Ulusal Lider sevgili Dr. Küçük 119 yaşında.  Ayrıca kurmuş olduğu Halkın Sesi Gazetesi de 83 yaşına basmış.  Böyle önemli günleri hatırlamak çok önemlidir.  Tıpkı yaşıyormuş gibi 119’ncu yaşını kutluyoruz ama o çoktan göçmüş bu dünyadan.  Sadece onun hatırasını yaşatmak adına her doğum ve ölüm günlerinde yazılar yazıyor, eski anılarını dile getiriyor ve sempozyumlar hazırlıyoruz.

            Dr. Küçük adına düzenlenen birinci sempozyumda ben de konuşmacılar arasındaydım.  İlk kez düzenlenen sempozyum gerçekten çok anlamlıydı.  Sempozyumdaki sunumları bir kitap halinde yayınlandı.  Hatta birçok bilinen ve bilinmeyen anılar dile getirildi. 

            Bu yıl Dr. Fazıl Küçük Sempozyum’unun ikincisi Ankara’da Ankara Üniversitesi ve Dr. Küçük Vakfı işbirliğinde düzenlendi.  Maalesef rahatsızlığım nedeniyle sempozyumun ikincisine katılamadım.

            Edinilen haberler bize sempozyumun çok başarılı geçtiğini söyler.  Sempozyuma katılan Vakıf Başkan ve üyeleri yanında TC Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Nuri Özsoy da yaptığı konuşmada Dr. Küçük’ün, “yıllaca bir siyasetçi değil, halkın sesi olmayı başarmış bir fikir ve dava adamı olduğunu, 1942 yılında çıkarmaya başladığı Halkın Sesi gazetesi ile Kıbrıs Türk Halkının sesini dünyaya duyurmakta çok önemli bir rol üstlendiğini” ifade etmiştir.

            Tabii ki ikinci sempozyumda Mütevelli Başkanı Mehmet Küçük de, babasının anısını yaşatma adına çok anlamlı bir konuşma yapmış ve sempozyumun anlamını dile getirmiştir.

            Halkın Sesi Gazetesi’nin 80’nci yaşında Halkın Sesi ve Dr. Küçük’le ilgili bir kitap yazmış ve bütün medyaya dağıtmıştım.  Kitabın adı, “DR. KÜÇÜK’ÜN 80 YILLIK ESERİ”dir.  Ayrıca Dr. Küçük Müzesini ziyaret edenler onun hakkında yayınlanmış kitaplardan satın alıyorlar.

            Sevgili Dr. Küçük’le Özel Kalem’de tam on yılım geçti. Onunla çalıştığımız dönemde bütün günlük çalışmalarım hakkında kısa kısa notlar tuttuğum için, günü gelince O’un hayatını kitaplaştırmaya karar verdiğimde o notlar çok işime yaradı.

            Yaklaşık 30 yıl süren bir çalışmanın ürünü olarak, “Dr. Fazıl Küçük’le Geçen Günlerim” adlı kitabı yayınladım.  Davayı anlatmak ve bir tarihi tamamlamak için Kurucu başkan  Rauf Denktaş’ın hayatı olan “Rauf Denktaş-Var Olma Savaşım” adlı kitabı da yayınlayıp misyonumu tamamlamış oldum, naçizane bir ifade ile.

            Her zaman kullandığım bir ifade vardır.

            “Birinci Adamlarla Çalışmak Çok Zordur” diye.

            Birinci adamlar Dr. Küçük ve Denktaş’tır.

            Her ikisi ile çalıştığım dönemlerde onların günlük psikolojilerini çok iyi kavrayarak görevimi yapmışımdır.

            O işin zorluğu günlük temaslarda gizliydi.  Her insan gibi onlar da et ve kemikten yaratılmışlardı.  O nedenle günlük hayatlarını kavramak ve içinde bulundukları psikolojilerini iyi analiz etmek gerekirdi.  Vazifemi tam layıkı ile yaptığıma inandığımdandır ki, gazetedeki köşe yazılarımda onların dava konusunda ürettiklerinin yorumunu yaparak yoluma devam ediyorum.

            Dr. Küçük’le çalıştığım günlerde hemen hemen her gün birlikte yaptığımız çalışmalarda hatıralarını bana yazdırmaya başlamıştı.

            Önce kendisi eski Türkçe ile kaleme aldığı hatırlarını bana okur ve ben de seri yazdığım daktilomda beyaz kağıda döküyordum.

            Emekliye ayrıldığı günlerde şimdi müze olan binanın sağdaki odasında duran kasasına kendi ellerimle kilitlemiştim, hatıralarını.

            Onun hayatını kitaplaştırırken, eşi Süheyla Küçük’ten kendi el yazısıyla yazılmış bir teksti almış ve kitaba koymuştum. O yazı halen hanımdadır.  Herhalde il fırsatta Süheyla Hanımın el yazısıyla onu anlatan yazıyı müzeye hediye edecek ve damlattıracağız.

            Dr. Küçük’ün anlatmak bir gazete sütununa sığmaz.  Olabildiğince anlatıyoruz ve anlatmaya da devam edeceğiz.

            İşte o hatıralarında anlattığı bir husus vardı Halkın Sesi gazetesiyle ilgili.

            “Henüz üniversiteye başlamadığım günlerde babamın arkadaşları ile buluştuğu esnada dava konusu açılmıştı.  Arkadaşlarından birisi ‘Kim duyuracak Halkın Sesini’ deyince kafama yatmıştı.  İleride kurmayı tasarladığım gazetemin adını HALKIN SESİ    koymaya karar verdim.  İşte Halkın Sesi Gazetesi öyle doğdu.”

            İnşallar 3’ncü sempozyuma ömrümüz vefa eder.  O büyük adamı, davanın öncüsü Dr. Küçük’ü bütün yönleri ile anlatırız.