Nihayet fırtına geçti... 19 Ekim’de yapılan 6. Cumhurbaşkanlığı seçimini Tufan Eerhürman kazandı. Hayırlısı olsun... Turan Erhürman’ı kutlarız. Etik olarak bunu yapmak lazım.

Seçim sonuçları %65’e %de 35 olarak bitti. Esasında CTP’nin oyları Erhürman’ın Cumhurbaşakanlığını kazanmasına yetmez. Seçim sonunda Tufan Erhürman yaptığı konuşmada bütün muhalif partilere de teşekkür etti. Konuşmasında ......Sanver’e de teşekkür etti desteğinden ötürü. Bu arada Kudret Özersay’ın partisinden ayrılan bayan milletvekillerine de teşekkür etti. DP ve YDP’den oy verenlere de. Ne bu celallik anlayamadım. Lakin yorumlayacağım...

Gerçek olan odur ki, Tufan’ı seçimlerdeki performansı mükemmeldi. Yapılan propagandaları da tuttu.

Şimdi gelelim UBP’deki çatlaklara...

Yazımın başlığından anlamışsınızdır.

“Sağ kanat altın tepside Erhürman’a Cumhurbaşkanlığını sundu.”

Yalan mı?

UBP’deki bütün kırgınlar, bütün işi olmayanlar, JuJu meselesi ve dahaları UBP’nin bu kesiminin oylarını alarak sandıktan çıkmıştır.

Özellikle parti içindeki çatlak büyüdükçe büyüdü ve Tufan arkasına aldığı bu rüzgarı iyi kullandı. Esasında onu Cumhurbaşkanı yapan, UBP’nin, DP ve YDP destekli oylarıdır. Aferin Erhürman’a, bravo. “Herkesi kucakladım” sözleri kabul gördü.

Bundan sonrasını değerlendirelim...

Bundan sonra her parti içinde hesaplaşmalar başlayacaktır. Bu hesaplaşmalar onları ya küçültecek, ya da büyütecektir. Parti içindeki vefasızlar son hançeri Ersin Tatar’a sapladılar ya...

CTP devamlı erken seçimden bahsediyor. Zaten hedefleri oydu. Önce Cumhurbaşkanlığı, sonra da erken genel seçimler. Yıllardır hasretini çektikleri iktidar hayalleri... Bence CTP’de de hesplaşmalar ve zıtlıklar başlayacak. Tufan’ın parti başkanlığından ayrılması ile yeni başkan arayış ve çalışmaları nası olacak göreceğiz.

Bir de Kıbrıs meselesi ve Türkiye açısından durum değerlendirmesi yapalım.

Tufan’ın siyasi hedefi federasyondur. Bence de hala odur. Ancak farkındaysanız bütün seçim boyunca hiç federasyondan söz etmedi, tepki çekmemek için. Lakin Ersin Tatar bu beş yıl içinde nemelazım çok şeyler yaptı. Devleti ve milleti için canla başla çalıştı. Özellikle Rumun uzlaşmaz tutumu karşısında iki egemen ve eşit devlet argümanı ile davamızı savundu. Lobiciliğini, mükemmel İngilizcesi ile her yerde savundu. İngiliz parlamenterler grubu ile Türk Devletlerinde, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la paralel poltikayı yürütmüş ve Türkiye’nin başını ağrıtmamıştır. Politikası sayesinde geek İngiliz parlamenterler, gerekse İngiltere eski Dışişleri Bakanı Jack Straw, çözümün ancak egemen ve eşit iki devlet formülü ile mümkün olacağını söylemeleri sağladı.

Şimdi Tufan Erhürman ne yapacak?

Türkiye’nin ak dediğine kara mı diyecek? Yoksa o da mı, Rum’un gerçek yüzünü görünce iki devletli çözüme mi dönecek?

Bence şu anda Tufan Erhürman, tabir caizse nal ile çivi arasında kaldı.

Erhürman’ı en çok zora sokacak husus, bütün seçim boyunca söyleyip halkın önüne çektiği perdenin ardında neler olacağıdır. Verdiği sözler de kendisine hatırlatılacaktır.

Bazı sloganları üzerine yorum yapmıştım. Yine sırası geldiğinde yapacağım herhalde. Olumluları alkışlayacak, olumsuzları eleştireceğim.

Bundan sonra bence sağın lideri Kudret Özersay olacaktır. İstikrarlı tutum ve davranışları, beyanatları ve donanımları ile Kudret Özersay... Gerçekte sağ kanatta sola karşı güçlü bir sağ parti olmalıdır. Bence UBP zaman içinde daha da kan kaybedecek. Ondan kopan Kudret Özersay’ın partisinde birleşecekler. Çünkü Kudret Özersay’ın adı hiçbir skandala ve dedikodulara karışmadı. Hep toplumun çıkarlarını savundu, beyanatlar verdi. Kadın skandalları da olmadı. Milletvekilliğinden bile istifa ederek o kadar maaşı elinin tersi ile itti. Ama arkadaşları onu yolda bıraktı. Zaman herşeyi gösterecek.

Hele bir sular durulsun, Erhürman Ankara’ya gidip gelsin, bu konuda yapılan yorumlar yaygınlık kazansın da geleceğimizin nasıl şekilleneceğini görelim.

Yeniden Tufan Erhürman’ı kutlar ve bütün bu yukarıda yazdıklarımı kendisine hatırlatırım.