13 Nisan 2022 tarihli yerel basınımıza yansıyan haberlere göre; BM Siyasi İşler Bölümü Avrupa, Orta Asya ve Amerika Genel Sekreter Yardımcısı Miroslav Jenca ile kendi makamında görüşen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar; Jenca’nın Kıbrıs’ta taraflar arasındaki diyaloğun devam etmesi , Kıbrıs sorununa çözüm bulunması yönündeki gayretlerinin devam ettiğini ve arayış içerisinde olduklarını söylediğini belirtti.
Kendilerinin ise Jenca’ya geçen yıl Nisan ayından bu yana yaşanan süreçle ilgili bilgi verdiklerini, Kıbrıs’ta resmi müzakere sürecinin Kıbrıslı Türklerin egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün kabul görmesiyle başlayabileceklerini ifade eden sayın Ersin Tatar; bu görüşlerini 27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilen 5+BM toplantısında ortaya koyduklarını ve bu duruşlarının değişmediğini söylediklerini belirtti.
Kıbrıs’ta son yıllarda önemli gelişmeler olduğunu, bölgesel dengeler ve istikrarın önemli bir hal aldığını ve Türkiye’nin de tam desteğiyle bu yeni siyaseti sürdürdüklerini Jenca’ya aktardığını belirten sayın Ersin Tatar: 50 yıldan uzun süre sürdürülen Federal çözüm müzakerelerinden herhangi bir sonuç alınamadığını, bunu en iyi bilenlerden birinin BM olduğunu da Jenca’ya ilettiklerini söyledi.
KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, Jenca ile görüşmelerinde her iki tarafında fayda sağlayacağı ama bir tarafın otoritesinin diğer tarafa yayılmayacağı güven artırıcı önlemlerin konuşulabileceği görüşlerini ortaya koyduklarını da söyledi.
Gerçek şu ki, bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemen eşitliğini kabul edecek gibi görünmeyen GKRY dün olduğu gibi bugün de “Üniter Bir Devleti” öngören politikalarını sürdürmeye devam etmektedirler.
Diğer yandan Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarına ilişkin öneriler hakkında basın açıklaması yapan KKTC Dışişleri Bakanı sayın Tahsin Ertuğruloğlu, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kıbrıs meselesinin özünü oluşturan statü sorununu ortadan kaldırmak ve kabul edilebilir bir anlaşmaya ulaşılmasını mümkün kılmak amacıyla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün teyidini öngören ve gerçekçi bir vizyona dayanan” Kıbrıs politikasını kararlılıkla sürdürdüğüne vurgu yaptı..
..Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin adadaki iki halkın Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarından karşılıklı ve eşit bir şekilde yararlanılabilmesi için Doğu Akdeniz’in bir işbirliği alanına çevrilmesini desteklediğini ifade etti. Devamla bugüne kadar Hidrokarbon kaynaklarından eşit bir şekilde yararlanılmasını içeren yapıcı öneriler ortaya koyduklarını dile getiren sayın Tahsin Ertuğruloğlu; Kıbrıs Türk tarafının yapmış olduğu Temmuz 2019 tarihli kapsamlı ve yapıcı önerileri yanında Türkiye’nin de KKTC’nin iştirakini içeren önerilerinin hala daha masada olduğunu bir kez daha vurguladı.
15 Nisan 2022 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre önceki akşam KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar, GKRY lideri Anastasiadis ile Güney Kıbrıs’ta kadınların olası bir uzlaşı sürecine etkin katılımını sağlamak amacıyla hazırlanan eylem planının lansmanına katılmasının ardından Başkanlık Sarayına dönüşünde Nikos Anastasiadis basın mensuplarına açıklamada bulundu.
Konu ile ilgili olarak Fileleftheros gazetesinde yer alan habere göre GKRY lideri Anastasiadis’in “Kıbrıs sorunuyla ilgili olan ve müzakerelerin yeniden başlamasına yardımcı olabilecek konular gündeme getirmeye çalıştığını ancak karşısında her konuda olumsuz bir Tatar bulduğunu” iddia etti.
Fileleftheros gazetesine göre; etkinliğin yapıldığı eski Lefkoşa Havalimanı’ndan Rum Başkanlık Sarayı’na dönüşünde gazetecilere yaptığı açıklamada Anastasiadis “Kıbrıs Türk tarafında istikrarlı bir uzlaşmazlık olduğu” iddiasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la yedi ayın ardından yaptıkları ilk görüşmeden ortaya bir şey çıkıp çıkmadığının kendisine sorulması üzerine Anastasiadis: “Ne yazık ki, kendisine bir görüşme yapılmasının iyi olacağını ve Kıbrıs sorununun yıllardır üzerinde mutabık kalınan çözüm temelinden bahsettiğimize göre , her iki tarafın da kaygılarının ortaya konması ve bunlarla nasıl başa çıkacağımıza bakmamızı önermeme rağmen , ilk önce egemen eşitliğin kabul edilmesi , akabinde de çözüm için zemin olup olmadığını görmeye çalışmamıza dair kabul edilemez tezde ısrarcı olmak istedikleri görülüyor.”
Açıklamasında, Güven Yaratıcı Önlemlerin görüşülmesini de önerdiğini öne süren Anastasiadis “Kıbrıslı Türk muhatabın müdahaleleri, niyetlerini yeterince gösteriyordu. Yani kısacası reddetmeydi” iddiasında da bulundu.
Tatar’a “Mülteci akışlarının engellenmesi için önlemler almaları gerektiğini ve bunların ne yazık ki Türkiye tarafından siyasi amaçlarla kullanıldığını söylediğini” de ifade eden Anastasiadis, Cumhurbaşkanı Tatar’ın ise buna itiraz ettiğini ve uzmanların bu konuyu görüşmelerini istediğini dile getirdi.
Sözlerinin devamında Anastasiadis, Tatar’a “Bunun uzmanların konusu değil, her ay özgür bölgelere gittiği kayda geçirilen binlerce kişinin engellenmesinin siyasi irade meselesi olduğunu” söylediğini iletti.
Açıklamasına “Kıbrıs Türk tarafında sürekli bir uzlaşmazlık gözlemlenmesinden duyduğu üzüntüyü” de dile getiren Anastasiadis, BM danışmanı atanması konusunda ortak zemin olup olmadığı sorusuna da olumsuz yanıt vererek, Rum kesiminin geçtiğimiz yıl Eylül ayında New York’ta BM Genel Sekreteri’yle yapılan görüşmede üzerinde uzlaşılarda ısrarcı olduğunu vurguladı.
Sonuç olarak; Rum liderliği 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni temsil ettiği sürece Rumlarla herhangi bir görüşme süreci yapılmaması gerektiğine inanıyorum. Rum liderliğine düşen görev öncelikle bağımsız ve egemen devletimiz KKTC’ni tanımak olmalıdır. Aksi taktirde Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüme varılması asla ve asla mümkün değildir.
Rum-Yunan ikilisi Kıbrıs’ta var olan gerçekleri kabul etmek durumundadırlar. Kıbrıs’ta bağımsız ve egemen iki devlet vardır. Kıbrıs Türk Halkı bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden geri adım atması söz konusu olamaz.
Unutulmamalıdır ki Kıbrıs Türk halkı 15 Kasım 1983’te bağımsız ve egemen devletimiz KKTC’ni ilan etmesi sonrası da Rumlarla adil ve kalıcı bir siyasi çözüm için yıllarca görüşme masasına oturdu. Ama ne var ki Rum-Yunan ikilisinin tarihin derinliklerinden gelen Enosis rüyası görmeye devam etmeleri nedeniyle adil ve kalıcı bir siyasi çözüme varılamamıştır.
Kıbrıs Türk Halkı; dün olduğu gibi bugün de hala daha ambargolar ve izolasyonlar altında yaşamaya devam ediyor. Dünya kamuoyu, BM öncelikle bu konular üzerine odaklanmalıdır. BM Güvenlik Konseyi’ne düşen görev Bağımsız ve egemen devletimiz KKTC’nin tanınmasına engel olan kararlarını iptal etmektir..
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımadan Rumlara siyasi bir çözüm için görüşme masasına oturulmamalıdır..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…