Sevgili canlar, değerli dostlar, şafak yüzlü gençler-

Yeşilırmak Sancağının Milli Mücadele tarihimizde müstesna bir yeri vardır. 5 Eylül 1974 tarihinde sadece 125 mücahit ve 25 kişilik bir milis kuvvetine sahip Yeşilırmak sancağının halkı ile bütünleşerek kıyasıya can siperane yaptığı direniş mücadelesi dillere destan olmuştur.Yeşilırmak Bölgesinin milli Kıbrıs davamıza yaptığı katkıları satır başlarıyla şöyle özetlemek mümkündür.

1-Yöre halkı içinden çıkan öz evlatlarının büyük özverili çalışmaları ile Türkiyemizden gönderilen TMT görevlisi seçkin subayların himayelerinde örgütlenmişlerdir.

2-Erenköyü bereketçilerinin koskoca dalgalarla boğuşarak zifiri karanlıkta Türkiyemizden güçlükle Yeşilırmak kıyılarına ulaştırdıkları savaş malzemelerini teslim alarak bir kısmını kendileri ve bir kısmını da merkezin ve onların elde ettikleri özel kuryelerle diğer tüm yerleşim yerlerine çok gizli bir şekilde düşmana sezdirmeden ve yakalanmadan salimen ulaştırmışlardır.

3-Bölge mukavemetçileri ile mücahitleri Türkün namusunu ve şerefini korumuşlardır. Ruma bir karış toprak vermedikleri gibi onların egemenliği altına hiçbir zaman girmemişlerdir. Yeşilırmak sancağı düşmemiştir, Türkün bayrağını yere düşürmemiştir. En yüksek noktalarda dalgalandırmıştır, .

4-9 Mart 1964,26 Nisan 1964,21,22,23 Temmuz 1974,14 Ağustos 1974,16 Ağustos 1974 ve daha başka muhtelif bir çok tarihlerde bölge insanı ve mücahidini yok etmek için Rumların başlattıkları top yekün saldırılara yiğitçe karşı koymuşlardır.

5-Sivil halk, kadın, ihtiyar ve çocuklar için sığınaklar ve mağaralar yapmışlardır. Bu nedenle milli mücadele döneminde hiçbir sivilin burnu bile kanamamıştır.

6-Göçmenler için yeni bir köy (yörükköy) inşa etmişlerdir.

7-Mukavemetçimizle,mücahitlerimiz Türkün namusunu, şerefini ve topraklarını korurken, kadınlarımız ve ihtiyarlarımız tarlalarda ve bahçelerde çalışarak diğer Türk bölgelerinde yaşayan halkımızın sebze ve meyve ihtiyacını karşılamışlardır. Kadınlarımız Türk İstiklal savaşında olduğu gibi mücahitlerimize çorap, hırka örmüşler, Su, yiyecek ve mermi taşımışlardır.

8-Erenköy sancağına lojistik destek sağlamışlardır.

9-Güç koşullara karşın adayı terk etmeyip Rumlara karşı direnmişlerdir.

10-Bunlar gibi daha bir çok hizmetler ifa ederek 20 Temmuz 1974 e kadar 9 ve 16 Ağustos 1974 e kadar altı olmak üzere on beş şehit vermişlerdir.

11- Kahraman Türk barış kuvvetleri 16 Ağustos 1974 te Lefkeye girmiş ancak Yeşilırmak a ulaşmadan ateşkes sağlanmıştır. Bölge mücahitleri 5 Eylül 1974 te Mehmetçiklerle müştereken yaptıkları Erikler çiçek açtı yarım saatlik bir harekatla bugünkü sınırlarımızı çizmişlerdir.

İşte Yeşilırmak sancağında yıllarca süren dayanışmanın, direnişin, şahlanışın ve hürriyeti elde etmenin gerçek kısa bir öyküsü.

Direniş, bütünleşme, hürriyet, hür yaşamak, korkmadan ve geleceğinden emin olarak hürriyetin havasını teneffüs etmek ne güzel bir duygu.

SEVGİLİ CANLAR,DEĞERLİ DOSTLAR,ŞAFAK YÜZLÜ GENÇLER-

Bu yazımda herkesin merak ettiği (Yeşilırmak,Erenköy neden birleşmedi?) sorusuna bir açıklık getirmek istiyorum.

BİR EMRİVAKİ

5 Eylülde Yeşilırmak ve bölgesini Türk ordusunun kurtardığı topraklara kattıktan sonra bu sefer Erenköy ve bölgesini birleştirmek için Yeşilırmak sancağı olarak hazırlıklara başladık. Ancak bizim bu teşebbüsümüzden Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığının haberi yoktu. Rumların GÜNEBAKAN köyündeki bulunan mevzilerimize ateş açmalarını fırsat bilerek Türk Barış Kuvvetlerinden yardım istemiştik. Yeşilyurt alayından dört ciple takviye olarak gelen Mehmetçiklerle birlikte 5 Ekim 1974 GÜNEBAKAN sırtlarında bulunan Volkan,Kafkas ve ihtiyarlar mevzilerinden 81 mm lik havan ve geri tepkisi toplarla aralıklı 15 saat süre ile Rum mevzilerini dövdük. Rumlar bu bölgedeki köyleri boşaltmışlardı. Mücahitlerimiz Yeşilırmak sancağı komutan muavini kapalı adı Cahit Metenin komutu ile taaruza geçmeye hazırlandığı bir sırada çatışma yerine gelen üst düzey bir komutanın emri ile ateşi kesmek mecburiyetinde kalmıştık. Böylece Yeşilırmağın Erenköyle birleşme meselesi yarıda kalmıştı.

Ama babayiğit mücahitler Erenköyü korumuş, Rumlara teslim olmamış ve Türk bölgesi olarak kalmıştır.

Bugün (5 Eylül 2025. Bu mutlu ve onurlu günün 51.yıldönümüdür. İlgilenen herkese kutlu olsun.

Bugün vesilesiyle bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum, yaşayan mücahitlere, Mehmetçiklere, gazilere yürekten saygılar sunuyorum.

DEĞERLİ DOSTLAR,SEVGİLİ CANLAR,ŞAFAK YÜZLÜ GENÇLER

Bu gün ülkemizde maalesef tarih bilmeme,gerçekleri idrak edememe ve tarihi gerçekleri inkar etme derecesine varan bir durum söz konusudur.

**

Kıbrıs Türkünün özgürlük hareketinin başarıya ulaşmasında Yeşilırmak sancağının yeri üstün ve önemi çok büyüktür.

20 Temmuz 1974 te Türk Barış harekatının başlaması için imza atan Türkiyemizin döneminin başbakanı Bülent Ecevit 5 Ocak 1975 te Yeşilırmağı ziyaret ettiğinde onu içten gelen bir sevgi ve coşku seliyle karşıladık.Köy meydanında toplanan bizlere bir sandalye üzerine çıkarak gerçeklikten hiç sapmadan özen ve heyecanla yaptığı tarihi konuşmayı şimdi gelin hep birlikte okuyalım.

Rauf Özhun

KAHRAMAN YEŞİLIRMAKLILAR-

Sizlerin aranıza gelmekten, sizi uzun yıllardır bir karışını başkasına vermediğiniz topraklarınızda gözlerimle görmekten büyük kıvanç duyuyorum sağolun.

**

SEVGİLİ KARDEŞLERİM-

Yıllarca dört bir yanınız sizin yaşama hakkınızı, özgürlüğünüzü kaldırmak isteyenlerle çevrili olduğu halde, siz Yeşilırmak ta bu güzel yeşil beldede Türklüğün onurunu, Türklerin özgürlüğünü korudunuz.

**

SEVGİLİ KARDEŞLERİM-

Barış harekatından sonra Yeşilırmaklıların kendilerinin barış gücüne, barış kuvvetlerimize katılmaları bizim gücümüze güç, umudumuza umut kattı. Allah sizlerin şehitlerinize rahmet eylesin.

**

SEVGİLİ YEŞİLIRMAKLILAR-

Siz yalnız Türkün gücünü, Türkün kahramanını değil, aynı zamanda Türkün çalışkanlığını da bütün dünyaya gösterdiniz. Önümüzdeki dönem sizlerin kalkınma mücadelesi vereceğiniz dönem olacaktır.

Nasıl özgürlük mücadelesini kazandıysanız özgürlüğünüz önünde şu dağlar gibi yükselen engelleri nasıl aştıysanız kalkınma mücadelesini de aynı şekilde zafere ulaştıracaksınız.

**

SEVGİLİ KARDEŞLERİM-

Yakında Kıbrısın Türk bölgesine yepyeni bir uygarlık yaratacaksınız. Bütün dünya karşısında Türk olarak sizlerle kıvanç duyuyoruz, kıvanç duyacağız.

**

SEVGİLİ KARDEŞLERİM-

Aranızda bu vatanı sizin adınıza sizlere kazandıran kahraman mücahitlerimizi görüyorum, onları yürekten kutluyorum. Yalnız onların değil, kadın, erkek ve her biri mücahit olan bütün Yeşilırmaklıları kutluyorum. Yeni yıla aranızda girdiğimiz için eşim, arkadaşlarım ve ben çok mutluyuz, sizlere mutlu yıllar diliyoruz. Sizlere şimdiye kadar barışı göstermeyenlere siz barışın ne olduğunu göstereceksiniz. Buna inanıyorum size mutlu yıllar, özgür yıllar, barış içinde yıllar diliyorum. Yeşilırmaklılar sağolun.

**

Bülent Ecevit köyümüzü çok seviyordu. O yüzden beş kez ziyaret etmiştir. 1994 de ziyaret ettiğinde (Yeşilırmak halkı çalışkanlıkla kahramanlığı, girişimcilikle üretkenliği, başarı ile bağlaştıran bir halktır. Bu nedenle Yeşilırmağın gönlümde ayrı bir yeri vardır) demişti.

**

5 EYLÜL 1998 yılında Yeşilırmak ın direniş ve bütünleşme gününde Yeşilırmakta yapılan kutlamalara iştirak ederek bölge insanımızı onurlandırmışlardır. Bu Yeşilırmak ve bölge halkı için bir onur ve şereftir.

**

Kendilerine Allah tan rahmet diliyoruz. Nurlar ve ışıklar içinde yatmasını, mekanının cennet olmasını cenabı haktan niyaz ediyoruz. Ruhu şad olsun. Onu hiçbir zaman unutmayacak ve daima anacağız.

Türkiyemizin bir başbakanı, Yeşilırmak ve bölgesinin direniş ve bütünleşme (onur gününde) Yeşilırmak a geliyor ama KKTC nin başına gelmiş geçmiş onca başbakanın çoğu gelmediği gibi Yeşilırmak sancağının bu milli günü için bile her hangi bir kutlama mesajı yayınlamadığını söylemeden geçemeyeceğim.

SEVGİLİ CANLAR,DEĞERLİ DOSTLAR,ŞAFAK YÜZLÜ GENÇLER-

Eşitlik olmayan yerde özgürlük vahşet gibidir,

İş-aş, yenilik, güzellik ve zenginlik sadece partizanlar için olmamalıdır.

Fert yalnız başına yükselirse buğday başakları gibi tepesinden kırılır. Önemli olan tüm toplumun yükselmesi değil midir?

SEVGİLİ CANLAR DEĞERLİ DOSTLAR ŞAFAK YÜZLÜ GENÇLER-

Biz susarsak tarih susmaz,tarih susarsa hakikatler susmaz,

Onca emek vermiş,kan dökmüş ülkenin karanlığıyla hep savaşmış, kadir şinas toplumumuzun kurduğu devleti henüz arzu ettiğimiz çağdaş medeniyet seviyesine ulaştıramadık. Türkiyemiz en dar zamanında bile bizlere mali yardımı sürdürdüğü halde ülkemizin sorunlarını çözmeyi başaramadık.

FAKAT AMA VELAKİN

Bunca yıllık acı tecrübelerden sonra karanlığa mahkum olmadığımızı çıkış yolumuzun GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ÜN GÖSTERDİĞİ DOĞRU,AÇIK,IŞIKLI,HAYIRLI VE UĞURLU YOLDAN YÜRÜMEKTEN BAŞKA BİR YOLUN OLMADIĞINI ANLADIK.

SEVGİLİ CANLAR DEĞERLİ DOSTLAR ŞAFAK YÜZLÜ GENÇLER-

DAĞ BAŞINI DUMAN ALMIŞ.

HAYDİ

BİR AN ÖNCE MUSTAFA KEMALİN ASKERLERİ GİBİ YÜRÜYELİM ARKADAŞLAR.

GÜNÜN SÖZÜ-

Doğruluğun gemisi rüzgarda gider, Tanrı Utu ona bir liman bulur. Fenalığın gemisi de rüzgarda gider, fakat o kıyılara sürüklenir.

(4000 yıl önce Mezopotamya da yaşamış Sümerlerin bir atasözü-)

Kaynak:Muazzez İlmiye Çığ