Bütün dünya ayağa kalktı... Filistin için bugüne kadar bu kadar büyük mitingler, sokak gösterileri ve protestolar olmamıştı. Olayı televizynlardan ve facebook’tan izleyin. Filistin ve Gazze’de İsrail bombardumanından ölenler için ne kadar büyük boyutta bir protestodur, görüyoruz. Fakat Netanyahu’nun kılı kıpırdamıyor. İllede “Filistinlileri bitireceğim” diyor. Dünyanın yetiştirdiği “ikinci NAZİ” diktatörü İsrail Başbakanı Netanyahu’yu alnından vuracak bir kahraman yok mu?

Benim gibi düşünen kim bilir ne kadar insan var dünyada...

Bu iş nereye kadar sürecek? Bunu da sorguluyorum.

Dünyadaki savaş ve soykırımları incelediğimizde nerdeyse Filistin katliamı ilk sıralara yerleşecek. İsrail halkı nerede, tepkisini ortaya koysun? Veya ülke siyasetindeki muhalifler bu duruma nasıl seyirci kalabilir?

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasının birinci konusu Filistin soykırımıydı.

Erdoğan orada yaptığı konuşmasını yaparken, kürsüye pek çok Filistin soykırımına ait resimler göstermişti dünyaya.

Adeta BM Genel Kurulu’nda bulunan delegasyonlara, “Siz nasıl insanlarsınız? Hiç mi vicdanınız yok?” sorusunu sormuştur adeta. Adeta değil, resmen sözleri ile ve elindeki fotoğraflarla bu soruyu sordu. Bu işin adetası yok. Bal gibi de Erdoğan o resimlerle dünyanın suratına bir şamar indirmiştir.

Elbet bu tür diktatörlerin ömrü uzun olmaz. Bir gün bir fedai çıkar ve onu alnından vurur. O zaman ne zamandır?

Uluslararası Ceza Mahkemesi Netanyahu hakkında tutuklama kararı aldı ama bir netice yok.

Netanyahu kendini kahraman ilan etti nerdeyse... Böyle kahramanlık olmaz. Özellikle durumu incelediğimizde, bütün fesatın başının Amerika olduğunu anlarız. Trump’tan önceki Başkan Joe Biden Netanyahu’ya çok yüz vermiştir. Silahları İsrail’lilere temin eden de ABD’dir. Yani giden milyonlarca canın günahları onun da boynunda.

Trump geldi, İsrail daha da azıttı. İnsan düşünüyor.

İsrail’i bu kadar şımartan ABD’deki Yahudiler mi? Veya ABD Lobisi mi?

Öyle görülüyor ki giden insanların cesetleri üzerine oturan Yahudiler, kıyım yapamktan vaz geçmeyecekler.

Farkındaysanız bütün dünyanın sabrı tükendiği gibi Türkiye’nin sabrı da tükenmiştir. Her sabrın da sınırı vardır. Benim korkum Türkiye’nin bir gecede İsrail’in başına bombaları yağdırması ve savaşın şeklinin değişmesidir. Yani metazori Türkiye’yi savaşa sokacaklar.

Netanyahu’nun korkulu rüyası da Türkiye’dir. Erdoğan’ın “Sabrımızı taşırıyor” sözleri bütün dünya basının içine bir bomba gibi düştü. O nedenle değil mi ki Netanyahu Türkiye’nin saldırısından korkuyor.

Yunanistan ve Kıbrıs Rumlarının ağzı açık bekliyorlar, Türkiye’nin bir savaşa girmesini. Daha da açıkçası Türkiye’nin başına bir belanın bulaşması ve Rumlarla Yunanlıların harekete geçmesi. Harp sanayiini büyüten, deniz çıkarma gemileri ve insansız silah üreten koca Türkiye bu palavralardan korkar mı? Mehmetçik aslan gibi baş ucumuzda.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron BM’de resmen açıkladı.

“Fransa Filistin’i tanımıştır.”

Bu sözlerle elektrikleri üzerine çeken Macron korkusuzca bu sözleri söylemiştir. Türkiye-Fransa yakınlaşması Filistin katliamının sonlanması ve onların da yaşama hakkı olmasına dayanır.

Netanyahu New York’a uçmuş. Uçarken de tedbirlerini almış, herhangi bir süikaste uğramasın diye. Lkin er ve geç o korkusu gerçek olacak ve bu soykırım da bitecek. Netanyahu giderken rota değiştirmiş. Tutuklanmasın diye Avrupa ülkeleri üzerinden değil de, Akdeniz üzerinden yol almış.

Yine de soruyorum.

Yok mu bir kahraman şu katil Netanyahu’yu alnından vuracak?