19 Ekim’de gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışacak adayların resmi olarak YSK’ya başvurularını yapmalarının ardından yapılan resmî açıklamaya göre; devleti yönetmeye talip olan adayların sayısında artış meydana geldi. Mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yanı sıra Ahmet Boran, Arif Salih Kırdağ, Hüseyin Gürlek, İbrahim Yazıcı, Mehmet Hasgüler, Osman Zorba ve Tufan Erhürman Cumhurbaşkanlığına talip olan isimler.

Adayların iç ve dış politika özelinde vaatlerini mercek altına almaya seçimlerin en renkli ismiyle devam edelim.

2020 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerin de adaylığını koyan şair ve tıp doktoru Dr. Ahmet Boran, hakkın ve halkın Cumhurbaşkanı olma şiarıyla bu seçimlerde de adaylığını ortaya koydu. Boran’ın vaatleri başta ekonomi, sağlık, eğitim, tarım ve hayvancılık sektörü olmak üzere KKTC’de dibe vurduğunu düşündüğü tüm sorunları düzeltmeye/çözmeye yönelik. Dolayısıyla seçilmesi durumunda iç politikaya ağırlık vereceğini söylemek mümkün.

İÇ POLİTİKA

İç politika bağlamında adada artış gösteren kriminal olaylara seçmenlerinin dikkatini çeken Boran, iyi bir yönetim anlayışıyla bunları rahatlıkla çözebileceğini ifade ediyor. Bu sorunları çözmeye yönelikse dünyada eşi benzeri olmayan ıslah makamlarının önemine dikkat çekiyor. Kurmayı planladığı Islah makamlarıyla adada yaşayan halkın eğitilerek kamu düzeninin sağlanabileceğini vurguluyor. Kriminal olayların artışların yanı sıra, ülkede artış gösteren sağlık sorunları ve bu artışa bağlı olarak mevcut hastane sisteminin yetersizliğine vurgu yaparak bu sorunları çözmeyi vaat ediyor. Lefkoşa’ya iki farklı yerel hastane ve bir okul kurma vaadi geçen seçimde olduğu gibi bu seçimde de verdiği diğer vaatler arasında. Yerel basına verdiği demeçlerdeyse hali hazırda yapımı tamamlanan Cumhurbaşkanlığı külliyesi yerine rahatlıkla bu 2 hastanenin yapılabilecekken külliyenin yapıldığını, bu binanın yapımının yanlış olduğunu vurguluyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisinin seçimi kazanması durumundaysa eski Cumhurbaşkanlığı konutunda görevini yürütecek. Bunların yanı sıra, Kuzey Kıbrıs’ta yıllardır yapılmayan nüfus sayımlarınınsa kasıtlı olarak yapılmadığı düşünüyor. Nüfus sayımının da ivedi bir şekilde yapılacağı verdiği vaatler arasında yerini alıyor.

Ahmet Boran’ın basına verdiği demeçlerinden anladığım kadarıyla Kuzey Kıbrıs halkının yaşadığı sorunların güzel bir röntgenini çekmiş. Röntgen sonuçlarına göre tanıyı koymuş. Adaylık iddiasıyla da bu sorunlara özel reçete sunarak tedavisini uygulamak istiyor. Öte yandan adada bu kadar sorun varken gençlerin bu sorunları bahane ederek beyin göçü ile başka ülkelere kaçmasına da karşı. Seçimi kazanması durumunda genç beyinleri içeride tutarak ülke içini kalkındırmak istiyor.

DIŞ POLİTİKA

Bir önceki seçimlerden sonra ikinci kez seçmenin karşısına çıkacak olan Boran, seçmenleriyle buluştuğu zamanlarda yaptığı açıklamalarda Kıbrıs sorunu diye bir şey olmadığını ve bu yalana son vermek için aday olduğunu ifade ediyor. Ayrıca, iyi okullarda okuyan Rum gençlerini papazların yerine başa geçmeye teşvik ederek papazların siyaset üzerindeki etkisini ortadan kaldırmayı böylece ikili ilişkilerde gençlerin aktif rol almasının daha doğru olacağını savunuyor. Rum tarafındaki papazları ikili ilişkilerin ivme kazanmasının önünde engel olarak görüyor.

Özetle, hekim edasıyla Kıbrıs toplumunun röntgenini çekip sorunlara özel reçete sunan ve sorunların çözümüne yönelik yeri geldiğinde KKTC meclisinin önünde tek kişilik ses yükselten Boran’ın, geçmiş seçimlere kıyasla oylarını ne derece arttıracağını ve dolayısıyla seçilip seçilemeyeceğini, seçilmesi durumundaysa bu sorunlara gerçekten derman olup olamayacağını kısa bir süre içinde görmüş olacağız.