2024 Avrupa Parlamentosu seçimlerine 103 bin Kıbrıslı Türk vatandaş olup, seçmen listelerinde yer aldığı halde seçime %5 oranında katılındı. 5600 kişi oy kullanarak adeta “AB ve seçimleri bizi ilgilendirmez” mesajı verildi. Orada 5 yıl boyunca mücadele veren Milletvekilimiz Niyazi Kızılyürek’in yaptıkları görmezden gelindi. Çözümsüzlük gerçeği ortada dururken “2 Sandalye Bizim” gibi olmayacak duaya amin denildi.

2000’li yılların başında çok önemli görevler yapan AB Koordinasyon Ofisi işlevsizleştirildi. Mecliste başlatılan AB ile uyum süreci rafa kaldırıldı. Son dönemde gelen giden hükümetlerin tümü bunu görmezden geldi.

AB’li bürokratlara posta konulup, Brüksel yerine, Türkiye’de gezilmedik köy, kasaba, ve her türlü çakma üniversite bırakılmadı, nutuklar atıldı. Adanın geleceğinin bir ortaklık cumhuriyeti olacak federal çözüm şeytanlaştırılıp, halkın iradesine rağmen ayrılıkçı “İki Devletli Çözüm” baştacı edildi.

Yetkililer neden üç maymunu oynuyor?
Yetkililer neden üç maymunu oynuyor?
İçeriği Görüntüle

Şimdi ise AB’nin aldığı kararlara Sarayönü’de tepkiler veriliyor. Geçmiş olsun der, hepimize kolaylıklar dilerim.

(Okan Dağlı)

Evet, AP’nin kayıplar için aldığı bölücü anıt kararı yine amacından sapmış ve iç siyasette “bağcıyı dövme” egzersizine dönüşmüş durumda. Tatar’ın pasifliğini ve izolasyonist siyasetini elbette eleştirmek gerekir. Ancak Sayın Talat’ın da söylediği gibi, Brüksel’e birkaç lobi grubu göndermekle olmaz bu işler.

Bazı partiler AP seçimlerine katılmak yerine “ille de iki sandalye bize verilsin” diye direteceklerine, seçimleri açıkça destekleselerdi; bugün o altı sandalyenin ikisini değilse bile en az birini rahatlıkla doldurabilirdik. Bunu da bir kenara yazalım.

Sevgili Kızılyürek’in beş yıldır nasıl mücadele ettiğini bilen biri olarak şunu söylemek isterim: Bizim sesimizin Avrupa’da, gözlemciler ya da aracılar üzerinden değil; bizzat Parlamento’nun içinde duyulması gerektiği artık çok daha net görülüyor.

(Mete Hatay)

İki yüzlü kovboylar bu sözler için yazılmıştır. Bir insan huysuzsa idare edin,

cahilse yol gösterin, sinirliyse sabredin,

ama nankörse yol verin gitsin!

Çünkü huysuz bir insan düzelebilir,

cahil insan akıllanabilir, sinirli insan sakinleşebilir.

Ama nankör insan asla değişmez!

(Celal Harun)

Cumhurbaşkanlığı seçimleri sadece bir yarış değil, iç siyasetin röntgeni oldu.

CTP bu süreçte örgütünü yeniden ayağa kaldırdı ve toplumsal özgüven kazandı.

TDP sorumluluk aldı, sahaya indi, kitleyle buluştu, ortak bir değişim iradesine omuz verdi.

UBP dağıldı; DP silik, YDP tükenmiş bir çizgide…

Bağımsızlar “varız” dedi, tarafsız kalanlar ise siyasetin dışına düştü.

Yeni dönemde, öyle görünüyor ki siyaset kabuk değiştirecek.

CTP, kurultay sürecinden yüzünü yine toplumun bütününe dönerek çıkarsa, değişimin en güçlü adresi olmaya devam edecek.

(Cenk Mutluyakalı)

Kuralların uygulandığı bir ülkede

78 kişi o gün en az 24 saat bile olsa tutuklanır hemen mahkemeye çıkardı..

Bizdeki tutuklular : 3 (Üç) (Three )

Sonra :

korkunç kaza , ucuz atlatıldı, faciaya ramak kaldı , Allah acıdı ve daha bilimum dramatik gazete başlıkları ile devam taa ki bir gün piyango size de vurana dek..

(Özgür Göksel)