Çanakkale Zaferi’nin 107. Yıl dönümünde; “Çanakkale Geçilmez” gerçeğini tüm milletlerin hafızasına kazıyan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, ebediyete intikal eden aziz şehitlerimizi ve bu zaferde payı olan tüm  kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyoruz.
Çanakkale Savaşı’nın esas sebepleri; Almanya’nın güçlü bir devlet  olmasından rahatsız olan İngiltere ve Fransa’nın, I. Dünya Savaşı’nda , Osmanlı Devleti’ne ait olan Çanakkale Boğazını ele  geçirerek, müttefikleri Rusya’ya yardım götürmek ve İstanbul’u işgal ederek Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakmak istemeleridir.
Çanakkale’de 18 Mart 1915’te elde edilen zafer, Türkiye’nin geleceği için bir dönüm noktasıdır. Kara, Hava ve Deniz güçlerinin; her türlü teknoloji ve stratejisinin ilk kez bir arada kullanıldığı Çanakkale Savaşlarında, bu topraklar için canını seve seve veren subayıyla, eriyle erbaşıyla binlerce şehit, tüm dünyaya haykırdı: “Çanakkale Geçilmez”
İtilaf Devletleri’nin (İngiltere, Fransa, İtalya) Boğaz’ı geçerek İstanbul’u işgal etmek, Osmanlı İmparatorluğu’nu savaş dışı bırakmak  ve İtilaf  Grubundaki Çarlık Rusya’sına yardım ulaştırmak maksatlarıyla giriştikleri Çanakkale Seferi Deniz ve Kara Savaşları olmak üzere iki safhalıdır.
Birinci  safha olan Çanakkale  Deniz Savaşında zamanın en güçlü ve modern deniz gücüne sahip donanma deniz mayınları ve kıyı topçumuzun etkili ateşleri karşısında  gemilerinin  yarısını kaybetmiş, 18 Mart 1915’te altı saat süren mücadele sonucunda Çanakkale Boğazını denizden geçemeyeceğini anlayarak geri çekilmiştir.
Emperyalizme vurulan ilk büyük tokat olmakla birlikte,  Çanakkale Zaferi’ni  18 Mart 1915 sınırlandırmak doğru değildir. Harp tarihinin en yoğun ve en kanlı savaşlarından birisi olan Çanakkale Savaşı’nın  kara  safhası 9.5 ay sürmüş ve her iki taraftan  toplam yarım milyon  zayiata  neden olmuştur.
Çanakkale Boğazını  denizden geçemeyeceğini anlayan  İtilaf Devletleri, Gelibolu Yarımadası’nı işgal ederek kıyı topçumuzu etkisiz hale getirmeyi , mayınları emniyetli bir şekilde temizleyerek boğazdan geçmeyi planlamış, bu maksatla donanmanın ateş desteğinde büyük bir birleşik/müşterek kara gücünü kullanmıştır.
Ancak, Gelibolu Yarımadası’nı  işgal girişiminde bu kez karşısında önce 19. Piyade Tümen Komutanı Yarbay olarak başlayan ve 5 hafta sonra  1 Haziran 1915’te  Anafartalar Grup Komutanı olan Albay Mustafa Kemal’in üstün  komutanlık yeteneğine çarparak yine başarısız olmuş ve geri çekilecekti.
Çanakkale’de yapılan  vatan savunması , Türk tarihinin olduğu kadar dünya askeri tarihinin de en önemli muharebelerinden biridir. Yarbay Mustafa Kemal, 25 Nisan 1915’te Arıburnu’na çıkan ANZAC Kolordusunu, Tümeninin etkili karşı taarruzu ile geri püskürtmüştür. ANZAC Kolordusunun  hedefi yarımadaya hakim olan Kocaçimen Tepeyi ele geçirmektir.  Bu hedef ulaşırsa İtilaf Kuvvetleri savaşı kazanmış olacaktır.
Ordunun ihtiyat Tümenin  komutanı olan Yarbay Mustafa Kemal,  bizzat yaptığı keşifle durumun ciddiyetini kavramış ve askeri teamüllere aykırı olarak ordu komutanının emri olmadan inisiyatifini kullanarak ordu ihtiyat tümenini muharebeye sokmuş düşmanı geri püskürtmüştür. Bu olayda Tümenine verdiği “Ben Size Taarruzu Değil, Ölmeyi Emrediyorum” tarihi emri ile sayıca ve ateş gücü bakımından üstün olan düşmana karşı karar üstünlüğü sağlayarak ilk gün İstanbul’un  işgaline engel olmuştur..
.. 25 Nisan’dan 6 Ağustos’a kadar yoğun muharebelere rağmen hedefine ulaşamayan düşman takviyeli birlikleri ile 6 Ağustos’ta  Arıburnu ve Anafartalar bölgesine  ikinci bir çıkartma yapmıştır.  Mustafa Kemal, 25 Nisan 1915’ten sonra ikinci kez İstanbul’u işgalden  kurtarmış ve yetkin bir komutan olarak Türk ve dünya kamuoyunda kendisini ispatlamıştır..
..Kendi kuvvetlerini Kocaçimen Tepesinde dinlenmeye bırakan Mustafa Kemal, maiyetiyle birlikte Conkbayırı’na ilerlemektedir. O sırada geri gelmekte olan bir birlikle karşılaşır. Mustafa Kemal, yaşananları şöyle anlatmıştır: “Niçin kaçıyorsunuz, dedim. Efendim, düşman dediler. Nerede?  İşte diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.” Bu kadar yaklaşmış tehlike  karşısında komutan, soğukkanlılığını bir an bile bırakmayacaktır: “Kaçan efrada: Düşmandan kaçılmaz”, dedim. Cephanemiz kalmadı dediler. Cephaneniz yoksa süngünüz var, dedim. Ve bağırarak bunlara ‘Süngü Tak!. Yere yatırdım” ..
Gerideki Piyade Alayı ile dağ bataryasının yetişebilen erlerini, kendi bulunduğu yere çağırır. Düşman birliği de kendini yere atacak, komutanın anısı, “Kazandığımız an bu andır..” diye noktalanacaktır.. Arıburnu Kuvvetleri Komutanı olarak 8 Mayıs 1915 günü verdiği emir, onun çabuk karar verme, bu kararı güçlü bir şekilde uygulama, sorumluluktan kaçınmama, özveriyi elden  bırakmama gibi niteliklerinin etkileyici bir örneğidir: “Size Ben Taarruzu Emretmiyorum, Ölmeyi Emrediyorum. Biz Ölünceye Kadar Geçecek Zaman İçinde, Yerimize Başka Kuvvetler Gelebilir. ”
Conkbayır’daki çarpışmada Komutanın göğsüne  şarapnel misketi  çarpacak, yaşamını cebindeki parçalanan saati kurtaracaktır.  Bu saati Liman Von Sanders Paşa saklamak  üzere alarak yerine kendi aile armasını taşıyan saatini verir.   Kaynak: Konur Ertop, “Anafartalar’da Akıl Yürütmesi Hızlı Kararları Kesin Genç Bir Komutan”, Bütün Dünya, s. 14-15,Başkent Üniversitesi Kültür Yayını ,  1 Mart 2020
Ordu Komutanı Liman Von Sanders cephenin   diğer sektörlerden uygun olan Tümenleri çıkartma  bölgesine kaydırmıştır. Bölgede toplanan dokuz tümenin bir elden sevk idaresi gereği ortaya çıkınca Albay Mustafa Kemal bölgedeki Tümenleri kendi isteği ile Anafartalar Grup Komutanı olarak emrine almıştır. 
Anafartalar Grup Komutanı Albay  Mustafa Kemal, 9 Ağustos “Birinci Anafartalar” ve 10 Ağustos “Conkbayırı” karşı taarruzları ile düşmanın ilerlemesini durdurmuş, nihayet 21  Ağustos’taki “İkinci Anafartalar” karşı taarruzu ile düşmanı çekilmeye zorlamıştır.
21 Ağustos Çanakkale Kara Savaşı’nın doruk noktasıdır. Bu tarihten sonra düşman yeni bir girişimde bulunamamış, yenilgiyi kabul ederek çekilmeye karar  vermiştir.. Mustafa Kemal, 25 Nisan’dan sonra ikinci kez İstanbul’u işgalden kurtarmış ve yetkin bir komutan olarak Türk ve dünya kamuoyunda kendini ispatlamıştır..
Sonuç olarak; Çanakkale’yi “geçilmez” yapan kahraman Mehmetçiğin üstün savaşma azim ve iradesi   ile bu azim ve iradeyi yüksek komutanlık yeteneği ile etkili bir şekilde kullanan Mustafa Kemal’dir.  Mustafa Kemal olmasaydı Çanakkale geçilir, tarih başka türlü yazılırdı.
Çanakkale; Kuvayi Milliye’nin, İstiklal Mücadelemizin temel harcıdır. Çanakkale; Türk Milletinin, Mustafa Kemal Atatürk , Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa, Koca Seyit, 57. Alay, Nusret Mayın Gemisi ile  yazdığı  kahramanlık destanıdır..
Çanakkale Geçilmez Destanını yazan kahramanlarımızı, Çanakkale Zaferinin 107. Yıl dönümünde saygı ve rahmetle  anıyoruz.. 18 Mart Çanakkale Zaferiniz Kutlu Olsun.. DEVAM EDECEK