Erenköy Mücahitler Derneği Başkanı Ahmet Yıldırım, 61 yıl önce Türkiye’nin büyük şehirlerinde öğrenim gören Kıbrıslı Türk öğrencilerin, geleceklerini bir kenara bırakarak vatan savunması için Erenköy’e geldiklerini söyledi.
Üniversite mezuniyetine kısa süre kalan birçok gencin, meslek hayallerini bir kenara bırakıp halkla omuz omuza mücadeleye katıldığını ifade eden Yıldırım, balıkçı sandallarıyla Anamur’dan başlayan zorlu yolculukları anlattı.
Fırtınalı denizleri aşarak Erenköy’e ulaştıklarını, köylülerin yardımıyla cephanenin taşındığını, ardından farklı köylere dağılarak mevzilerde görev aldıklarını belirten Yıldırım, ilk zamanlarda askeri tecrübelerinin olmadığını ancak kısa sürede savaş şartlarına uyum sağladıklarını dile getirdi.
Erenköy’de mevzilerin güçlendirilmesi, cephane sevkiyatı ve stratejik noktaların savunulması için yoğun çaba gösterildiğini söyleyen Yıldırım, Rum saldırılarının Ağustos 1964’te yoğunlaştığını; 8 Ağustos sabahı başlayan şiddetli topçu ve piyade saldırısına karşı direnişin sürdüğünü, bu süreçte tankların ve piyade birliklerinin köye girmesinin önlendiğini anlattı.
Türk Hava Kuvvetleri’nin müdahalesinin savaşın seyrini değiştirdiğini, Makarios’un Erenköy’de Türkleri yok etme planının bozulduğunu söyleyen Yıldırım, çatışmaların ardından bölgede iki yıl boyunca ağır kuşatma altında yaşam mücadelesi verildiğini, açlık ve yokluğun yaşandığını ancak teslim olunmadığını kaydetti.
Erenköy’ün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin simgesi ve temel taşı olduğunu ifade eden Yıldırım, direnişe katılan tüm mücahitleri saygıyla anarak, Erenköy’ün tarihî öneminin gelecek nesillere aktarılmasının görevleri olduğunu belirtti.




