Bugünlerde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar yine gündemde, yine aktif, yine kültüre ve kadın örgütleriyle beraberliğinde tam bir “First Lady” olduğunu kanıtladı.

Sibel Tatar’ın son ziyaretleri şu örgütlere olmuş...

İş Kadınları Derneği (İKD), Kıbrıs Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, Kıbrıs Türk Kadınlar Birliği, Kıbrıs Kadın Motosiklet Sürücüleri Birliği ve daha niceleri...

Sibel Tatar’a bu ziyaretlerinde Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Danışmanı Aydan Başkurt eşlik etmiş.

Onun özgeçmişine baktığımızda, Kıbrıs’ın en köklü ailelerinden geldiğini görürüz. Ülkenin ilk kitapçısı merhum M. Kemal Deniz Bey’in tek kızıdır. Onun dört kardeşi de toplumda temayüz etmiş ve toplumun en saygın insanları arasında yer almışlardır. Derviş, Turgay, Nidai ve Niyazi Deniz onun çok sevdiği kardeşleridirler. Halen ülkenin en büyük kitap mağazası Deniz Plaza onların işletmelerindedir. Sadece Prof. Dr. Derviş Deniz Londra’dan tescilli Muhasip olup bir dönem Maliye Bakanlığı yapmıştır. Turgay Deniz’se Deniz Plaza’nın Yönetim Kurulu Başkanlığı yanında Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanlığını da yürütmektedir.

Yani Sibel hanım öylesine kültürlü ve saygın bir ailenin ferdidir.

Sibel Tatar her zaman eşi Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yanında olmuş ve seçimlerde canla başla çalışmış ve hala çalışmaktadır.

Belki bazı kişiler bilmez. O gerçek hayatta bir hukukçu, bir avukattır. İstanbul Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş ve bir dönem avukatlık yapmıştır. Daha sonra eşinin kurmuş olduğu Kanal T’nin başına geçmiş ve başarı ile kanalı yönetmiştir. Hatta bazı kültürel programlar yapmıştır.

Onun yapısı, şu anda gerçek “First Lady” pozisyonundadır.

First Lady’lik, yani Birinci Kadın’lık hiç de kolay bir görev değildir.

Ülke gündemini takip edeceksin, eşinin izlediği politikayı destekleyeceksin, kadınlara yönelik etkinliklere katkı koyacaksın, milli günlerle sair kutlamalarda eşinin yanında olacaksın ve dahaları.

Sibel Tatar’ın bir diğer özelliği de, Kıbrıs Türkü’nün unutulmuş veya unutulmaya yüz tutmuş sanat eserleri üretimlerini yeniden topluma kazandırmak. Çevre ve dönüşüm hareketine de büyük katkılar sağlamış ve hala sağlamaktadır.

Mesela unutulmaya yüz tutmuş ipek böceği üretiminin yeniden yayılması ve hem üretilmesini, hem de kadınların maddi yönden kalkınmasını amaçlamıştır.

İpek böceği yetiştiriciliği hayli emekli bir iş olsa da, insan hayatını renklendiriyor. İpek böceği yetiştiriciliği rahmetlik annemin de vaz geçilmezlerindendi. O nedenle Sibel hanımın bu uğurdaki uğraşlarını ve teşviklerini gönülden takdir ediyorum.

Şu anda bana “Sibel Tatar için bir kitap yaz” deseler, herhalde çok zengin ve çok da renkli bir kitap olur diye düşünüyorum.

Onun hayatını yazmaya gerek yok, araştırmacılar ve yazarlar onunla birlikte pek çok şeye imza atıyorlar.

Çok yoktur...

Yazar Bülent Feyzioğlu benden bir yardım istemişti, malzeme açısından. Unutulmaz eserler bırakan merhum müzisyen Kâmuran Aziz’in hayatını anlatan bir kitabın hazırlanması ve yazılmasına Sibel Hanım öncülük ediyormuş.

Mesela Kâmuran Aziz’in hayatını gündeme getirmek, onun hakkında kitap veya kitaplar yazmak, bir sanatçının geçmişten günümüze taşınmasını gerçekleştiriyor Sibel hanım ve Bülent Feyzoğlu.

Eski Cumhurbaşkanlığı binasının girişinde bir metal yunus balığını görürdünüz. O yunus balığının karın bölümü açık ve atıklar oraya giriyordu. Esasında o yunus balığı, sembolik olarak oraya konmuş ve atıklarla çevre kirliliğine özen gönderilmesini anlatmış. O yunus balığı da Sibel hanımın işidir.

Bu aralar sağlığım nedeniyle Cumhurbaşkanlığına uğrayamıyorum. Oraya bir gitsem kim bilir Sibel hanım’ın çalışmaları hakkında ne kadar önemli veriler ve malzemeler bulurum.

Geçmiş memuriyet hayatımın çoğu eski Cumhurbaşkanlığı binasında geçti. Merhum liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün Özel Kalem görevlisi olmam, bana hem Dr. Küçük’ün eşi Süheyla Küçük’le, hem de Kurucu Cumhurbaşkanının eşi Aydın Denktaş’la çalışma zorunluluğu getirdi. Esasında o zorunluluk değil de iki First Lady ile de toplum menfaatine birlikte çalışmalar yapmaktan başka birşey değildi. Her iki First Lady ile de çalışmak gerçekten çok zevkliydi. Onların zarafeti, kılık kıyafeti ve toplum derleri ile first ladyliğin getirdiği görevler, vazgeçilmez bir görev gibi eşlerini tamamlayan ve protokol kurallarını harfiyen uygulayan hanımefendilerdi.

Sarayadan başka başka First Lady’ler geçti. Onlar da çok aktif hanımlardı. Onlarla çalışma imkanım olmamakla birlikte onların çalışmalarını da takdir etmişimdir.

Zaman bize Sibel Tatar’ın da First Lady’liğini görme şansını verdi. O hanımefendi haliyle topluma güven ve güç veren güzel kadın Sibel Tatar...