Çanakkale Savaşları dünyanın en büyük ordularının Kara, Hava, Deniz ve Denizaltı unsurlarıyla saldırıları karşısında; çok sıkıntılı bir dönem geçirmekte olan Osmanlı Devleti’nin gerçekleştirmiş olduğu büyük bir direnişi simgelemektedir.
Çanakkale Savaşları; Batılı ülkelerin oluşturduğu İtilafa karşı Osmanlı Devleti’nin savunmada olduğu bir savaştır. Çanakkale Savaşları Türk milletinin destan yazdığı savaştır. Çanakkale Savaşları 3 Kasım 1914-18 Mart 1915 tarihleri arasında ‘Deniz Savaşları’ ve 25 Nisan 1915-9 Ocak 1916 tarihleri arasında ‘Kara Savaşları’ yapılmıştır.
107 Yıl önce 18 Mart 1915 sabahı Birleşik Donanma Çanakkale Boğazına girdi. Dünyanın yenilmez ve önünde durulmaz donanmasının karşısında yokluklar içinde savunma yapan Osmanlı Ordusu vardı. 7 saat süren çarpışmalarda Birleşik Donanma güçlerinin üçte birini yitirdi..Çanakkale’nin geçilemeyeceğini anlayınca daha fazla kayıp vermeyi göze alamayan komutan geri çekilme emri vermek zorunda kaldı. Her yıl 18 Mart’ta kutladığımız Çanakkale Zaferini Nusret Mayın Gemisi sadece elde kalan 20 mayınla başarmıştı..
1912’de Almanya’da inşa edilen Nusret Mayın Gemisinin Torpil Komutanı olan Nazmi Akpınar, Rusların ve Fransızların döküntülerinden topladıkları mayınlarla elde ettikleri başarıyı şöyle anlatıyor: “Düşmanın bilmediği yeni ve gizli bir torpil hattı kurmak gerekiyordu. 17 Mart gece yarısından biraz sonra hareket ettik. Her taraf zifiri karanlıktı. Gemide tek bir ışık bile yakmıyorduk. Bu yolculuğumuz çok tehlikeliydi. Düşman tarafından görülüp batırılmak tehlikesinden başka, karanlıkta daha önce döktüğümüz torpillerden birine çarpmak da vardı. Düşman boğaz girişinde gemileriyle karakol oluşturmuştu..
..Gecenin karanlığı içinde düşmana hissettirmeden onların yanına kadar sokulabilirdik. Düşman gemilerinin hemen yanı başında bulunabiliyorduk. Var olan 20 Torpilimizi serpme olarak ve hiç gürültü çıkarmadan düşman gemilerinin manevra yapacakları bu sahaya dökmeyi başardık. Sabaha bir şey kalmamıştı.. Hava neredeyse aydınlanacaktı. Gün ışır ışımaz düşman donanması bulundukları sahadan harekete geçti ve manevralarına koyuldu.. Düşman donanması bizim yeni gizli hattımızı döşemeden önce bulundukları alanı iyice taramış ve mayınları zararsız hale getirmiş oldukları için alanı temizlenmiş sanarak rahatça hareket ediyor ve iki gruba ayrılmış bulunuyordu..
..Anadolu ve Rumeli yakasındaki istihkamlarımızı dövüp düşürecekler ve kendilerince mayından arınmış olduğu bilinen yerden boğaza gireceklerdi. Anadolu yönünde saldırıya geçen düşman gemileri daha hücuma başladıkları ilk anda bizim gizli torpil hattımıza düştüklerinden birden bire bu torpillere çarpıp kayıp vermeye başladılar. Düşman hiç ummadığı bu durumdan neye uğradığını anlayamamıştı. Bu şaşkınlık içinde bir hayli kayıp verdiler.”
..Denizde yenilgi ile yaralanan İngilizler ve Fransızlar bunun üzerine daha büyük bir güç yığınıyla karaya çıkacaklardı. Olmayan bir birliğe atanan Mustafa Kemal 18 Mart Deniz Zaferini, Çanakkale Destanını karada taçlandıracaktı. Anafartalar’da yaşanacaklar Türk Kurtuluş Savaşının ön karşılaşması rövanşı olacaktı.. Kaynak: Yaşar Öztürk, Çanakkale Destanı, Bütün Dünya, s.17-20, Başkent Üniversitesi Kültür Yayını, 1 Mart 2020
İtilaf Devletleri’nin (İngiltere, Fransa, İtalya) Boğaz’ı geçerek İstanbul’u işgal etmek, Osmanlı İmparatorluğu’nu savaş dışı bırakmak ve İtilaf Grubundaki Çarlık Rusya’sına yardım ulaştırmak maksatlarıyla giriştikleri Çanakkale Seferi,Deniz ve Kara Savaşları olmak üzere iki safhalıdır.
Birinci safha olan deniz savaşında zamanın en güçlü ve modern gücüne sahip donanma deniz mayınları ve kıyı topçumuzun etkili ateşleri karşısında gemilerinin yarısını kaybetmiş , 18 Mart 1915’te altı saat süren mücadele sonucunda boğazı denizden geçemeyeceğini anlayarak geri çekilmiştir. 18 Mart’ta bu zaferi kutluyoruz.
Çanakkale Zaferi’ni 18 Mart’la sınırlandırmak doğru değildir. Harp tarihinin en yoğun ve kanlı savaşlarından birisi olan Çanakkale Savaşı’nın kara safhası 9.5 ay sürmüş ve her iki taraftan toplam yarım milyon zayiata neden olmuştur..Boğazı denizden geçemeyeceğini anlayan İtilaf Devletleri Gelibolu Yarımadası’nı işgal ederek kıyı topçumuzu etkisiz hale getirmeyi, mayınları emniyetli bir şekilde temizleyerek boğazdan geçmeyi planlamış, bu maksatla donanmanın ateş desteğinde büyük bir birleşik/müşterek kara gücünü kullanmıştır..
Ancak, Gelibolu Yarımadası’nı işgal girişiminde bu kez karşısında önce 19.Piyade Tümen Komutanı Yarbay, daha sonra Anafartalar Grup Komutanı olan Albay Mustafa Kemal’in üstün komutanlık yeteneğine çarparak yine başarısız olacaktı. Nitekim Mustafa Kemal ilk olarak çıkarmanın yapıldığı 25 Nisan 1915’te Arıburnu’nda çıkan ANZAC Kolordusunu tümeninin etkili taarruzu ile püskürtmüştür..
..ANZAC Kolordusunun hedefi yarımadaya hakim olan Kocaçimen Tepeyi ele geçirmektir. Bu hedefe ulaşırsa İtilaf Kuvvetleri savaşı kazanmış olacaktı. Ordunun İhtiyat Tümeninin komutanını olan Yarbay Mustafa Kemal bizzat yaptığı keşifle durumun ciddiyetini kavramış ve askeri teamüllere aykırı olarak ordu komutanının emri olmadan inisiyatifini kullanarak ordu ihtiyat Tümenini muharebeye sokmuş düşmanı geri püskürtmüştür. Bu olayda tümenine verdiği “Ben Size Taarruzu Değil, Ölmeyi Emrediyorum” tarihi emri ile sayıca ve ateş gücü bakımından üstün olan düşmana karşı karar üstünlüğü sağlayarak ilk gün İstanbul’un işgaline engel olmuştur.25 Nisan’dan 6 Ağustos’a kadar yoğun muharebelere rağmen hedefine ulaşamayan düşman takviyeli birlikleri ile 6 Ağustos’ta Arıburnu ve Anafartalar bölgesine ikinci bir çıkartma yapmıştır..
..Ordu Komutanı Liman VonSanders cephenin diğer sektörlerinden uygun olan tümenleri çıkartma bölgesine kaydırmıştır. Bölgede toplanan dokuz tümenin bir elden sevk idaresi gereği ortaya çıkınca Albay Mustafa Kemal bölgedeki tüm tümenleri kendi isteği ile Anafartalar Grup Komutanı olarak emrine almıştır. Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal 9 Ağustos (Birinci Anafartalar) ve 10 Ağustos (Conkbayırı) karşı taarruzları ile düşmanın ilerlemesini durdurmuş, nihayet 21 Ağustos’taki ikinci Anafartalar karşı taarruzu ile düşmanı çekilmeye zorlamıştır..
..Mustafa Kemal 25 Nisan’dan sonra 2. Kez İstanbul’u işgalden kurtarmış ve yetkin bir komutan olarak Türk ve dünya kamuoyunda kendini ispatlamıştır. Kaynak: Dr. Cihangir Dumanlı, Bütün Dünya, Atatürk Olmasaydı Çanakkale Geçilirdi, s. 21-24, Bütün Dünya, Başkent Üniversitesi Kültür Yayını, 1 Mart 2022
Sonuç olarak; Çanakkale’yi “Geçilmez” yapan kahraman Mehmetçiğin üstün savaşma azim ve iradesi ile bu azim ve iradeyi yüksek komutanlık yeteneği ile etkili bir şekilde kullanan Mustafa Kemal’dir.. Mustafa Kemal olmasaydı, Çanakkale geçilir, tarih başka türlü yazılırdı.
Çanakkale; KuvayiMilliye’nin, Türk Milletinin istiklal mücadelesinin temel harcıdır. Çanakkale; Türk Milletinin, Mustafa Kemal Atatürk, Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa, Koca Seyit, 57. Alay, Nusret Mayın Gemisi ile , kahraman Mehmetçiklerimizle yazdığı kahramanlık destanıdır.
107 yıl önce Çanakkale Boğazı’na girip İstanbul’u işgal etmek isteyen İtilaf Devletlerine karşı varoluş mücadelesi veren kahraman Mehmetçik, “Çanakkale Geçilmez” diyerek tarihe altın harflerle bir kahramanlık destanı yazmış ve düşman gemileri Çanakkale Boğazı’na gömülmüştü. Başta Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz..
Ordu Yok !. Dediler, Kurulur!. dedi. Para Yok!. Dediler, Bulunur!.dedi. Düşman Çok!. Dediler, Yenilir!.Dedi. Ve dediklerini yaptı. O, Atatürk’tü!. Türk Milletinin 18 Mart Çanakkale Zaferi Kutlu Olsun.
Ne Mutlu Türküm Diyene..