İtalyanca Konuşan Sicilyalılar, İngilizce Konuşan Britanyalılar.....

Ne kadar gerçek dışı olursa olsun insanların özgürce fikirlerini savunmaları en temel haklarıdır. Son dönemde daha sık öne çıkarılan bu görüşe hiç katılmadığımı söyleyerek bir tesbiti ortaya koymak isterim. Türkçe konuşan Kıbrıslılar kavramını savunmak, insanların anavatanlarıyla bağlarını kopararak adada daha kolay yönetilen bir azınlık toplumu yaratmaya yönelik eski sömürge mantığından öteye bir yaklaşım değil. Evet biz Kıbrıslılar anakaradan farklıyız. Konuşmamız, konulara yaklaşımımız, rahat ve höşgörülü tavırlarımız kısaca kültürümüz bizi özel yapan karakteristik özelliğimizdir. Buna rağmen köklerini inkar etmeden, ilerde tekrar oluşabilecek bir ortak yaşam insiyatifine olduğumuz gibi değer katarak destek olabiliriz. Diğer taraftan buradaki nüfus yapısını bilinçli bir şekilde daha kalabalık olabilmek amacıyla bozmak ise adaya yapılabilecek en büyük kötülük olur. Şimdiden söyleyim da gelecekte son kalan Kıbrıslı Türklerle ilgili bilgileri belgesellerden falan dinlemeyelim.

(Osman Emiroğlu)

“Kim, kimi koruyacak? Kimden, kimi korumasını bekliyoruz?”

Bu soruları kendi kendime sormuyorum da değil…

Kıbrıs’ın kuzeyinde kirli ilişkileri, karanlık yapıları, illegal düzeni deşifre eden bir röportaj yayımlandı. Ve şimdi, bu düzenin en sarsılmaz bekçilerinden, gazeteci Ayşemden Akın’ı korumasını bekliyoruz.

Oysa asıl yapmamız gereken, kendimizi bu insanlardan korumak... Bu zihniyetten korunmak… Kendimizi korumak…

Sosyal Medyanın Sesi
Sosyal Medyanın Sesi
İçeriği Görüntüle

(Cenk Mutluyakalı)

Özetle demem o ki; aslında elmalarla, armutlar özellikle bile isteye, bir yerlere hizmet etme adına karıştırılıyor. Ama görebildiğim kadarıyla toplumun çok önemli bir bölümü bu ‘ince işlere’ pek pabuç bırakmıyor… Önemli olan da sanırım budur…

Yazının tamamı ilk yorumdaki linkte

(Aytuğ Türkkan)

Bu arada tüzük, laiklik ve eğitim demişken hatırlatmakta fayda var 2015 yılında, Tomas Lindahl ve Paul L. Modrich ile birlikte DNA onarımına ilişkin çalışmaları nedeniyle Nobel Kimya Ödülü'ne layık görülen Aziz Sancar: "Beni ödüle götüren, Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir.'' diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir.

(Mehmet Ekin Vaiz)

Bir ülkenin devlet kanalları ve inançlarının kullanılması çok önemlidir. Bu yüzden tarih tekerrürden ibarettir.

Nazi rejimi, halka radyolarda şunu empoze etmişti:

“Ya biz kazanırız, ya Alman halkı yok olur.”

Bu yüzden bazı insanlar “kazandık-kazanacağız” propagandasına inanmak zorunda hissediyordu.

Hatta Berlin 2 Mayıs 1945’te düştüğünde bile, bazı bölgelerdeki insanlar hâlâ Hitler’in yaşadığını ve savaşın devam ettiğini sanıyordu.

Söz meclisdenn dışarı ....

(Oya Erdoğdu)