Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün 87. Yıl dönümünde minnet, şükran, saygı, özlem ve rahmetle anıyoruz.
10 Kasım 1938 Perşembe günü saat 09.05’te İstanbul’da Dolmabahçe Sarayında hayatını kaybeden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşı; 14 Kasım’da Dolmabahçe Sarayında hazırlanan katafalka konulmasının ardından halk, 3 gün boyunca Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önünden saygı ile geçti.
19 Kasım günü Dolmabahçe’den başlayan kortej eşliğinde muazzam bir kalabalığın göz yaşları arasında Sarayburnu’ndan Yavuz Zırhlısına uğurlanırken Türk Hava Kurumuna bağlı uçaklar saygı uçuşunda bulunuyorlardı..
..Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşının İzmit’e getirilmesinin ardından çok sevdiği Kara Tren ile 20 Kasım’da Ankara’ya ulaştı ve 21 Kasım’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin önünde yapılan törenle Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşı Etnografya Müzesi’ne konuldu.
09 Ekim 1944 tarihinde inşası başlayan Anıt Kabir’in Eylül 1953’te tamamlanmasının ardından Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cenazesi, Ankara Etnografya Müzesinde 15 yıl tutulduktan sonra 15 Kasım 1953 tarihinde Ankara’da Anıtkabir’e nakledilmiştir.
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ile andığımız bu günde Atatürk’ü en güzel ve en iyi ve en doğru yine Atatürk’ün kendi sözlerinden öğrenebiliriz. O günde Gazi Mustafa Kemal Atatürk:
“İki Mustafa Kemal Vardır. Biri Ben; Et ve Kemik, Geçici Mustafa Kemal.. İkinci Mustafa Kemal, onu “Ben” kelimesi ile ifade edemem; O, Ben Değil, Bizdir!.. O, Memlekettin Her Köşesinde Yeni Fikir, Yeni Hayat ve Büyük Ülkü İçin Uğraşan ve Savaşçı Bir Topluluktur” demişti.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk: “Beni Görmek Demek, Mutlaka Yüzümü Görmek Değildir. Benim Fikirlerimi, Benim Duygularımı Anlıyorsanız ve Hissediyorsanız Bu Kafidir” diyordu.
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk öyle bir devrim yapmış ki, bütün dünya ona hayran olmak ve gıpta etmekten başka bir çare bulamamıştır. Öyle ki, Krallar önünde eğilmiş, dünyanın her yerine heykelleri dikilmiştir.
“Atatürk Modern Türkiye’nin Kurucusu” kitabının yazarı A. Mango şöyle demektedir: “Uygar insanların oluşturacağı evrensel bir toplumu ülkü edindiği için anti-emperyalistti. Her şeyden önce o bir kurucuydu, çağımızın en büyük ulus-yaratıcısıydı”. Kaynak: Yahya Aksoy, Atatürk’ü Anmak ve Anlamak, Bütün Dünya, s. 6, Başkent Üniversitesi Kültür Yayını, 1 Kasım 2018, İstanbul
“Milli Hudutlar Dahilinde Vatan Bir Bütündür, Hiçbir Kayıt ve Şart Altında Ayrılık Kabul Edilemez” diyen Mustafa Kemal Atatürk hakkında sivil ve askeri kaynaklar tarafından yazılan binlerce eser, açılan Özel Kütüphaneler, Müzeler, Arşivler, Onun evrensel liderliğini kanıtlayan tarihi belgelerdir. Atatürk, tarihin altın sayfalarında yer alan eşsiz bir önder ve örnek alınan bir devlet adamıdır..
..Ankara Etnografya Müzesi önündeki Atatürk Anıtı’nı yapan ünlü İtalyan heykeltraş Pietro Canonico: “Mustafa Kemal Sade Ama Seçkin Bir Devlet Adamıdır” demişti. Kaynak: Yahya Aksoy, Bütün Dünya, Başkent Üniversitesi Kültür Yayını, s. 6 , 1 Kasım 2018, İstanbul
Mustafa Kemal Atatürk hakkında sivil ve askeri müzeler ve arşivler vardır. Tüm bunlar Atatürk’ün evrensel liderliğini kanıtlayan tarihi belgelerdir. Atatürk, tarihin altın sayfalarında yer alan eşsiz bir önder ve örnek bir devlet adamıdır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun 100. Yılında UNESCO şu ifadelerle 1981 yılını “Atatürk Yılı” olarak ilan etmiştir: “Atatürk, uluslararası anlayış ve barış yolunda çaba harcayan üstün bir kişidir. Atatürk, olağanüstü bir devrimcidir. Sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk önderdir. İnsan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsüdür. İnsanlar Arasında Din, Dil, Irk ve Cinsiyet Ayırımı Gözetmeyen Eşsiz Bir Devlet Adamıdır”. Kaynak: Yahya Aksoy, Bütün Dünya , Başkent Üniversitesi Kültür Yayını, s.6-7, 1 Kasım 2018, İstanbul
Sonuç olarak; Mustafa Kemal Atatürk’e karşı şükran borcumuzu ödemenin ve bağımsızlığımızı göstermenin en iyi yolu, eserlerini, düşüncelerini ve önderliğini, özüne ve sözüne uygun olarak; sadece 10 Kasımlarda, 29 Ekimlerde, 23 Nisanlarda, 30 Ağustoslarda anmak değil; diğer günlerde de anmak, o’nu anlamak ve de düşüncelerine her zaman sahip çıkarak onları uygulamaktır.
Atatürk, meşalesi sonsuza dek yanacak ve Türkiye Cumhuriyeti büyük Türk Milletinin ellerinde ve omurlarında ve de gönüllerinde sonsuza dek gelişecek ve yaşayacaktır.
Atatürk’ün milletine son buyruğu: “Benim Türk Milletine, Türkiye Cumhuriyetine ve Türklüğün İstikbaline Ait Görevlerim Bitmemiştir, Sizler Onları Tamamlayacaksınız. Siz De, Sizden Sonrakilere Benim Sözümü Tekrarlayınız” idi.
Sonuç olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Bir Kez Daha Minnet Şükran, Saygı ve Özlemle Anıyoruz. Ne Mutlu Türküm Diyene..