10 Kasım’la ilgili yazımı yazmama rağmen, bugün yeniden Atatürk’ün manevi huzurunda Türk milletinin nasıl güçlü ve kırılmaz bir zincir olduğunu bir kez daha anladım. Beni yeniden Atatürk hakkında yazı yazmaya yönelten de, 10 Kasım nedeni ile Türk ulusunun bütün Türkiye ve Türk olan devletlerde ona olan saygıyı bitmek bilmeyen bir sevgi ile onun manevi hatırasına sıkıca sarılmalarıdır.

Sanki O büyük adam bugün ölmüş gibi insanlar hıçkıra hıçkıra ağlayarak acılarını içlerine akıttılar. Geçmişi hatırlamak adına eski belgesel yayınlarda o acı, insanların yüreğine çakılan bir çii gibidir, bugünkü gibi...

Türkiye’nin bütün illerine gidiniz, mutlaka meydanlarda, okullarda ve önemli noktalarda onun heykelini ve büstünü görürsünüz. Türkiye’nin illerine ilaveten Kıbrıs Türkü’nün de aynı inanç ve aynı sevgiyle ona sarılması var. Kıbrıs’ın da bütün okullarında ve ilerinde Atatürk’ün heykelleri ve bütstleri vardır.

Rahmetlik annem anlatırdı...

“Ağabeyini 1938 yılında doğurduğumda o büyük insanı, Atatürk’ü kaybetmiştik. Atatürk’ün ölüm tarihini, ağabeyinin yaşı ile ölçüyorum” derdi.

Hatta bana kadınların başlarının açılmasını ve başlarındaki çarşafı O’nun kıyafet devrimleri ile fırlatıp attıklarını anlatırdı.

Bizim Atatürk’ü tanımamız ve yüreğimizin en derin yerine oturtmamız, ilk okulun birinci sınıfında bize verilen ders kitabında Harf Devrimi ile ilgili karatahta önünde Atatürk’ün latin harflerini yazarken gösteren resimle tanımıştık O’nu.

Çoluk çocuğa karıştığımızda çocuklarımın çalışma odasındaki kütüphanenin önüne koymuş olduğum minicik Atatürk heykeli bile hala hafızamdadır. O nedenle yıllar içinde yazmış olduğum milli şiirlerde hep Atatürk vardı.

Atatürk için çok güzel bir şiir yazılmıştı. O şiir çocukların O’nun ölüm yılında okunan güzel bir şiirin mısraları...

“Ata’m Ata’m kalksana, lambaları yaksana, vatan elden gidiyor, çaresine baksana...”

Bu şiirin mısralarındaki derin ifade, bütün Türk insanına verilen güçlü mesajdır bence.

Atatürk’le ilgili anlatılan anekdotlar da çok önemlidir.

Mesela Atatürk’ün bir köyden geçerken tarlada çalışan kadınlara seslenişi var. Bir gün Atatürk oradan geçerken durmuş ve onlara seslenmişti. Yanık teni ve nasırlı parmaklı bir köy kadını gelip karşısına dikilmişti. Atatürk seslenmiş.

“Kolay gelsin. Ne güzel, Türk kadınlarının tarlada ve her yerde çalışması beni gururlandırıyor.”

Kadın cevap vermiş...

“Sen ne diyordun beyim? Türk kadınlarına çalışmayı o gök gözlü sarışın, kahraman Atatürk öğretti. Sağ olsun bize özgürlük ve bir vatan armağan etti” deyince Ata anlamıştı kendisini tanımadığını.

“Doğru söylüyorsun ana. O asker öğretti her şeyi Türk milletine. Atatürk’ü gördün mü ana?”

“Hayır onu hiç görmedim ama onu görmüş kadar içime bir nakış gibi işledi adı.”

O an Atatürk şöförüne talimat vermişti.

“Oğlum bu insanlara dolu dolu bir armağan paketi gönder. Bunlar size Atatürk’ten hediye” deyince kadın o an anlamıştı karşısındaki kişinin Atatürk olduğunu. Ve daha binlerce önemli anekdotlar...

Bugün okullarda çağdaş Türkiye ve Atatürk anlatılıyor. Türkiye ve Kıbrıs’ın okullarında.

Önemli heykeltraşlar O’nu anlatan muhteşem heykeller yapmışlar ve meydanlara dikmişlerdir.

10 Kasımlarda o heykellerin önünde yapılan törenler, Anadolu’ya yayılmış ve bitmek bilmeyen sevgi pınarı ile görüntülenmektedir.

Türk insanı ne olursa olsun, kendi içlerinde ne kadar kavga ederse etsin, ne kadar olumsuz şeyler yaşarsa yaşasın, mutaka 10 Kasım günlerinde bir bütün olurlar ve bir sevgi seli halinde Anıtkabir’e akın ederler. Bir de ulusal çıkarlar söz konusu olunca bütünleşirler.

Bugün gelişen teknolojilerle bilgisayar marifetiyle binlerce görsel efektler ve resimler facebook’ta hayat buluyor ve etkileşimler sağlanıyor. Bütün bunların yapılması Atatürk’e olan sevgi ve O’nun hatırasına olan saygıdan kaynaklanır.

Bugün arşivlerde olan eski resimler renklendirilerek Atatürk’ü at üstünde, karşıdaki ufukta, bulutlar arasında, bir Türk kadınının sırtındaki ağır top mermisinde hayat buluyor. Daha da dramatize edilen Atatürk resimleri O’nu daha da yüceltiyor ve Türklüklerini kamçılıyor.

O’nun için söylenen “En büyük Türk, Atatürk” sözü de o sevginin pınarından fışkıran önemli duygulardır.

Türkiye’nin bütün illerinde yapılan 10 Kasım törenleri, bütün Türk insanının bütünleşmesi mesajını veriyor.

İnsan bir an için düşünüyor!

Bu nasıl bir güçtür ki bir anda bütün Türk halkı mili bir varlığın etrafaında demirden ve kırılmaz bir yumak oluyor?

İşte bu Atatürk sevgisi ve Atatürk’ün güçlü varlığı ve Türk insanının bütünleşmesidir.