İnal Bilsel, elektronik, çağdaş klasik, film ve deneysel müziği yenilikçi bir şekilde harmanlayan, çok yönlü bir bestecimizdir. Geçenlerde adeta sanatsal evrimini gözler önüne seren bazı bestelerini yayınladı. Bugün en nihayet Mart ayında çıkacak albümünün öncül çalışmaları olan bu üç parçayı dinleme fırsatım oldu. İnal'ın eriştiği müzikal olgunluk beni çok etkiledi.

"A Night at the Cloudtop Imaginarium" adlı çalışması, dinleyicileri rüya gibi bir deneyime davet ediyor. Eterik melodiler ve karmaşık elektronik dokularla şekillenen bu eser, Bilsel’in usta prodüksiyonuyla büyüleyici bir deneyim sunarak insanın keşifçi ve hayranlık duygularını harekete geçiriyor.

Öte yandan "Berceuse for Lulu" adlı parçasında Bilsel, geleneksel ninni formuna modern bir dokunuş katıyor. Yumuşak armoniler ile sofistike elektronik unsurların harmanlandığı bir beste bu, hem huzur verici hem de duygusal açıdan etkileyici bir dinleme deneyimi sunuyor bizlere.

"Sleepwalker" adlı beste ise daha içe dönük bir atmosfere sahip olup ambient soundescapes ve minimalist düzenlemeler içeriyor. Hipnotik ritimler ve gelişen dokular, dinleyiciyi derin düşüncelere sürükleyen bir yolculuğa çıkarırken, Bilsel’in besteci olarak sahip olduğu derinliği ve çok yönlülüğünü gözler önüne seriyor.

Bu son çalışmalar, İnal Bilsel’in müzikal sınırları keşfetmeye devam ettiğini gösterirken, yenilikçi ve duygusal açıdan zengin ve çok renkli bir müzikal dünyaya kapılarını aralıyor.

(Mete Hatay)

Kıbrıslı Türkler içerisinde zor koşullarda önemli başarılara imza atmış, girişimciliği ile örnek teşkil etmiş, gençlere ilham kaynağı olması gereken insanlar vardır.

İşte bu koşullarda dünyanın çok önemli markalarını adaya getiren, uluslararası bayilikler almak için yollara düşen bir isim Mustafa Başman…

Geçtiğimiz hafta sonu hayatının anlatıldığı kitabının tanıtımı yapıldı.

Söz konusu kitaba editoryal destek vermiş birisi olarak, bu enteresan hayat hikayesini okumanızı öneririm.

(Cenk Mutluyakalı)

Ameliyata girecek olan hastaya verilmesi gereken 5 miligramlık hap için hastanede kriz çıktı. Yarım gün ilaç beklendi. Hap YOK, var ama getirecek olan görevli YOK. YAZIKLAR OLSUN HEPİNİZE...

Mesajınız Var Mesajınız Var

(Çiğdem Aydın)

KIBRIS'TA FUTBOL: Güney Kıbrıs Rum futbolu şiddet olaylarıyla, KKTC Türk futbolu ise şike olaylarıyla sarılıyor... Güney Kıbrıs'ta her futbol maçında meydan kavgaları oluyor, yaralananlar arasında polisler de var... Özellikle bazı Rum takımları karşı karşıya geleceğinde sahada ve çevresinde olağanüstü önlemler alınıyor.... Yine de şiddeti bastırmak ne mümkün...

Amatör ruhu yitirip çarpık bir profesyonelleşemeye yöneldiğinden beri şike skandallarından kurtulamayan Kıbrıs Türk futbolunda ise bu durum son zamanlarda zirve yaptı...Negatif ve kirli bir zirve....Yoğun soruşturmaların ve tartışmaların sarmalındaki bu durum bakalım nasıl bir sonuca varacak ve Kıbrıs Türk futbolu bu çarpık profesyonelleşmeden bakalım nasıl arınıp temiz bir düzlüğe çıkacak...

Güney Kıbrıs'taki futbol şiddetlerine bir baktığımızda ise ille de Rumların, işte yıllar önce onu da çaldıkları Kıbrıs Rum Futbol Federasyonu'na (KOP) girme arzusuyla yanıp tutuşanların hali gerçekten düşündürücü oluyor... 1950'lerde fanatik Rumların kapılarına "Türkler ve köpekler giremezler" diye pankartlar astıkları o sahalara KOP marifetiyle dönsek ve bugünün şiddet sarmalına girsek olabilecekleri düşünmek bile dehşet vericidir..

Kuşkusuz ki ikisi de kötü, ama şiddet şikeden çok daha kötü...

(Ahmet Tolgay)