Geçen hafta Sivil Savunmanın bütün araçlarını yakından izleme ve gözlemleme şansını elde ettim. Benimle beraber eski Başbakan ve Meclis Başkanı Hakkı Atun da vardı. Adadaki görevinden yakında ayrılacak olan Sivil Savunma Başkanı Atilla Karaca, eskiyen ve yıpranan araç filosunun son birkaç yılda Türkiye’nin desteği ile nasıl yenilenmeye başladığını heyecanla anlatmıştı.
Yeni ve çok gelişmiş araçlar bütün azameti ile önümüzdeydi. Gözlemlediğimiz kadarı ile çağın ve yeni teknolojinin bir eseri olarak, bütün donanımları ile Sivil Savunma bahçedeydi.
Atilla Karaca şöyle tanımlıyor acil yardım ve kurtarma durumlarında müdahale kapasitesinin artışını.
“2023’ten itibaren arama-kurtarma faaliyetlerinde kullanılmak üzere şu araçları Sivil Savunma’ya kazandırdık. Böylece araç filomuz en yeni teknolojik donanımla genişledi.”
Atilla Karaca yeni araçların tanımını ve özelliklerini şöyle veriyor:
-16 adet pick-up araç.
-1 adet arazöz.
-2 adet kamyonet.
-1 adet vinç kamyonu.
-1 adet mobil mutfak aracı.
-1 adet mobil komuta aracı.
-1 adet buzluklu kamyon.
Üst yapı projesi devam eden bir adet kamyon şasisi olmak üzere 24 adet araç, toplamda 40 adet yeni araç olmuş oldu.
Toyota marka yangına ilk müdahale aracı 6 adet. Bu araçlar yangında ne kadar önemli grev yaparlar tahmin eder misiniz?
Gözleleme açısından yangına müdahalede çok uzak ve çok tazyikli suların fışkırtılası da bizim gözlemlerimiz arasındaydı. Müthiş etkili bir görüntü gerçekten Sivl Savuna’nın başarılı ve etkili hizmetler verdiğini anlatıyordu sanki.
Sivil Savunma’nın başarı dinamiklerini irdelerken bir de şu araçlar dikkatimize geldi.
5 adet Land Rover arazi aracı. UNIMOG’tan ise sadece bir adet var. Toyota Tundra aracından ise 7 adet.
Bütün bu araçları izlediğimde ve detaylarını öğrendiğimde Sivil savunma Teşkilatı’mızın neden doğal afetlerde başarı kaydettiğini anladım.
Verilen bilgilere göre, TC AFAD tarafından hibe edilen 1 adet arama-kurtarma aracı ile 1 adet kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) ajanlara müdahale aracı da yine Atilla Karaca’nın Başkanlığı döneminde envantere geçmiştir.
Bu bilgileri okurlama aktarmayı görev bildim. “Sivil Savunma neymiş?” sorusunun cevabını bu araçlarla ve bütün gözlemlerimle size aktarmaya çalıştım. Yani küçümsemeden ve takdir ederek anlatmanın önemine değindim.
Düşünüyorum... 1963 olaylarından bu yana ne kadar yol kat etmişiz ve var olmak için neler üretmiş ve neler başarmışız...
Savaşla geri plan görevleri iç içedir. Bu görevler bir birini tamamlayan unsurlardır. O nedenle 1963’te kurulan Sivil Savunma Teşkilatımızın sığınak kazmayla başlayan, bodrum katlarının yapım ve donanıma kadar, ilk yardımı bünyesinde barındıran bir güç.
Nasıl ki 1963’le gün yüzüne çıkıp kocaman bir ordu haline gelmiş Güvenlik Güçlerimiz müthiş eğitim ve disipliniyle var olmuş, aynı şekilde Sivil Savunmamız da aynı ilke ve aynı heyecanla var olmuş ve var olmaya devam etmiştir.
Bugüne kadar pek çok Sivil Savunma Başkanı buralardan gelmiş geçmiştir. Tümünde de aynı heyecan vardı. Lakin çok yakında yola revan olacak Ailla Karaca’da bambaşka bir heyecan vardı. Ona yeni görevinde başarılar diliyorum.
Eminim bu görevi devralan Hakan Balaban da, en az Karaca kadar başarılı olacak, araç filosunu daha da büyütecek ve arama-kurtarmada çok büyük görevler üstlenecektir. Ona da buradan başarılar diliyorum, yeni görevinde.
Kısacası Sivil Savunma’nın ne denli görevlerle ve araç gereçlerle kendini var ettiğini izlemek bize gurur ve güven vermiştir.