Rum Milli Muhafız Ordusu’nda (RMMO), 20 yıl önce askerlik görevini yaparken ölen ve o dönemde 27 yaşında olan Thanasis Nikolau’nun ölüm sebebinin intihar değil de cinayet olmasının kesinleşmesinin ardından yapılan soruşturmanın Rum Başsavcılığı tarafından engellenmesi, Rum Yönetimi’nin yaşam hakkı ve etkin soruşturma yükümlülüğü konularında başarısız olduğunu ve RMMO’da şeffaflık, denetim ve
hesap verebilirlik olmadığını gözler önüne serdi.
Thanasis Nikolaou’nun ölümüyle ilgili sürecin yaklaşık 20 yıl boyunca etkin bir şekilde soruşturulmamış olması; RMMO bünyesinde ve GKRY adli makamlarında kurumsal işleyişin ciddi zaaflar taşıdığını gösterdi.
Olayın başta ‘’intihar’’ olarak nitelendirilerek delillerin göz ardı edilmesi ve sorumlular hakkında hâlâ cezai işlem başlatılmamış olması, adaletin yerini bulmasını da engelledi.
Acılı ailenin konuyla ilgili iç hukuk yollarının tükenmesi üzerine AİHM’e başvurması ise, Rum Yönetimi’nin yaşam hakkı ve etkin soruşturma yükümlülüğü konularında başarısız olduğunu, RMMO’da ise şeffaflık, denetim ve hesap verebilirlik eksikliğini su yüzüne çıkardı.
Rum Ceza Soruşturmacısı Thanasis Athanasiou, Rum Başsavcı Yorgos Savvidis'in, Thanasis Nikolaou cinayeti davasında herhangi bir kişiye karşı cezai kovuşturma başlatılmaması yönündeki kararına katılmadığını belirtti ve aynı zamanda Başsavcı'yı, ailenin özel ceza davaları açması durumunda cezai kovuşturmanın askıya alınmasına devam etmemeye çağırdı.
Athanasiou, Bakanlık Kurulu'nun kendilerine Thanasis Nikolaou davasını soruşturmak üzere bağımsız ceza soruşturmacıları olarak görev verdiğini ve özel görev tanımları verdiğini söyledi.
Thanasis Athanasiou, "Çok yönlü bir araştırma sonucunda, yalnızca halihazırda mevcut olan çok sayıdaki delile değil, aynı zamanda topladığımız ve objektiflik kriterlerine göre değerlendirdiğimiz yeni bulgulara da dayanan, çok sayfalı ve belgelendirilmiş bir sonuca ulaştık." dedi.
Bulguların, Bakanlar Kurulu'na verildiğini ve Bakanlar Kurulu'nun da bunları Anayasa'nın 113. maddesine göre, kendi takdirine bağlı olarak herhangi bir cezai kovuşturmayı yürütme, sürdürme veya durdurma yetkisine sahip olan Başsavcıya ilettiğini söyleyen Athanisou, Başsavcı Yorgos Savvidis’in görüşlerine katılmadığını vurguladı.
Görüşlerini ifade etmenin Başsavcı ile çatışmak için bir girişim olmadığını söyleyen Thanasis Athanasiu, son değerlendirmenin devlet mahkemelerinde olması gerektiğini belirtti.
NELER YAŞANMIŞTI?
Rum Milli Muhafız Ordusu’nda (RMMO) asker olarak görev yapan 26 yaşındaki Thanasis Nikolaou, 29 Eylül 2005 tarihinde Limasol/Alassa bölgesinde bir köprünün 30 metre altında ölü olarak bulunmuş ve Rum polisi ve adli makamları olayın intihar olduğu yönünde rapor hazırlamıştı.
Ancak Nikolaou’nun ailesi, oğullarının cinayete kurban gittiğinden şüphelenerek adli süreç başlatmış, bu kapsamda ailenin başvurusu ve Rum Başsavcılığı’nın talebi kabul etmesiyle birlikte, mezar 2020 yılında açılmış, kemik örnekleri Yunanistan’da bağımsız uzmanlar tarafından incelenmiş ve incelemede Nikolaou’nun boğularak öldürüldüğüne dair bulgular tespit edilmişti.
10 Aralık 2020 tarihinde aile, Rum Yönetimi’ni Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) şikâyet etmiş ve AİHM, ölümle ilgili etkili bir soruşturma yürütmediği gerekçesiyle Rum Yönetimi’ni suçlu bulmuş ve aileye 32 bin avro tazminat ödenmesine hükmetmişti.
3 Ekim 2022 tarihinde Başsavcılık tarafından fail ya da faillerin tespiti için yeniden soruşturma yapılmasına karar verilmişti.
11 Mayıs 2024 tarihinde Limasol Kaza Mahkemesi de, Nikolaou’nun ölümünün intihar değil cinayet olduğuna hükmetmiş ve kararda Nikolaou’nun canlıyken boğulduğu ve olayın sonradan intihar süsü verilerek örtbas edilmeye çalışıldığı belirtilmişti.
Aile oğullarının intihar etmediğini ispatlayabilmek için uzun yıllar hukuki mücadele vermişti. Nİkolaou’nunordu içerisinde bazı olaylara şahit olduğu, komutanlarının taciz ve tehditlerine maruz kaldığı, aslında gerçeğin başından beri ortada olduğu ve yüksek bir yerden sözde düştüğü belirtilen cesedin sağlam bulunduğu belirtilmişti.
Güney Kıbrıs Eski Savunma Bakanı Yannakis Omiru, 27 Mayıs 2024 tarihli konuşmasında; Nikolaou’nunölümüne ilişkin soruşturma bulgularının, Nikolaou’nunbirliğinde askerlik hizmetini yerine getirirken gördüğü muameleye ilişkin gerçekleri ortaya koymuş, RMMO’yuutandıran ve küçük düşüren bu gerçeklerin bezdirme olarak bilinen mobbing olduğu ifade edilmişti.
1998 yılında GKRY Savunma Bakanı olarak görev yaptığı dönemde attığı adımlar ve girişimlerden sonra, bu hastalıklı ve sağlıksız olgunun nihayet RMMO’dankökünün kazındığı ve temizlendiği izlenimine kapıldığı, ancak bu iğrenç uygulamanın RMMO’nun başına bela olduğunu bildiğinden, tamamen ortadan kaldırılması için zamanında kesin talimatlar verdiğini söylediği, GKRY Lideri Nikos Hristodulidis’in, 20 Mayıs 2024 tarihli açıklamasında davayla ilgili olarak, 2005 yılından 2019 yılına kadar geçen tüm sürecin yeniden incelenmesi amacıyla bağımsız bir soruşturmacı atandığını açıkladığıifade edilmişti.
Rum Başsavcı Yorgos Savvidis ise 2025 yılı başlarında Nikolaou’nun ailesinin suçlular hakkında cezai kovuşturma başlatılması talebini reddetmiş ve gerekçesinde adli tabip ve iki RMMO subayı da dâhil olmak üzere sekiz kişinin görevini kötüye kullandığına dair yeni delil bulunmadığını öne sürmüştü.
Ailenin avukatı Nikos Kliridis bu kararın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2’nci maddesini (yaşam hakkı ve etkin soruşturma yükümlülüğü) ihlal ettiğini belirterek, ailenin Rum Yönetimi’ne karşı yeniden AİHM’e başvurmayı düşündüğünü açıklamıştı.