Ülke güllük, güneşlik!

Sevgili okurlar kusuruma bakmayın, sağlık nedenlerimden dolayı sizlerle buluşmakta bazı aksamalar yaşamakta olduğumun fakındayım. İnşallah yakın zamanda bu olumsuzlukların da Allah izin verirse üstesinden geleceğime inanıyorum!
                                           -----------------------------------
Ülkemizde belli kesimlerin haricinde, kazandıkları ile yaşama zorluğu çeken insanların sayısının yukarılara doğru tırmandığı bir gerçek.
Hele son günlerde dövizin alıp başını gitmesi karşısında çaresizlik içinde kıvranma kıvamında olan ailelerin durumları gerçekten içler acısı.
En temel ihtiyaç maddelerine uzaktan bakan kesimlerin toplumsal travma zeminine neden olabileceğinin hala daha farkına varamayan devlet birimlerinin bu travmaların girdabında kaybolup yok olacağını ifade etmek kehanetten sayılmamalı!
Tedavüldeki Türk lirasına bağlı olmayı pahalılığa neden gösterme kolaycılığına inandırıcılığın artık kalmadığını da vurgulamakta yarar görüyorum!
Eskilerde, ülkede denetim diye bir kavramın yetersiz olduğu biliniyordu, ne var ki artık günümüzde hiç yok.
Eskilerde politikacıların sözünde durmama gibi bir davranışları vardı artık vatandaşın gözlerinin içine baka, baka yalan söylemede uzmanlaşmış kesimler türedi!
Hani ülkede et ithali başlatılacaktı? Sanırım bu  konu ile ilgili alınmış kararlar da vardı .
Ne oldu? Değişen bir şey yok, et fiyatları havalarda uçmaya devam ediyor.
Dikkatinizi çekmek isterim donmuş et ithalinde de çeşitli oyunlar oynandığını geçmişte yaşadık gördük!
Et ithaline bu gün el çırpan kasapların donmuş etleri taze et fiyatlarına sattıklarını da yaşadık.
Bunda da tek neden devletin denetim mekanizmalarının çalışmaması, yetersiz kalması, ya da ilgililerin bu yolsuzluklar karşısında kayıtsız kalması.
Bir tarafta pahalılık, bir tarafta denetimsizlik, ülkenin halini soracak olursanız, güllük, güneşlik!
Dövizin yükselmesi karşısında güney komşularımız kuzeydeki marketleri adeta abluka altına almış durumda.
Sınırlarda geçişlerde izdihamlar yaşanıyor. Altına hücum, ne buluyorlarsa alıyorlar. Alış veriş arabalarını tepeleme dolduruyorlar, şu farkla ki  sadece ET hariç !
Çünkü et güneyde kuzeydekinden çok daha ucuz.
Güneye zırt-pırt geçmeyi sevenlerden değilim. Hele et için güneye geçmeyi aklımdan bile geçirmedim. 1963 Aralığından başlayan süreçte yaşananları zihnimden hiç silemedim.
İşin acı tarafı ne biliyor musunuz!
Rumlar bizim alış veriş gücümüze bakarak artık gülmüyorlar için, için acıyorlar!
Kimin kuzeyden, kimin güneyden alış verişe çıktığını market arabalarına bakarak anlayabilirsiniz!
Ekonominin düzeltileceğine inanmak istiyorum ama bu yolda atılmış adımlar atılmalı, işte tam da bunları göremiyorum.