Görevini tamamlayarak KKTC’den ayrılan Büyükelçi Halil İbrahim Akça, KKTC ekonomisiyle ilgili önemli tespitlerde bulundu
“Potansiyel kullanılmıyor”
KKTC ekonomisinin yapısal sorunları olduğunu ve potansiyelin yeterince kullanılamadığını vurgulayan Akça, ülke içinde dönüşüm ihtiyacının zamanında hissedilemediğini, sorunların kronikleştiğini ve reform ihtiyacının telkine dönüştüğünü söyledi
Akça’nın açıklamasına göre, KKTC hükümeti 2014 yılında reform nitelikli tedbirleri hayata geçiremedi, ancak reform ihtiyaçları somutlaştı ve dönüşüm konusunda algı düzeyi yükseldi
Züleyha KARAMAN /HALKIN SESİ ÖZEL
Türkiye’nin eski Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, KKTC’de dönüşün ihtiyacının zamanında hissedilmediğini, kronikleşen sorunlara karşı reform ihtiyacının telkine dönüştüğünü belirtti.
Görev süresini tamamlayarak 24 Temmuz’da Ada’dan ayrılan Büyükelçi Akça, Lefkoşa Büyükelçiliği Yardım Heyeti Başkanlığı tarafından hazırlanan “ KKTC 2014 Durum Raporu”nun sunuş yazısında, KKTC ekonomisiyle ilgili önemli tespitlerde bulundu.
KKTC’nin, kişi başına düşen gelirin yaklaşık 15 bin dolar ile dünya liginde orta gelir grubunun üst sıralarında yer alırken, rekabet edebilirlik sıralamasında 120. sıra ile düşük gelir grubu ülkeler arasında yer aldığına dikkati çeken Akça,
bu iki değer arasındaki bariz farklılığın KKTC ekonomisinin yapısal olarak sorunları bulunduğunu ve potansiyelinin yeterince kullanılmadığını özetlediğini kaydetti.
KKTC’nin dünya ile etkileşimin sınırlı kalmasının sosyolojik gelişmeler de dahil olmak üzere dünyada sağlanan ilerlemelerin ülkeye gelişini sınırlandırdığına değinen Akça, “Bunun sonucu içeride dönüşüm ihtiyacı zamanında hissedilememekte, sorunlar kronikleşmekte ve reform ihtiyacı telkine dönüşmektedir” dedi.
Büyükelçi, 2014 yılında reform nitelikli tedbirlerin hayata geçiril konusunda yeterli ilerleme sağlanamadığını belirterek, “Bununla beraber özelleştirmeler ve kamu kesiminin verimsizliği konusunda reform ihtiyaçları somutlaşmış ve dönüşüm konusunda algı düzeyi yükselmiştir” ifadesini kullandı.
“MALİ VE TEKNİK DESTEK ALMA İHTİYACI DEVAM EDİYOR”
Akça, Büyükelçi ve Yardım Heyeti Başkanı ile kaleme aldığı sunuş yazısında, “Kuzey Kıbrıs’ın küçük bir ülke olması, devlet yapısının kurumsallaşma sürecinin devam etmesi ve en önemlisi de izolasyon uygulamasının, mali ve teknik destek alma ihtiyacını devam ettirdiğini” vurgulayarak, yıllık olarak yayınlanan raporun, bir önceki yıla ilişkin KTC ekonomisi hakkında değerlendirme ve yapılan desteklerle ilgili bilgilendirmeyi amaçladığını aktardı.
KKTC ekonomisi ile Türkiye ekonomisinin yoğun etkileşim haline olduğunu ifade eden Akça, Kıbrıs’ın yakınlığı dışında, Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye dışındaki ülkeler tarafından tanınmaması ve Rum yönetiminin çabalarıyla ekonomik, kültürel ve sportif alanlarda izolasyon uygulattırılmasının bu çabayı daha da ileri aşamalara taşıdığını kaydetti.
Gelinen aşamada, KKTC ekonomisinin öncü sektörleri olan turizm ve yüksek öğretim başta olmak üzere ürettiği mal ve hizmetin üçte ikiye yakın kısmını Türkiye’ye pazarladığını, benzer şekilde ithalatın da yaklaşık aynı seviyede Türkiye’den yapıldığına işaret eden Büyükelçi Akça, şöyle devam etti:
“EKONOMİNİN YAPISAL SORUNLARI VAR”
“KKTC’de kişi başı gelir yaklaşık 15 bin dolar ile dünya liginde orta gelir grubunun üst sıralarında yer alırken rekabet edebilirlik sıralamasında 120. sıra ile düşük gelir grubu ülkeler arasında yer almaktadır. Bu iki değer arasındaki bariz farklılık KKTC ekonomisinin yapısal olarak sorunları bulunduğu ve potansiyelinin yeterince kullanılmadığını özetlemektedir.
KKTC ekonomisinin sorunlarının temelinde ülkenin geleceğinin müzakere masasında tartışılıyor olması ve yukarıda izah edilen nedenlerle dünya ile etkileşimin sınırlı kalması olduğunun görülmesi zor değildir. Uygulanan ekonomik politikaların başarısı; ekonomik ve sosyal hayatın varılacak bir çözümle önemli ölçüde değişecek olması ve özellikle bunun Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından yürütülen kampanyalarla canlı tutulmasından etkilenmektedir.
‘DÖNÜŞÜM İHTİYACI ZAMANINDA HİSSEDİLMİYOR’
Dünya ile etkileşimin sınırlı kalması ise sosyolojik gelişmeler de dahil olmak üzere dünyada sağlanan ilerlemelerin ülkeye gelişini sınırlandırmaktadır. Bu anlamda KKTC sınırlı olarak ulaştığı AB kurumları dışında sadece Türkiye ile birlikte çalışabilmektedir. Bunun sonucu içeride dönüşüm ihtiyacı zamanında hissedilememekte, sorunlar kronikleşmekte ve reform ihtiyacı telkine dönüşmektedir. AB ile ilişkilerin soyut karakteri nedeniyle önemli bazen de sevimsiz konular KKTC’yi tek tanıyan Türkiye ile ele alınmaktadır.
‘REFORM YOK ALGI VAR’
TC-KKTC arasında imzalanan ‘Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş’ programının ikinci yılı olan 2014 yılında reform nitelikli tedbirlerin hayata geçirilmesi konusunda yeterli ilerleme sağlanamamıştır. Bununla beraber özelleştirmeler ve kamu kesiminin verimsizliği konusunda reform ihtiyaçları somutlaşmış ve dönüşüm konusunda algı düzeyi yükselmiştir. İlaveten, kamunun ödediği maaşlara dayalı yürüyen, ancak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile kapıların açılması sonucu ağırlığını yitiren kamu ağırlıklı ekonomiden turizm ve yüksek öğretim öncülüğünde reel sektör odaklı ekonomiye geçiş konusunda ilerleme umut verici olmuştur”





