Hafta sonu yağış bekleyerek geçirdik yıllar evvel bu zamanlarda dereler akar barajlar dolardı şimdi büyük emeklerle tarlalar sürüldü ekildi maalesef yağmur yok kuraklık var Allah çiftçinin ve hayvancının yanında olsun inşallah önümüzdeki günlerde bol yağışlar olur İnsanların yüzü güler.
(Alpay İnce)
Sıla Usar doktorluk kariyerinde, alanının önemli isimlerinden biri… Fark yaratan bir doktor… Şimdi CTP’nin ilk kadın Genel Başkanı seçilirken, eminim farkını da ortaya koyacaktır.
Çünkü sorumluluğu sadece olası bir Başbakan olarak siyasette göstereceği performansla değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği alanında da atacağı somut adımlarla ölçülecektir.
Yolu açık olsun…
(Aysu Basri Akter)
Kendinin başarısızlıklarını , başkalarının başarıları ile örtmeye çalışanlar günün sonunda yine başarısız olmaya mahkumdur .Ve buna fırsatcılık denmektedir .
(Mustafa Emiroğluları)
Dün akşam, anayolda kendi halinde seyreden kız arkadaşım Melihat Haksız bir maganda tarafından taciz edildi.
Araç içinde el-kol işaretleriyle durdurmaya çalıştı, arkasına takıldı, önüne geçip yavaşlayarak yolunu kesmeye çalıştı. Bir kadın, tam 15 dakika boyunca can güvenliği tehdit altında bir magandayla mücadele etti.
Peki bu ülkede polis yok mu? Var. Ama kime var, ne zaman var, hangi insana var, biri çıkıp anlatsın.
155’i aradım. Bana, bahse konu güzergahın Demirhan Karakolu’na bağlı olduğunu ve Lefkoşa Polis Müdürlüğü ekiplerinin sahasına girmediğini söyledi. “Tamam, o karakola bağlayın” dedim. Bağlandım ama 3 dakika boyunca telefon çaldı, kimse açmadı.
“Ya o araç kız arkadaşımın önünü gerçekten kesseydi?” diye düşündüm tekrar-tekrar aradım. Toplamda 3 kez aradığım Demirhan Polis Karakolu telefonları açmadı, geri dönüş dahi sağlanmadı.
Bu kadar basit: Olmaz olsun böyle ülke.
Ne polis telefonu açar, ne geri döner, ne yardımcı olur…
Ölen ölür, sonrada “Aha yakaladık katili” derler. Aynı galerileri kurşunlayan sonra “yakaladık” denilen tetikçiler gibi.
Bu ülkede kadın olmak her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Ve bunu bir erkek olarak söylüyorum. Eğer polis bile yardım etmiyorsa, bu ülkede bir kadına kim yardım edecek?
(Doğan Samer)
Sevgili Sıla Usar İncirli’yi içtenlikle tebrik ediyorum. Bu başarıyı yalnızca kişisel biyografi üzerinden okumak eksik kalır elbette; hekim kimliği, Naci Talat’ın kızı oluşu gibi sembolik başlıklar sayılabilir. Ama bana kalırsa asıl belirleyici olan, CTP’nin son dönemde sürdürmeye çalıştığı dekonfrontatif dilin toplumun yanında parti üyeleri arasında da karşılık bulmasıdır. Erhürman’la başlayan daha merkezde duran, keskin fay hatlarını yumuşatmayı hedefleyen bu siyasal üslup, Sıla Usar İncirli’nin şahsında somut bir güven oyuna dönüşmüş gibi görünüyor.
CTP açıkça bir dönüşüm sürecinde. Hem geçmişten taşıdığı ilkeleri bütünüyle terk etmeden hem de daha uzlaşmacı, daha kapsayıcı, daha olgun bir siyasal çizgi arayışı içinde. Toplumun yorgun siyaset ikliminde belki de aradığı şey budur... Fazla bağırmayan, kutuplaştırmayan, ama ciddiyetini de kaybetmeyen bir dil. Bunun ne kadar sürdürülebilir olacağını, ne ölçüde derinleşeceğini zaman gösterecek.
Şimdilik yapılabilecek en doğru şey, bu başarıyı bir kişiyle sınırlamadan, daha geniş bir siyasal iklim arayışının işareti olarak okumak. Sıla Usar İncirli’nin başarısı yalnız kendisine değil, tüm Kıbrıs’a hayırlı olsun.
(Mete Hatay)