banner913
banner932
banner1012

Erçin'le Kitap Dünyası

banner1020

Yabani uluslar dışındaki her ülke kitaplar tarafından yönetilir. VOLTAİRE

banner974
Erçin'le Kitap Dünyası

banner971
 
 
HAFTANIN EN ÇOK OKUNAN KIBRIS KİTAPLARI:
Kıbrıs Mutfağından Yemek Keyfine Yolculuk – Zehra Eliçin
(Perşembe Ressamları – Bir Dostluk Yolu – Heidi Trautmann
Kıbrıs’ın En Uzun Yüzyılı – Mete Hatay
Askıdaki Egemenlik – Rebecca Bryant, Mete Hatay
Güçük Prens – Kıbrıs Türkçesi – Antoine de Saint-Exupery

 

KIBRIS MUTFAĞINDAN YEMEK KEYFİNE YOLCULUK - ZEHRA ELİÇİN
Kıbrıs Mutfağını tanıtma dışında, yemek keyfini tatmanın yollarını göstermeyi ve mutfakta yaratıcılığı cesaretlendirmeyi amaçlayan bir kitap.
Kitapta yemek tariflerinin yanı sıra, Kıbrıs yemek alışkanlıkları ve Kıbrıs mutfağının özellikleri hakkında bilgilere de yer verilmektedir.


 
HAFTANIN EN ÇOK OKUNAN DÜNYA KİTAPLARI:  
Kurtlarla Koşan Kadınlar – Clarissa P. Estes 
Düşünce Gücüyle Tedavi – Louise L. Hay
İz Bıraktığın Kadar Varsın – Esra Ezmeci
Şeker Portakalı – Jose Mauro de Vasconcelos  
Sessizliğe Hayranlık – Abdulrazak Gurnah    
 

KURTLARLA KOŞAN KADINLAR – CLARİSSA P. ESTES 

İnsanlık tarihi boyunca hayatlarımızda yer edinmiş ve edinmeye devam eden evrensel masalları ele alan; evrensel öykü toplayıcı olan Clarissa Pikola Estes, hem akademik üslubu hem de doğup büyüdüğü iki kültürün etnik kökenlerini harmanlayarak geliştirdiği evrensel üslubuyla, La loba'yı (Dişi Kurt) uykusundan uyandırıyor.
 

HAFTANIN KİTABI

TATLI BETÜŞ – AZİZ NESİN
Bu hafta çok farklı bir kitap tavsiyem var… Aziz Nesinin ölümsüz eseri Tatlı Betüş üstadın kendine has üslubuyla yazılmış, kadına, topluma, ilişkilere dair enfes bir hiciv örneği. Kitabın sizi öylesine içine çekiyor ki sanki kitap okuyormuş gibi değil de bir tiyatro oyunu izliyormuşum gibi hissediyorsunuz inanın bana bu çok hoş bir duygu. Sizi asla yormuyor, yüzünüzü güldürürken aynı zamanda düşündürüyor. Ve bunu yaparken çok ciddi bir iş olan mizahı kullanıyor.
Kitabın konusu ise; miras nedeniyle akrabalarının seneler önce evlatlık verilen Güllü isimli kadını aramalarıyla başlıyor. Güllü olmuş Tatlı Betüş, Lokum Betül, Bayan Döviz, Kopça Koparan Dansöz Gülcan Keklik, Madam Entelektüel, Müstesna Hanımefendi, Madam Abuş, Evlatlık Şükran, Yırtık Leyla ya da Sarışın Bebek vs. vs. araştırdıkları her insan yeni bir isim ve yeni bir hikaye anlatır Tatlı Betüş için.
Samimiyetle tavsiye edeceğim harika bir kitap. Bütün dertlere, tasalara inat yüzünüz hep gülsün…
 

HAFTANIN YAZARI

VİCTOR HUGO  (1802 – 1885)
Romantik akıma bağlı şair, romancı ve oyun yazarı, aynı zamanda Fransa'nın en büyük yazarı.
Victor Marie Hugo, 26 Şubat 1802  tarihinde Fransa'da dünyaya geldi.
Çocukluğu, Fransa'nın siyasi açıdan en çalkantılı olduğu dönemlerden biriydi. 
Hugo iki yaşındayken Napolyon kral ilan edilmiş, on sekiz yaşındayken ise Bourbon Monarşisi tekrar yönetime gelmişti. 
Babasının subay olmasından dolayı sık sık taşınan Hugo, hayatının bu evresinde birçok şey tecrübe etti. 
1821 senesinde hayatta en büyük destekçisi olan annesini kaybeden Hugo, bundan bir sene sonra çocukluk aşkı Adele Foucher ile evlendi. Aynı sene ilk şiir kitabı "Odlar ve Çeviriler" yayınlandı.
1822 senesinde ilk romanı "İzlanda Hanı" çıktı. Bu kitapla edebiyat dünyasına kendisini kabul ettirdi ve romantizme bağlı bir yazar olarak tanındı. 
Yazdığı oyunlardan "Marion de Lorme" isimli eserine sansür uygulandı. Bu sansüre "Hernani" oyununu yazarak karşılık verdi. Bu başkaldırış sonrası ünü arttı. Hugo, bu durum sonrasında liberallere yaklaştı. 11'inci Louis dönemini anlatan romanı "Notre Dame'ın Kamburu" edebiyat dünyasındaki yerini sağlamlaştırdı. Bu başarılarla yoğun bir çalışmaya girdi. 1841'de Fransız Akademisi'ne seçildi. 
1851 senesindeki hükümet darbesinden sonra 3'üncü Napolyon iktidara gelince Brüksel'e kaçtı. Bu sürgün yaşamı 1870'teki cumhuriyete dek devam etti. Sürgün yıllarında 1852-1855 arasında İngiltere'de de kaldı. Eserlerinin çoğunu sürgün döneminde yazdı. Ünlü romanı "Sefiller" 1862 senesinde yayınlandı ve olağanüstü ilgi gördü. Kısa sürede çeşitli dillere çevrilen bu roman, ona uluslararası düzeyde başarı sağladı.
Fransız – Alman savaşının ülkesinin yenilgisiyle son bulması ve cumhuriyetin kurulmasının ardından Paris'e döndü.
1870'te Paris'in kuşatmasını anlatan "Korkunç Yıl" şiiriyle ulusal bir kahraman oldu ama ailesindeki kayıpların verdiği acıyla yaşamdan koptu. 1871'de kurulan Paris Komünü'nü destekledi, yine Brüksel'e kaçmak zorunda kaldı. Kısa süre sonra döndü. Senatör seçildi.
Aynı sene Ulusal Meclis üyesi oldu ama bir ay sonra istifa etti.
1863 senesinde evlenmek için ABD'ye kaçan kızı 1872'de akli delirmiş olarak geri döndü. 1871 ve 1873'te iki oğlunu kaybetti.  
Victor Hugo, Fransız edebiyatının en çok ürün veren yazarıdır. 1830'lu yıllarda "Romantizmin en güçlü beyni" olarak anılmaya başlandı.
Popüler Fransız edebiyatının babası ve Fransa'nın ulusal şairi oldu. Ancak sonraki yıllarda daha çok düzyazıları ve özellikle romanlarıyla akıllarda kaldı.
15 yaşındayken bir şiiriyle Akademi Ödülü'nü kazandı. 17 yaşında ise Toulouse Edebiyat Akademisi'nin en büyük ödülü olan Altın Zambak'ı aldı.
1825'te Légion d'Honneur nişanının sahibi oldu.
Victor Hugo 22 Mayıs 1885'te 83 yaşındayken zatürreden öldü. Ülkeye bir yas havası hakim oldu. O sadece saygı duyulan önemli bir edebi figür değil aynı zamanda Fransa'da Üçüncü Cumhuriyet'e ve demokrasiye yön veren bir devlet adamıydı. Zafer Takı'ndan gömüleceği Panthéon'e kadar götürüldüğü Paris'teki cenaze törenine iki milyondan fazla insan katıldı. Hugo, Panthéon'da Alexandre Dumas ve Émile Zola gibi önemli yazarlarla aynı yerde yatıyor. Fransa'da pek çok büyük yere onun adı verildi.
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.