Türkiye’nin peşini bir türlü bırakmıyor felaketler. Depremdir, selli yağmurlardır, selli yağmurlarda kaybolan insanlar ve depremlerdir... Hatay depremi aylarca bize acılar yaşattı. Ve şimdi de Bolu kayak merkezi Kartalkaya’daki otel yangını.
Bolu’nun Kartalkaya kayak merkezi, Türkiye’nin önde gelen kayak merkezlerindendir. İnsanlar en ufak bir fırsatı her zaman değerlendirirler. Özellikle Türkiye’de okulların sömestr tatilleri başlayınca aileler merkezlerden uzak tatil beldelerine giderler.
Kartalkaya kayak merkezindeki Grand Kartal Otel’in muftağında başlayan yangın adeta bütün binayı sardı ve bu yangında tam 76 kişi alevler arasında can verdi.
İlgililer bu otelin mimari yapısını değerelendirdiklerinde dış yüzeyinin tamamen ahşaptan kaplanmış olduğunu söylemişlerdir. Özelllikle ahşapın ağırlıkta olduğu mimariler her zaman risk altında olurlar. Bu otel de ris altındaydı. Zamanın otel inşa edilirken herhalde sahibi yangın olayını pek düşünmemiti. Veya “yangın çıkmaz” saplantısı içinde olmuştur.
Oteldeki tatilciler gece yarısı uykularında yakalandılar yangına maalesef. Gece yarısı restorant ve mutfak bölümünde başlayan yangın, otelin dış yüzeyinin ahşap olması nedeniyle yangın hızla yayıldı ve bütün binayı sardı. Özellikle 12 kat olan otelin üst katları cayır cayır yanmış durumda. Herhalde ölenler de bu katlarda kalanlardı.
Bu tür yangınlar bana iki yaşanmış olayı hatırlatır. Biri New York’taki ikiz kulelerdeki yangın, diğeri de henüz ortaokul çağımda Necati Özkan’ın sigara fabrikasında çıkan yangın. Özellikle bire bir tanık olduğum bu yangının kıvılcımları ve kor parçaları dehşet vericiydi. Yanan binanın tam karşısında Dt. Adnan Hakkı’nın evi vardı. Yangının o eve sıçramasından bayağı korkmuştuk.
İşte onun için hafızamda kaldı bu iki olay. İkiz kulelerden atlayan insanların mutlak ölümü yaşamaları mukadderdi. Çaresizlik onlara bu durumu yaptırdı.
Uzmanlar Kartalkaya’daki otel yanıngınını değerlendirirken, binanın iskeletindeki çelik kolonların kızgın alevden eridiklerini söylüyorlar. İkiz kuleler de öyle eriyip yıkılmadılar mı?
Allah kimseye bu gibi afeti yaşatmasın. Kara insanları veye iş merkezlerinde yaşayan insanlar hep kara ve tatil beldelerine özlemli olurlar. O nedenle ilk ele geçen fırsatta kendilerini yaz veya kışta değişik beldelere atarlar.
Kartalkaya bir kayak merkezidir. En ufak fırsatı ganimet sayanlar ve kendilerini oraya atarlar kayak yapmak için. Önce valizlerine kışlık kıyafetlerini ve kayak eldivenlerini koyarlar valizlerine. Kar topu oynamak da o insanlar için güzel bir eğlencedir. Büyük umutlarla tatil yapmaya giden insanların o yangında ölmeleri, gerçekten içimizde acı yarattı. Yangında hayatlarını kaybedenler için Türkiye ve KKTC’de bir gün yas ilan edildi. Televizyonlar müzik ve eğlence programlarını kaldırıp, matem müziklerini koydular.
Bazen şunu söylemişimdir yazılarımda.
“Türkiye grip olur, biz burada ansırmaya başlarız.”
Anavatan-Yavruvatan muhabbetidir bize bunu yaptıran. Onlar ağlarsa, biz de ağlarız. Onlar yıkılırlarsa biz de yıkılırız.
Nitekim yangında hayatlarını kaybeden 76 kişi için bizler de matem tutuyoruz. O yangında hayatlarını kaybedenlere Allahtan rahmet, yaslı ailelerine başsağlığı diliyorum.
Dünya ne hallere girmiş. Bundan bir hafta önce ABD’nin Los Angeles kentinde olagelen yangın felaketi de çok büyük acıları beraberinde getirdi. Hele bir düşünün. Koskoca Amerika yangını söndüremedi, ellerinde o kadar büyük imkanlar olmasına rağmen. Biz ne yapalım bu küçücük adada?
Hatırlıyorum Girne’nin Beşparmak dağlarında çıkan yangını. Yangın önce batıdan başlamış ve doğuya doğru yayılmıştı. O gün bir de deli rüzgar yangının yayılmasına neden olmuştu. Yangın sonrasında o güzelim dağlar, çırılçıplak kalmıştı. Sonra yanan ağaçların kütüklerini ocak odunu olarak Türkiye’den gelen ekipler bir güzel tertiplemişler ve Türkiye’y götürmüşlerdi.
Hemen hemen her yaz ayında Girne dağlarında yangınlar çıkar ve birkaç günlük çalışmadan sonra o yangınlar söndürülür.
Velhasıl felaketler Türkiye’nin peşini bırakmıyor. Allah bundan sonra olabilecek felaketlerden korusun Anavatan’ı. Bakalım yangın sonrasında yangında kaç bin dolarlık zarar olmuş o binada.
Otel işletmecisi herhalde şimdi bir suçlu arama peşinde. Haksız da değil hani. Böyle bir yangının çıkası herhalde ihmalden veya elektrik kontağından kaynaklanır. Oldu bir kere. Artık önümüze bakmalıyız. Önümüze bakarken de geçmişten ve yaşadıklarımızdan ders çıkarmalıyız.
Başın sağ olsun Türkiye.