Bu gün makaleme yurttaşlarımın ve Müslüman aleminin Ramazan bayramını kutlayarak başlamak itiyorum.
Ne acıdır ki buruk bir bayram geçireceğimiz ortada!
Son birkaç yıldır ekonominin yerlerde süründüğü, hele pandemiyle birlikte kimi vatandaşlarımızın açlık seviyesinde yaşam sürdürdüğü bir ortamda, bana göre yapay nedenler gösterilerek gelecekten beklenen umutlar da söndü.
Hükümet başlamadan çöktü!
İlk baharın hikmetinden midir ne, hükümet ağacı durmaksızın çiçek açmaya devam ediyor. Bundan önceki hükümet biliyorsunuz iki ayını tamamlayamadan bitmişti. Gerekçe, bir bakanın görevden alınması söz konusuydu. Başbakanın Maliye Bakanını görevden almak istemesi duvarlara çarptı, enkaz hükümetin üzerine düştü. Ardından yeni hükümet için bir hamle daha ama olmadı.
Koalisyonun küçük ortakları, bir bakanın görevden alınmasına dayandırılan hükümeti bozma girişiminin gerçek nedenlerini anlayamadı!
Tabir yerinde ise “jeton” sonradan düştü!
Bu kez iki küçük ortak ,Türkiye ile imzalanan protokoldeki bazı hususların gerçekleştirilmesine 100 gün süre taahhüdünü UBP nin , hükümetin onay alma işleminin sonrasına ötelemesi gerekçe gösterilerek yeni kabineye destek vermeyecekleri açıklaması geldi!
Hükümet çiçeği bir kez daha sıcakların birden bire bastırmasına kurban edildi!
Açmadan, soldu!
Yaşanan trajikomik olaylar bundan önce oynananlara hiç mi hiç benzemiyor!
Vatandaş ekmek derdine düşmüşken bu yapılanlar, ülkede politikacıya duyulan güven olgusunu yerle yeksan etmiş durumda.
Hatırlayacaksınız, en son hükümet arayışları yapılırken UBP Genel Başkanı Sucuoğlu CTP yi ziyaret etmiş ve Başkan Tufan Erhürman ve CTP yetkililerine ortaklık teklifi götürmüşlerdi. Verilen cevap olumsuzdu.
Tufan Erhürman açıklamasında, Cumhurbaşkanının hükümeti kurma görevini ancak şartlı kabul edebileceklerini, kabineyi oluşturamamaları halinde Cumhurbaşkanının hükümeti yeniden kurma görevini UBP ye vermeyerek erken seçime gidilmesi gerektiğini belirtmişti. Bunun öz Türkçesi “UBP ile ortaklık yok, biz yoksak Tufan”
Şu günlerde hükümet çiçeğinin yeniden solması üzerine bazı çevrelerde erken seçim takıntısı yeniden nüksetti.
Erken Genel seçimler öncesinde ısrarla vurgulamıştık. Bu sistemle seçime gidilmesi halinde alınacak sonuçlar değişmeyecektir!
Yine aynı uyarıları yapmak zorundayız. Seçimlerde barajın yukarılara çekilmesi, karma oy kullanımının sonlandırılması, hükümet edenlerin adil düzeni oluşturmayı hedeflemesi, adama göre iş değil, işe göre adam sisteminin kökleştirilmesi, devlet kapısının “deniz” olmaktan çıkarılarak çalışma disiplininin ana unsur olarak benimsenmesi artık kaçınılmaz olmuştur.
Deniz bitti, çorağın ortasında ve yapay yöntemlerleçiçek açamayacağı artık bilinmelidir!