banner913
banner932
banner1012

Erçin'le Kitap Dünyası

banner1020

Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydı bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım. ATATÜRK

banner974
Erçin'le Kitap Dünyası

banner971
Hazırlayan: Erçin SELASİYE
 
HAFTANIN EN ÇOK OKUNAN KIBRIS KİTAPLARI
Anılarımızdaki Ailemiz ve Kıbrıs’ın Son 90 Yılı (Ciltli) – Halil M. Güven
Safir 1 – Müjdelenen Zaman – Kemal B. Caymaz
Safir 2 – Yegane Aşk – Kemal B. Caymaz
Kıbrıs Mutfağından Yemek Keyfine Yolculuk – Zehra Eliçin
Yarım İnşaat – Nafia Akdeniz
 
ANILARIMIZDAKİ AİLEMİZ VE KIBRIS’IN SON 90 YILI – HALİL M. GÜVEN
 
Bu kitap, özünde Dervişe ve Mustafa Güven'in hayat hikayelerini içeren bir biyografidir. Ancak bu iki kişinin hayat hikayeleri anlatılırken, sadece günlük yaşamları değil, aileleri, doğdukları ve yaşamlarının bir bölümünü geçirdikleri köyleri, köydeki yaşam tarzları, geçim kaynakları, gelenekleri, komşuluk ilişkileri; evlilik hikayeleri ve aile yaşamları da anlatılmıştır.
 

 
HAFTANIN EN ÇOK OKUNAN DÜNYA KİTAPLARI:
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu – Stefan Zweig
Gece Yarısı Kütüphanesi – Matt Haig
Şeker Portakalı – Jose Mauro de Vasconcelos        
İnsan Geleceğini Nasıl Kurar – İlber Ortaylı     
Hayatın Sesi – Gülseren Budayıcıoğlu
 
 
BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU – STEFAN ZWEİG
Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı mektubun "gönderen"inin adı yoktur. Mektubun başında tek bir hitap vardır: "Sana, beni asla tanımamış olan sana". 




 
HAFTANIN KİTABI 
CERRAH – TESS GERRİTSEN
Polisiye gerilim romanı dendiğinde Tess Gerritsen  bir numaradır... Özellikle Rizzoli & Isles serisi
Serisinin ilk kitabı olan "Cerrah" okuduğum en iyi polisiye/gerilim/korku romanlarından biri.
Bu çarpıcı polisiye hikayeyi okurken, yazarın aynı zamanda bir tıp doktoru olması nedeniyle, acil servis / travma vakalarının çarpıcı tıbbi ve cerrahi müdahalelerini, gözünüzde ve zihninizde canlanan işkence sahnelerini ayrıntıları ile yaşıyorsunuz...
Tecavüze uğramış kadınları hedef alan ve onları hunharca katleden psikopat bir katil... Onu yakalamak için günlerini gecelerine katan polisler…
Ana ve yan karakterler çok iyi tanımlanmış. Akıcı bir polisiye ve tıbbi dile, mükemmel denebilecek bir kurguya, zekice yazılmış bir konuya sahip olan kitabın sayfaları arasında koştururken kalp atışlarınızın hızlandığına şahit olacaksınız.
Olaylar dizisi adeta bir bulmacayı andıran hikayede, bazen katilden kaçan bir kurban bazen de katili kovalayan polis olacaksınız. Katilin konuşmalarını okurken de kendinizi âdeta "Cerrah" gibi göreceksiniz. Şu bir gerçek ki kitabı bitirdiğinizde olaylar örgüsünün hızından yorulduğunuzu görecek, katilin bulunmasıyla da rahatlayıp kaslarınızın gevşediğini hissedecek serinin ikinci kitabı için heyecan duyacaksanız.
OKUMA AZMİNİZ HİÇ BİTMESİN
 
 
 
HAFTANIN YAZARI
ADALET AĞAOĞLU (1929 – 2020)
23 Ekim 1929'da Nallıhan'da dünyaya geldi. Babası, kumaş tüccarı Hafız Mustafa Sümer'dir
İlköğrenimini Nallıhan'da tamamladıktan sonra 1938'de ailesi ile birlikte Ankara'ya yerleşti.  Ortaöğrenimini Ankara Kız Lisesi'nde tamamladıktan sonra 1950 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu.
Edebiyata ilgisi lise yaşamında şiirlerle başladı, kısa bir süre sonra oyun yazarlığına yöneldi. İlk defa 1946'da Ulus gazetesinde tiyatro eleştirileri yayımlayarak yazarlığa başladı. 1948-50 arasında Kaynak Dergisi'nde şiirleri yayımlandı.
1951-1970 yılları arasında TRT’de çeşitli görevlerde bulundu. Ankara Radyosu'nda göreve başladığı yıl ilk radyo oyunu olan "Aşk Şarkısı"nı yazdı. Radyo'da görev yaparken tiyatro oyuncusu ve yönetmen dört arkadaşı (Kartal Tibet, Üner İlsever, Çetin Köroğlu, Nur Sabuncu) ile birlikte Ankara'nın ilk özel tiyatrosu olan "Meydan Sahnesi"ni kurdu.  Meydan Sahne Dergisi'ni çıkardı. 1953 yılında tiyatro konusunda görgü ve bilgisini artırmak üzere Paris'e gitti.  1953'te Sevim Uzungören'le birlikte yazdığı "Bir Piyes Yazalım" tiyatro oyunu aynı yıl Ankara'da sahnelendi. 1954 yılında mühendis Halim Ağaoğlu ile evlenen sanatçı, ilk romanını yazana kadar oyun yazarlığını sürdürdü. Üst üste yazdığı oyunlarla altmışlı ve yetmişli yılların önde gelen oyun yazarlarından oldu. Çatıdaki Çatlak oyunu 1965 yılında Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenirken yasaklandı;  bu olay onu roman yazmaya yöneltti.
TRT'nin özerkliğine el konulması gerekçesiyle TRT'den 1970 'te istifa etti. sanatçı o tarihten sonra yazarlıktan başka bir işle uğraşmadı. 
İlk romanı Ölmeye Yatmak, 1973’te yayımlandı. Türkiye toplumunun yakın tarihindeki çalkantı ve değişikliklerini irdeleyen bu ilk romanından itibaren tüm eserleri yoğun tartışmalara konu oldu. Ölmeye Yatmak, daha sonra yazdığı Bir Düğün Gecesi (1979) ve Hayır (1989) adlı romanlarla bir üçleme oluşturdu ve birçok ödül kazandı. İkinci romanı Fikrimin İnce Gülü, dördüncü basımında ve askeri kuvvetleri küçük düşürmek suçlamasıyla 1981 yılında dava açılan Ağaoğlu, iki yıl süren davanın ardından aklandı. 
1983 yılından sonra İstanbul'da yaşamaya başladı. 1985'te anı-roman niteliğindeki Göç Temizliği'ni yayımladı. 1991 yılında Çok Uzak Fazla Yakın'la oyun yazarlığına döndü. Bu eser, ertesi yıl edebiyat dalında Türkiye İş Bankası Büyük Ödülü'ne layık görüldü.
1996'da ciddi bir trafik kazası geçiren ve iki yıl hastanede yattı.
Ağaoğlu, 1986'da kurulan İnsan Hakları Derneği'nin kurucuları arasında yer aldı ancak Temmuz 2005'te İHD'nin tek yanlı ırkçı-milliyetçi bir tutum takındığını belirterek ve "PKK yanlısı politika izliyorlar" diyerek istifa etti.  2008'de Özür Diliyorum kampanyasını desteklemiştir.
 Eşi Halim Ağaoğlu'nun 2018 yılında ölümünün ardından yazmayı bıraktığını açıkladı
Yoğun bakım tedavisi gören Ağaoğlu, çoklu organ yetmezliği sebebiyle 14 Temmuz 2020'de öldü.
 

 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.