Çayırova İlkokulu’nun 65 yıllık serüveni
Okul binaları insanlık için en kutsal yerlerdendir. .Eğitim öğretim kokar, dostluk kardeşlik birlikte yaşam rüzgarları eser. İnsan odaklı bir dünyaya, barış duygularının insanlığın en yüce bir değer olduğunun bilinci yerleştirilir genç beyinlere.
Bu okul öyle olmamış bir dönem. 1960 yılında okul yapılmış bir müddet Rum çocukları eğitim öğretimlerine devam etmişler. 1963 yılından sonra bir sure çocuklar eğitimlerine başka yerlerde devam ederken bu okul Grivas'ın emri ile Rum milli Muhafız ordusuna subay yetiştirme okulu olarak askeri alanda da kullanılmış.
Oysa biz 41 yıl bu okuldan mezun olan proföserler doktorlar, mühendisler, öğretmenler ve daha birçok alanda insanlar yetiştirmişiz.
Ben Larnaka'da çocukluğumu hatırlıyorum. Çok büyük bir İlkokulumuz vardı. 1963’te Rumlar okulu işgal etmişti, odaları çökmüş bir binada eğitim gördük ilköğretimi. Orta eğitimimizi o güzelim Bekirpaşa Lisesi’ni yine Rumların işgal etmesi sonucunda sağlıksız bir binada sürdürdük.
Şimdilerde deprem riski belirlenir belirlenmez okul boşaltıldı. 1 yıl içinde projeler yapıldı, ihale edildi, yıkılmaya başlandı. Yeni bir okul yapımına start verildi. Yani artık Rum milli muhafız ordusuna subay yetiştiren bir okul olarak da anımsanmayacak.
(Hüseyin Cumaoğlu)
15 Temmuz… Türkiye’de artık “Darbeler Günü” diye anılıyor. Hafızaya kazınan o gece, tank paletlerinin metalik uğultusu, sirenler, televizyonlarda birbirini boğan bildiriler… 15 Temmuz'un darbe günü olarak anılması ise Kıbrıs'ta çok daha eskiler gider. 1974 yazına. Faşist Yunan darbesini hatırlar herkes. Kardeşin kardeşi öldürdüğü paraladığı o günü.
Esasında Doğu Akdeniz’in eski takviminde Temmuz, başka bir anlama açılırdı. Birçok azizin isim günü bu aya rast gelir, Örneğin 17 Temmuz Ayia Marina adlı azizin isim günüdür.
Antakya’da pagan bir aileye doğmuş, sonra azizleşmiş bu kadını Hristiyanlar üç gün boyunca anmaları yüzlerce yıldır bir sarsılmaz bir gelenektir. Maronitler içinse Marina, yalnızca bir aziz değil, bir kutsiyet merkezi, bir yurt bağıdır da aynı zamanda. Belki de bu yüzden, köylerine onun adını veren Aymarina halkı için bu isim günü, toprakla kurulan bağın ta kendisiydi.
Ama Kıbrıs’ta hiçbir şey olması gerektiği gibi yürümez biliyorsunuz. Aymarina, karışık bir köydü. Hem de gerçek anlamda karışık. Aynı ailenin Müslüman dedelerinin, Hristiyan ninelerin aynı sofrayı paylaştığı bir köy. Köyde karışık aile çoktu. 1963’te Rum paramiliterler yaklaşınca Kıbrıslı Türkler kaçtı. Bir parçalarını köyde bırakarak. 1974 yılına gelindiğinde bu kez Maronit akrabalar düştü yollara. Köy boşaldı. Stratejik bir tepenin eteklerindeki evler yağmalandı, sonra askerin gölgesinde çürümeye terk edildi. Geriye kalan tek şey, köylülerin inadıydı: bir gün döneceğiz.
(Mete Hatay)
NELER OLUYOR :
İddialara dayanarak yazıyorum.
Yanlışsa düzeltınız lütfen ve yanlışsa özür dilemeyi de bilirim.
Sadece son günlerin usulsüzlüklerini yazıyorum.
Geçmişin kabarık listesi arşivimdedir. YİNE BUNLARIDA YAZABİLİRİM.
Rahmetli İsmet Kotağ In 1974 den öncesi, binbir zorlukla kurduğu Yem Fabrikası kapanmış.
Yüzlerce işci açıkta mı?
Usulsüzlükten Yönetim Kurulu tutuklu. Kefaletlerini Başbakan Yardımcısı ödemiş.
Genel Müdürde CB na Turizm Müşaviri yapılmış.
Bir kalbır samanı iki ineğe bölemedi, TURİZM !!!! MÜŞAVİRİ.olmuş.
Koop Fonlarından usulsüz verilen krediler, ve geri dönmeyenler ...
Bunları ört bas etmek için , el çabukluğu marifet , BİR GEÇİCİ MADDE hazırlanıyor.
Bu görüşülürken , kayıtlar dursun talep ediliyor.
TEKNECİK toplu ölüm getirecek. Anlatamazsın.
Sol ideoloji görüşlü bir grup Güney Kıbrısın emperyal güçlerce İngiliz, Amerikan , İsrail , Fransız işgal altında oldugunun farkında değil, HRİSTODULİDİS den , şikayetlerine çözüm bulmak isterler.
Sahte diploma, akıl almaz bir yolsuzlukdur.
Diğerleri gibi ört bas ediliyor.
Bu konuda kafalar işler, marifet yüksek.
(Yücel Dolmacı)
Son durum: Isias davasında bir kez daha hayalkırıklığı…Mahkeme kamu görevlilerinin serbest yargılanmasına karar verdi ve mahkemeyi 6 Kasım’a erteledi. Adaletin çoktan öldüğü diyarlarda normal bir şey ama peşinizi asla bırakmayacağız!
(Ulaş Barış)


