Bir memleket ki ihracat yok sadece ithalat var, yollarda lüks arabalar ama toplu taşıma yok, elektrik bazen var bazen yok ama jenaratör ve gaz lambası var, her köyde okul yok ama cami ve imam evleri var, kazanandan doğru dürüst vergi alınmaz ama günlük yaşamda nerdeyse halkın aldığı nefese bile vergi alınacak bu ülkede öyle istikrarlı bir ekonomi var ki sokaklarda milyarlarca dolarlık arabalar ve devlet sevicilerini memnun etmek için ödenen şatafatlı maaşlar, karşılığında ise daha doğmamış bebeklerin ödeyeceği devletin kasasındaki borç senetleri..
(Kubilay Merttuna)
ELEKTRİK KESİNTİSİ
Tamam. Trafo patladı. Santral bozuldu. Ne olduysa oldu.
Elektrik kesintileri başladı.
Biz de mutsuz da olsak alıştık.
Amma…
Madem bu elektriklerin kesilmesi zaruridir. Madem üretilen miktar yetersizdiir ve bu yüzden kesinti yapılacaktır, O zaman bunu bir program içinde ne yapıp duyurmazsınız? Yani once tv radyo gazete var. Sosyal medyalarınız var. Hepsinde belli saatlerde hava durumu verir gibi bu kesinti programını evvelden duyursanız ne olur yani?
Duyursanız da duşta yarım kalmasak, Yemek pişirme çamaşır makinesi kurma saatlerimizi ona göre ayarlasak.
Mutsuzluğun içinde mutlu olabilecek kırıntılarla idare etsek…
Ama yok. İlle küfür ettireceksiniz.
Etmiyorum işte….
(Bülent Dizdarlı)
İsmi Rauf Raif Denktaş olan stadın ismi, YK kararı ile Ünal Üstel oldu. Karar, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın önünde açıklandı.
Ünal bey orada tepki vermedi.
Derlediğim bilgilere göre sayın Başbakan bu kararı kabul etmeyecek, 3 gerekçe ile:
1- Merhum kurucu cumhurbaşkanının isminin kaldırılması yanlış
2- Seçime hazırlanan cumhurbaşkanına yanlış
3- Kıbrıs Türk siyasi geleneklerinde görevde olan kimsenin ismi bir yere verilmez, sonradan gelenler takdir eder…
(Hüseyin Ekmekçi)
“Yasal olanın değil, iktidara yakın olanın kazanabildiği, kuralsızlığa razı olmadan var olmanın neredeyse mümkün olmadığı bir düzene alışmamız bekleniyor” diyor araştırmacı-yazar Bekir Ağırdır…
Tam da bu aslında…
Bu düzene öyle ya da böyle alıştırıyorlar herkesi…
En doğal hizmet hakkınızı, birilerini araya koymadan, yalvar yakar olmadan alamıyorsunuz.
Dünyayla aramızdaki makas giderek genişliyor.
Ne kadar hile varsa, ne kadar yolsuzluk, hepsini cebimizden ve hayatımızdan ödüyoruz, fark etmeden…
"Giderek hayatımızdan edep, adap, ayıp çıkmış; suç ve ceza keyfileşmiş…”
Haysiyet yerlerde şimdi…
Hem de nasıl...
(Cenk Mutluyakalı)
Enerjide tarih yazarık bizi izlemeye devam edin deyenler yüzünden bir maçı ağızlı yüzlü izleyemeyiyoruk! Allahtan güneyden hat aldık da internetimiz var telefondan olsun takip ederik
(Hamit Sakallı)