banner913
banner932
banner1032

Rum liderliğinin ve Ortodoks kilisesinin esas hedefi Enosistir


Metin FAHRİOĞLU

Metin FAHRİOĞLU

Okunma 13 Haziran 2015, 21:50

  Rum Ortodoks Kilisesi   Kıbrıs sorununun  ortaya çıkışında ve adil bir çözüme ulaşılmasındaki en  önemli aktörlerden biridir. Megali İdea hayali içinde olan  Kilise her dönemde siyasileri ve  halkı yönlendirmiştir.

Daha  Kıbrısın  İdaresi Osmanlı Devleti tarafından   İngiltereye devredildiği günlerde  12 Haziran 1878de bayrağımız indirilir ,İngiliz bayrağını çekilirken Rum Ortodoks Kilisesi adına konuşma yapan  Kitium Piskoposu Kyprianos : “…İyonya adalarının  Yunanistana ilhakında olduğu gibi    , Kıbrısın  da  anavatan Yunanistanla birleşmesine  Büyük Britanyanın  ayni  ölçüde yardımcı olacağı  ümidi ile  bu hükümet değişikliğini  kabul ediyoruz…” derken  Rum halkı da Enosis naraları atıyordu.

Rum Ortodoks Kilisesinin 15 Ocak  1950de Rum Komünist AKEL Partisinin desteğinde gerçekleştirdiği Plebisitin esas amacı ,Rum halkının vazgeçilmez hedefi  adayı Yunanistana ilhak etmek olduğunu dünyaya göstermek ve dünyada kendilerine destek verecek bir kamuoyu yaratmaktı.4 Şubat 1950de İngiliz Valisine  resmen bildirilen  sonuçlara göre oy kullanan 18 yaşından büyük 224700 Rumun  %96sı Enosise evet demişti.Böylece Rumların sağcısı ile solcusu ile  bir kez daha  Enosis istedikleri görülmüş oluyordu.

 18 Ekim 1950de  Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu olarak seçilmesinin ardından  yapmış olduğu  konuşmada : “İsanın huzurunda yemin ediyorum ki, tek hedefim Kıbrısın Yunanistana bağlanmasıdır ve bu hedefe ulaşmak için yaşamım boyunca mücadele edeceğim diyen Makarios, ömrü boyunca “ Kıbrıs Helen Adasıdır ve bu adada  Türklere yer yoktur” demiştir.

İngilterenin , Plebisit sonuçları  çerçevesindeki   Rum isteklerini reddetmesi  üzerine Makarios, konuyu Yunanistan vasıtasıyla  16 Ağustos 1954de BMe taşır ve Plebisit sonuçlarının tanınmasını ister. Yunanistan , bu sorunu  BMe getirirken   kullandığı slogan “self-determinasyon”dur. Bu girişimlerde Rum-Yunan ikilisi  Kıbrıs Türk halkının  “self-determinasyon hakkını hiçe saymakta  ve  bu hak  sadece  Kıbrıs Rum halkına ait bir hak  olarak gösterilmeye çalışılıyordu..

Sonuçta BM, 17 Aralık 1954de  söz konusu başvuruyu reddetmiştir. Bunun üzerine  Rum Ortodoks Kilisesi  , silahlı mücadele kararı alır. Makarios,  Yunan hükümetinden  silah , bomba , maddi yardım, almak için  Yunanistana gider. EOKA tedhiş örgütü kurulur. Ardından Grivas, silah ve bombalarla 9 Kasım 1954de Yunanistandan gizlice   Kıbrısın Baf kasabasına çıkar.   Yunan Dışişleri Bakanı Stefanapulosun talimatı ve  Makariosun Grivasa emri ile  EOKA tedhiş örgütü Enosisi gerçekleştirmek için   1 Nisan 1955de faaliyete geçer.

Rum Ortodoks Kilisesi ve EOKAnın Enosisi gerçekleştirmek için   sürdürdükleri  şiddet hareketleri  , Kıbrıs Rum tarafı dünya kamuoyuna “bağımsızlık”  için verilen   bir “kurtuluş mücadelesi”  olarak takdim edilmeye çalışılır.

1955-1958 yılları arasında EOKAcıların kurşunlarıyla  yüzlerce Türk şehit olurken binlercesi yaralanıyordu.  Bu yıllarda Türklerin ‘Taksim Rumların ‘Enosis istekleri üzerindeki ısrarları üzerine ,  İngiltere, ABD ve NATO devreye girerek orta yolu bulmaya çalıştılar. 1923 Lozan Anlaşmasıyla sağlanan Türk-Yunan dengesi de dikkate alınarak  Şubat 1959da imzalanan Zürih ve Londra Anlaşmalarının ardından 16 Ağustos 1960da yapılan Lefkoşa Anlaşmasıyla 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuştu.

  1959 Zürih ve Londra Anlaşmalarının ardından  Enosis andına ihanet etti diye tenkit edilen Makarios:  “Kıbrıs Cumhuriyeti  Enosise sıçrama tahtasıdır” derken benzer şekilde konu anlaşmaları imzaladığı için  kendisini Yunan Meclisinde tenkit edenlere Yunan Dışişleri Bakanı Averof: “Beyler, bir düşününüz, Enosise Kıbrıs Cumhuriyetinden mi yoksa İngiliz Sömürge Yönetiminden mi daha kolay gidilir” diye kendini savunurken Enosis istek ve arzularını dile getiriyordu.

Nitekim, Kıbrıs Türk halkı ile hiçbir yetkiyi paylaşmak istemeyen  ve Enosis hayali ile yaşayan Başpiskopos ve Kıbrıs Cumhuriyeti  Cumhurbaşkanı Makariosun emriyle 21 Aralık 1963de başlayan  Kanlı Noel saldırıları ile 1963-1974 yılları arasında  11 yıl boyunca Kıbrıs Türk halkı Rumların silahlı saldırılarına ve katliamlarına maruz kaldı.

15 Temmuz 1974de Yunan Cuntasının desteğinde  EOKA B  ve RMMO ,Makariosa karşı darbe  düzenledi ve ardından ‘Kıbrıs Helen Devleti ilan edildi ve Sampson Cumhurbaşkanlığına getirildi. 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs Türk halkı  özgürlüğüne kavuştu. 13 Şubat 1975de Kıbrısta kurulması düşünülen Federal Devletin Kuzey kanadını oluşturmak üzere KTFD kuruldu. Görüşmelerden bir sonuç alınamaması ve  de BM Genel Kurulunun  13 Mayıs 1983 tarih ve  37/253 sayılı kararı  üzerine    Kıbrıs Türk halkı self-determinasyon hakkını kullanarak 15 Kasım 1983de KKTCni ilan etti.

Her vesileyle  Rum Ortodoks Kilisesinin Enosis yönündeki  talepleri devam ediyor. Nitekim ,3 Nisan 2009 tarihli Simerini gazetesinde yer alan habere göre: EOKA terör örgütünün silahlı faaliyete geçtiği günün yıldönümünde   1 Nisan 2009da   Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu  II. Hrisostomos : Enosis hedefinin  yeniden  gündeme getirilmesini talep edecek kadar ileri giderken;Rum gençleri yapılan törende : “Yunanistan-Kıbrıs-Enosis” , “Yunanistan Bizi De Kapla”, “Kıbrıs Helendir” sloganlarını atıyorlardı.Yine ayni törende yaptığı konuşmada  EOKAcı Birlikler Başkanı Thasos Sofoklens : “köklerimize  ve EOKA idealine  bağlı kalmamız  şarttır. Helenizmin  hakları savunulmalıdır” demişti.

Günümüzde de  Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu  II. Hrisostomos , “Türkiyenin Kıbrıstan ayrılma  zamanı geldi, daha büyük zararlar vermemesi için  ne kadar erken giderse o kadar iyi olur. Kıbrıstaki Türk toplumunun  bizimle  mutlu ve mesut yaşamasını istiyorsa ayrılmaktan başka bir  yöntem yoktur, diyor.

Anastasiadis “ Kıbrıs Cumhuriyetini yıkmaya çalışan  Kıbrıslı Türkler  ile yeni bir ortaklık devleti kurmam” diyor. Anastasiadis doğruları söylemek durumundadır.  Rumlar , Kıbrıs Türk halkını kendilerine eşit ortak olarak göremiyorlar veya görmek istemiyorlar

   Aralık 2014de II. Hrisostomos: “Türk tarafı iki devletten de söz ediyor. Bilinmelidir ki  böyle bir çözüme  imza atacak  el yoktur, halk da böyle bir çözüme onay vermez” demişti.

Gelinen aşamada  Rum tezleri nedeniyle  görüşmelerin başarıyla  tamamlanması  mümkün değildir. Rumlar  bilinen Megali İdea  ülküsünden bugüne kadar  vazgeçmediler ve bundan sonra da vazgeçmeyeceklerdir.

Rum liderliğinin ve Kilisenin aklında  Enosis vardır. Hedefleri   Kıbrıs Türk halkını  öncelikle azınlık  haklarıyla  ‘sözde Kıbrıs Cumhuriyetine yamalamak  ve Girit misali yok etmektir….

 

Günümüzde müzakere masasındaki kavga da budur. Kıbrıs sorununun temelinde olan kavga eşitlik ve egemenlik mücadelesidir.Bu kavga uzun yıllardan beri devam ediyor ve edecektir.Kıbrıs Türk halkı self-determinasyon hakkını kullanarak bugünlere gelmiştir.Kıbrıs Türk halkı özgürlüğünden ,bağımsız ve egemen devletinden ve de anavatanımız Türkiyenin etkin ve fiili garantisinden vazgeçmeyecektir….

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.