattığı kampanya ile 1950’li yılların başında Kıbrıs’ı  Anavatanımız Türkiye’de  ulusal davaya dönüştüren, Kıbrıs sorununu Türk kamuoyuna  ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerine  mal eden ve de konunun ulusal bir dava haline gelmesine büyük destek veren Hürriyet Gazetesi ve bu gazetenin kurucusu ve sahibi sayın Sedat Simavi, Kıbrıs Türk gençliği ile Türkiye’ye giden  Kıbrıs heyetlerinin görüşlerine ve Kıbrıs’taki gelişmelere gazetesi Hürriyet’te büyük yer vermiş ve öncelikle Türk gençliğinin  Kıbrıs davasına sahip çıkmasına önemli bir katkı  koymuştur.
Hürriyet Gazetesi’nin   Kurucusu ve  Başyazarı Sedat Simavi’nin 1953’te ölümünün ardından oğulları Haldun ve Erol Simavi ayni coşku ve ayni ilgi ile Milli davamıza sarılarak Hürriyet Gazetesini bu yönde  adeta seferber etmişlerdi.
24 Temmuz 1954’te Türkiye Milli Türk Talebe Federasyonu’nun  toplantısında Kıbrıs Komitesi kurularak sorunun  gündemde tutulması amacıyla Anavatanımız Türkiye’de  yaygın mitinglerin  yapılması için  örgütlenmeye başlanmıştır.Ayni Federasyon 24 Ağustos 1954’te basın, gençlik ve üniversite temsilcilerinin katıldığı bir kongrede “Kıbrıs Türk’tür”  Komitesi’ni kurmuştur.
Bu gelişmelerin ardından bütün Türkiye’de ayni isimde bir çok komitenin oluştuğu ve Anadolu’nun her yanına yayıldığı kısa sürede üye sayısının 200 000’ne ulaştığı bilinmektedir.  Ayrıca İngiltere’de de “Kıbrıs Türk’tür” Komitesi oluşturulurken, Kıbrıs’ta Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ünBaşkanı olduğu Milli Parti de adını “Kıbrıs Türk’tür Partisi” olarak değiştirecekti. Böylece Anavatanımız Türkiye’de, İngiltere’de ve Kıbrıs’ta  Kıbrıs Türk’tür Komiteleri paralel eylemler ve mitingler düzenlemeye başlıyordu..
Bu gelişmelerin yaşandığı günlerde  Batı Trakya kökenli bir ailenin oğlu olan  1934 Eskişehir doğumlu Cemil Karababa Hürriyet gazetesinin yaktığı meşalenin bir sonucu olarak,  keza T.C Dışişleri Bakanlığında görev yapan ve de Kıbrıs sorununu o günlerde  liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ten de dinleyen  Cemil Karababa henüz 20 yaşında iken  3 Mart 1954’te  “Kıbrıs Türk’tür” tablosunu çizer. 
Hürriyet gazetesi 50 cm x 35 cm boyutlarında olan tablodan on binlerce  baskı yapar.  Konu  “Kıbrıs Türk’tür” Tablosunun Kıbrıs’ta, Anavatanımız Türkiye’de  ve İngiltere’de karşılıksız olarak dağıtımı yapılır.  Yine bu tablo; 120 metre karelik bir bez üzerinde Siyah-Beyaz çizilerek Anıt Kabir’de uzun süre  asılması sağlanırken bu yaşananlar Anavatanımız Türkiye’de ve Kıbrıs’ta büyük bir heyecan yaratmıştı. 
Liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve Rauf R. Denktaş’ın da Kıbrıs davasında önemli bir uyanışı hazırlayan mihenk taşı olduğunu defalarca dile getirdiği konu  tablo, Yunanistan’da büyük bir infiale  yol açmıştı..
Tablo 50 cm x 35 cm boyutlarında renkli kuşe kağıda Hürriyet Gazetesi tarafından yüzbinlerce adet basılarak ülke sathında, Kıbrıs ve İngiltere’de dağıtımı sağlanmıştır.   Yine ayni tablonun değişik versiyonları İstanbul Cağaloğlu’nda Hürriyet Gazetesi binasına, Taksim AKM’ye asılmıştı.Yine Mart 1954’te  “Kıbrıs Türk’tür” tablosu ile birlikte “Kıbrıs Türk’tür” rozetleri  çıkmıştı.
1998’de Devlet Sanatçısı ünvanını alan ve ayni zamanda Kralların  ressamı olarak da bilinen ve  hasbelkader 1992 yılında  Kıbrıs Türk Mücahitler Derneği ile katıldığım bir etkinlikte Ankara’da tanışma şerefine  nail olduğum   sayın Cemil Karababa  “Kıbrıs Türk’tür” tablosu ile Türklük dünyasına, Türk gençliğine ve dünyaya önemli mesajlar vermiştir.Cemil Karababa, bu eserinin haklı gururunu yaşamaktadır.  Mart 1954’te Anavatanımız Türkiye’de ve  adamızda  Kıbrıs Türk Halkının  ve ona sonsuz  destek veren Türk Milletinin Mili Mücadelesinde   bir dönüm noktası  olacaktı..
Bugün ayni heyecanı duyan Kıbrıs Türk halkının ve ona destek veren büyük Türk milletinin  bu büyük vatanseverine minnet ve şükran duymaktadır. Günümüzde bir çoğumuzun  evlerinde  ve derneklerimizde   bu tarihi tablo  yerini almakta ve dünden bugüne yaşananlar yaşatılmaya çalışılmaktadır.
Cemil Karababa adı dün olduğu gibi günümüzde de Kıbrıs’ta yaşatılmaya çalışılmaktadır. Nitekim 11 Nisan 1958 tarihinde  doğan kardeşimin adını rahmetli babamla birlikte “Cemil” olarak isimlendirirken günümüzde her vesile ile bu mutluluğu yaşıyoruz..
Kıbrıs Türk Mücahitler Derneği  bu tabloya  2008 yılı Takviminde yer vermiştir. Yine bu tablo Eylül-Ekim-Kasım-Aralık 2007 tarihli Sivil Savunma Teşkilatı Dergisinin kapağında yer almıştır. Yine bu tablo yine Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı Dergisinin  Ocak-Şubat-Mart-Nisan 2008 tarihli kapak sayfasında   yer alırken iç sayfada da tarihçesi yer almaktaydı.
Bu vesile ile bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda canını ve kanını veren  Mücahit halkımızı, Türk Mukavemet Teşkilatı mensuplarını, kahraman Mehmetçiklerimizi, adsız kahramanlarımızı saygıyla selamlıyorum…
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…