Gönüllü trafik denetçisi ( ispiyonlama sistemi ) bence suistimale açık bir oluşum olur. Yeni James Bondlar yaratmaya gerek yok . Devlete külfete hiç gerek yok. Bu görev akıl mantık ile şoför okullarına, ehliyet müfettişlerine verilsin. Trafik kurallarını öğreten, sınav eden bu insanlardır. Doğrusu budur.
(Bilal Dericioğlu)
Canım Ülkemin ne yazık ki gerçeği aşağıdaki gibidir!
Bizim Baf Ülkü Yurdumuz BTM’den 1.lige
Güneyin Bafı UEFA Şampiyonlar Ligine yükseldi!
(Eralp Şerifoğlu)
Bozulan düzenin yoluna girmesi aslında çok da zor değil, yapılması gereken tek şey liyakata dikkat etmek ve doğru kişileri atamaktır. Örneğin bazı üst kademelere gayrı yasal yapılan atamaları iptal etmek. ( kendisini kapsamadığı halde yapılan üst kademe atamaları gibi)
(Metin Gültekin)
Tüm bu yaşadıklarımızın temelinde, diyalog yerine gerilim siyaseti izlenmesi yatıyor.
Bunların tamamı, diplomasiden kaçan ve çözüm üretemeyen bir zihniyetin ürünüdür.
Kriz ve kaosla var olmaya çalışan bir anlayışın…
Ama günün sonunda ne oluyor?
O meşhur Rum atasözünde söylendiği gibi:
Taş da yumurtanın üstüne düşse, yumurta da taşın, kırılan hep yumurtadır…
O yumurta biziz!
(Cenk Mutluyakalı)
Kıbrıs Cumhuriyeti, geçiş noktalarında yeni veri toplama girişimine önceden tek satırlık bir bilgilendirme notu dahi koymadan girişirse, elbette ki spekülasyon eksik olmaz. Bu kadar basit bir adım atılsaydı, herkes de ona göre hazırlığını yapardı. Ama işte, Kıbrıslı olmak bazen her iki tarafta da zor bir zanaat…
Bir diğer mesele de seyrüsefer belgeleri. Belgelerin sadece tek bir geçiş noktasından verilmesi, haliyle oradaki yığılmayı katmerliyor. İnsanlar Mağusa’dan, Omorfo’dan, Lefke’den kalkıp Aydemet/Metehan’a yığılıyor. Halbuki iki kapıya daha küçük bir ofis açılsa, mesele gayet kolay çözülür.
Tabii her şey biraz da niyet meselesi. Panik havasının büyümesinde ise başka bir psikoloji var: suçluluk duygusu. Beş Kıbrıslı Rum’un tutuklanması kamu vicdanında kabul görmediği için, herkes bir misilleme beklentisiyle hareket ediyor.
(Mete Hatay)
NE BU BOŞANMA FURYASI?!: Bir yılın içinde boşanma sayısı evlenme sayısından çok olursa şapkayı önümüze koyup artık ciddiyetle durum değerlendirmesi yapmanın zamanıdır... Toplumumuzda aile kurumu fena halde çatırdıyor..
Ehliyetli ve uzmanca tam donanımlı bir Aile Bakanlığı kurmakta neden hâlâ gecikmekteyiz?.. Bu astronomik düzeyli boşanmaların topluma yüklediği travmalar hiç mi görülmüyor?... Ne bu böyle 1104 evlenmeye karşı 1147 boşanma?.. Aile kurumuna çok önem veren bu Kıbrıs Türk toplumu neden sürüklendi bu travmaya?.. hangi ara oluştu bu travma?..
Yanıtları aranması gereken sosyal ve hatta yaşamsal sorular bunlar!..
(Ahmet Tolgay)