SAYIN ERDOĞAN, GÜNEY KIBRIS’IN DAVETİNE İCABET EDER Mİ?

Kıbrıs Cumhuriyeti 1 Ocak 2026 dan itibaren Avrupa Birliği dönem başkanlığını üstlenecek. Hâl böyle olunca tarih yanaştıkça birçok devinim ortaya çıkmaya başladı.

Nitekim, Sayın Hristodulidis’in “Dönem Başkanı olunca Türkiye ile Avrupa arasındaki ilişkilerin gelişmesine çalışacağız. Sayın Erdoğan’ı da burada yapılacak zirveye özellikle davet edeceğim” demesi gelişmelerden son zamanlardakiler arasındaki en önemlisidir.

Yapar mı? Erdoğan’ı Güney Kıbrıs’ta yapılacak zirveye davet eder mi?

Daha da önemlisi böyle bir davet gelirse Sayın Erdoğan gider mi?

Bu soruyu ilk önce kendi kendime sorduğumda “Yok! Gitmez.” Diye cevaplamıştım. Ama sonra bugüne kadar ki yaşamsal deneyimimde hele hele de son birkaç yılda “olmaz” diye düşündüğüm pek çok şeyin olduğunu anımsadım.

Bu defa da olmazın hangi koşullarda olura dönüşebileceğini düşünmeye başladım.

Bir kere Sayın Hristodulidis’in, oluşacak bir çözümle Türkiye’nin Avrupa Birliği yolunun önünde asla engel olmayacaklarına, hatta bu yolun kısalması için yardımcı olacaklarına dair Sayın Erdoğan’ı inandıracak adımlar atması gerekmektedir.

Güney Doğu Akdeniz havzasındaki gazın Türkiye üzerinden taşınmasına “olur” vermek de bir başka olumlu hava estirebilir.

Bir de şu mülkiyetle ilgili yasalar ve mahkemeler konusu var tabi. Bu konuda geçici de olsa bir “es” verilmesi olumlu olabilir.

Biliyorum bir çoğunuz “bunlar yetecek mi?” diye soracaksınız. Ben bu soruyu “en azından bu yazdıklarımın bir kısmı olmazsa Sayın Erdoğan Güney Kıbrıs’a ayak basmayı bile düşünmez” şeklinde cevaplarım.

Gerisi konjektür işi…

(Bülent Dizdarlı)

Değişim istiyormuyuz istemiyormuyuz?. Ona karar vereceğiz. Gözünün üstünde kaş var diye ayrıntılarla uğraşırsak bedeli ağır olacak. Bugüne kadar hiç bir partiye üye olmayan , partili olmayan bir aday gösterin . Yoktur. Hepsinin büyüdüğü bir parti vardır. Tabıkı amacımız herkese eşit ve bağımsız olması.

(Ahmet Karahan)

Yarın düz liselerde da arapçayı seçmeli ders olarak koyarlarsa şaşırmam. Kaldı ki 7-8 çeşit konuşulan arapca var hangisini baz alacaklar o ayrı konu

Mesajınız Var
Mesajınız Var
İçeriği Görüntüle

(Serkan Şah)

KÜLTÜR VE EĞİTİM ÜLKESİYİZ GÜYA: İnsanlarının okuma - yazma - eğitim düzeyi yüksek ve de "üniversiteler diyarı" namlı ülkeyiz... Buna rağmen çok az kitapevimiz vardır ve var olanlar da maalesef teker teker kapanmaktadır...

KHORA Kitapevi'nin bir süre önce kapısına kilit vurduğunu üzüntüyle öğrenmemden sonra, bugün yüzleştiğim yeni kültür dramımızla daha bir sarsıldım...

Aradığım bir kitaba ve yeni yayınlara bakmak üzere Galeri Kültür'e gittiğimde bir ne göreyim?.. Orası da kapanmış... Hem de kapanışı yeni olmamalı ki, boşaltılan o kültür mekânına yerleşen esnaf vatandaş mesleki icrasını da hayli ilerletmiş...

Kızgın güneş altında hızla ilerleyip, kan ter içinde alışkın olduğum kapıyı itip içeri girince, orada kitapla hiç ilgisi olmayan butik satışların yapıldığını gördüm ve şokla ters yüz edip geri döndüm... Mekândaki yeni esnafımıza bereketli işler dileklerimi, tarihe karışan kültür emektarı Galeri Kültür'e ise derin minnet, sempati ve saygılarımı sunarım...

Her ikisinin de aynı zamanda değerli yerel kitaplar basmış yayınevlerimiz olmaları, geçmişte benim kitaplarımı da okurla buluşturan birer köklü kurum olan Khora Kitapevi ile Galeri Kültür'ün ortak özelliğidir... O yerel yayınlar da durmuş oldu böylece... Ve kitap yazarlığı bu ülkede en zor dar boğazına girdi...

Bu sözde kültür ve eğitim ülkesinde ayakta durabilme savaşımında olan son birkaç kitapevimize bol şans ve başarı dilerim...

(Ahmet Tolgay)