banner913
banner932
banner1012

Erçin'le Kitap Dünyası

banner1020

"Sadece kitap okumak yetmez insana. Bazen meydan okumalı; Kendine, hayata, dünyaya..." TOLSTOY

banner974
Erçin'le Kitap Dünyası

banner971

Hazırlayan: Erçin SELASİYE

 
HAFTANIN İLGİ EN ÇOK OKUNAN KIBRIS KİTAPLARI:
Perşembe Ressamları (Bir Dostluk Yolu 1998-2020) – Heidi Trautmann  
Güçük Prens – Kıbrıs Türkçesi – Antoine de Saint-Exupery  
K.K.T. Cumhuriyetinde Suçlar ve Cezalandırma Prensipleri – Rauf Kürşad  
Onlar Daha Çocuktu (2 Cilt) – Aydan Afşaroğlu
Ada Karanlığı – Turgül Tomgüsehan

PERŞEMBE RESSAMLARI - BİR DOSTLUK YOLU 1998-2020 - HEİDİ TRAUTMANN
Çok renkli geçmişlere sahip bir grup sanatçıydı Kıbrıs’ın kuzeyinde, yirmi yıldan uzun bir süre boyunca birlikte çalıştılar, deneyimlerini paylaşarak birlikte uzun yollar kat ettiler, sayılamayacak kadar çok alanda birbirlerine yardımcı oldular. Ayakkabılar, birlikte yürüdükleri yolun; dostluk, çalışma ve beğenilme yolunun simgeleriydi.
Onlar yaşamlarının büyük bölümünü bu adada geçiren Kıbrıslılar ve diğer uluslardan ressamlardı. Ve bu topraklarda izlerini bıraktılar.
Ressam,gazeteci,yazar Heidi Trautmann  “Bu kitap, geçmişteki ve günümüzdeki tüm grup üyelerimiz için bir övgüdür, sanatla uğraşmak insanlığın kendisi kadar eski bir dürtüdür.”



 
HAFTANIN EN ÇOK OKUNAN DÜNYA KİTAPLARI
Efsun – Selahattin Demirtaş
Martı Jonathan Livingston – Richard Bach
Yaşamak Sakinlik İster – Özgür Bacaksız
Death Note – Ölüm Defteri 2 – Tsugumi Ooba
Okçunun Yolu – Paulo Coelho     
 
EFSUN – SELAHATTİN DEMİRTAŞ
Hani bazı kitapları okurken içinde kaybolursunuz ya işte bu da öyle bir kitap. Selahattin Demirtaş kitabı olunca derin, keskin siyaset bekler ya çoğu insan. Hiç öyle değil. Efsun, Selahattin Demirtaş’ın edebiyat yolunda yürüdüğünün en güzel örneği.
Sıradan hayatların hikâyesi, sürükleyici bir dille anlatılırken. Yaşanan olayların sebep-sonuç ilişkilerini felsefi düzlemde de hatırlatıyor. Kötülüklerin, iyiliklerle; Hüzünlerin, sevinçlerle harmanlandığı bir Türkiye hikâyesi. Caner ile Efsun’un hüzünle, sert dönemeçlerle harmanlanmış hikâyesi.
Bitirene kadar elimden bırakamadım.


 
HAFTANIN KİTABI
DEJA VU – JOHN HART  

Deja Vu uzun zamandır okuduğum en iyi polisiye kitap.
Babasının gölgesinde kalan, hayatının tümünü, mesleğini, evliliğini, yaşam tarzını onun istediği gibi şekillendiren Work'ün başından geçen olaylar anlatılır.
Work bir yandan babasının cinayetiyle ilgili sır perdesini kaldırmaya çalışırken, diğer yandan Barbara ile zoraki evliliği, gizemli sevgilisi ile mutsuz kaçamağı ve duygusal bir travma yaşamış olan kızkardeşi Jean arasında gidip gelmektedir. Bu arada güzel ve zeki bir dedektif olan Mills, aleyinde ne kadar delil varsa toplayıp onu babasının katili ilan eder ve köşeye sıkıştırmaya çalışır. Work gerçeklerin peşinden gittikçe eski yaralar kanayacak ve geçmişte aldığı kararlarının sonuçları ile yüzleşmek zorunda kalacaktır.
Polisiye severler için ideal bir kitap. Daha ilk anda katilin kim olduğu dikkatli bir  okursanız  gözünden kaçmayacağına eminim. Yani  dikkatli bir polisiye okurunun katili tahmin etmesi güç değil. Yazarın dili ve anlatım tarzı çok başarılı. Kesinlikle okunmanızı tavsiye ederim dostlarım. 
 

 
HAFTANIN YAZARI
 
IAN LANCASTER FLEMİNG  (1908 – 1964)
 
James Bond romanlarının ünlü yazarı Ian Fleming 1908 yılında Londra’da doğdu. Babası parlamento üyesi, annesi ise ev hanımıydı. Eğitimini Eton Kolejinde yapan Fleming daha sonra, Sundhurst Kraliyet Askeri Akademisi’ne  gittiyse de bir süre sonra buradan ayrıldı ve Cenevre ve Münih üniversitelerinde bir süre okudu. Arkasından Reuters’de editör olarak çalışmaya başladı. İkinci Dünya Savaşı sırasında orduya alınan Ian Fleming, ordu istihbaratının başındaki adam olan Amiral Henry Godfrey’in asistanı olarak donanmada görevlendirildi.  Fleming, bu görevinde büyük başarı sağladı ve ordudaki en üst düzey komando birliğinin başına getirildi. Savaştan sonraThe Sunday Times’da çalışmaya başladı. 1952 yılında, Jamaica’da, Anne Charteris ile evlendi.
İngiliz İstihbaratında Görev
Bundan sonraki dönemde, onu dünya çapında ünlü biri yapan yazarlık hayatı başladıysa da, İngiliz Dış istihbaratı M16 içinde etkin bir görev almaya devam ettiğine dair yaygın bir söylenti de daima süregeldi. Ünlü 5 – 6eylül olayları sırasında Fleming de İstanbul’daydı. Daha sonra bu konuda İstanbul’da Büyük Karmaşa isimli bir de kitap yazan yazarın, olaylarla bağlantısı üzerinde hiçbir zaman tam olarak durulmadı. Sadece bir takım kuşkular dile getirildi.

James Bond Romanları ve Sinema

İlk Bond romanı 1952’de piyasaya çıktı. Casino Royale ile başlayan seri yazarın ölümünden sonra da devam etti. Yazar ayrıca iki tane de Bond öyküleri kitabı çıkardı. James Bond romanları, büyük ölçüde Fleming’in İngiliz Gizli Servisi’ndeki kişisel deneyimlerine ve bilgilerine dayanarak yazılmış, dünyadaki en başarılı seri romandır. Yazarın James Bond kişiliğinde büyük ölçüde kendisini anlattığı tahmin edilmektedir. Romanların tamamı filme alınmış, senaryolarının çoğu gene Fleming tarafından yazılmıştır. James Bond, sinemadaki en uzun ve en  başarılı seridir aynı zamanda.  Bond’un kendisini tanıtırken, “Ben Bond, James Bond” deyişi de sinemanın en ünlü repliklerinden biri olarak bilinir.

Ian Fleming’in Ölümü

Fleming, tıpkı kahramanı James Bond gibi sigara ve alkol bağımlısıydı. Bütün ikazlara rağmen bağımlılığından vaz geçmiyordu. 1961'de 53 yaşındayken kalp krizi geçirdi ve iyileşmek için mücadele etti. Fleming, 11 Ağustos 1964'te Canterbury'de bir otelde kalırken öğle yemeği için Royal St George's Golf Kulübü'ne gitti ve daha sonra arkadaşlarıyla otelde akşam yemeği yedi. Gün onun için yorucuydu ve yemekten kısa bir süre sonra başka bir kalp krizi geçirerek bayıldı. Fleming, 12 Ağustos 1964 sabahı, oğlu Caspar'ın 12. doğum günü olan 56 yaşında öldü. Kaydedilen son sözleri, ambulans şoförlerinden kendilerine rahatsızlık verdikleri için özür diledi ve "Size zahmet verdiğim için özür dilerim. Bu günlerde yollardaki trafikle nasıl bu kadar hızlı geçiniyorsunuz bilmiyorum." Fleming, Swindon yakınlarındaki Sevenhampton kilisesine gömüldü.
Fleming'in son iki kitabı, Altın silahlı adam ve Octopussy ve Yaşayan Gün Işığı, ölümünden sonra yayınlandı. Altın silahlı adam Fleming'in ölümünden sekiz ay sonra yayınlandı ve Fleming tarafından tam düzenleme sürecinden geçmemişti. Sonuç olarak, roman yayıncı Jonathan Cape tarafından zayıf ve "zayıf" olarak düşünüldü. Yayıncılar el yazmasını tatilde okuması için Kingsley Amis'e iletti, ancak önerilerini kullanmadı. Fleming'in biyografi yazarı Henry Chandler, romanın "kibar ve oldukça üzücü eleştiriler aldığını, kitabın etkin bir şekilde yarı bitmiş halde bırakıldığını ve bu nedenle Fleming'i oyununun tepesinde temsil etmediğini" gözlemliyor. İki kısa öykü içeren son Bond kitabı, Octopussy ve Yaşayan Gün Işığı 23 Haziran 1966'da İngiltere'de yayınlandı. Ekim 1975'te Fleming'in 23 yaşındaki oğlu Caspar, aşırı dozda uyuşturucuyla intihar etti ve babasıyla birlikte gömüldü. Fleming'in dul eşi Ann 1981'de öldü ve kocası ve oğullarıyla birlikte gömüldü. –  
James Bond serisinin ömrü, yaratıcısınınkinden daha fazla oldu. Ian Fleming’in ölümünden sonra değişik yazarların kaleme aldığı
yeni romanlarla, James Bond kitapları günümüzde de basılmaya devam etmektedir.

Eserleri
1953 Casino Royale
1954 Yaşa ve Ölmesine İzin Ver
1955 Moonraker
1956 Elmaslar Sonsuza Kadar
1957 Rusya'dan sevgilerle
1958 Dr. No
1959 Altın parmak
1960 Sadece gözlerin için (kısa hikayeler)
1961 Thunderball
1962 Beni seven ajan
1963 Majestelerinin gizli servisi hakkında
1964 Sadece iki kere yaşarsın
1965 Altın silahlı adam
1966 Octopussy ve Yaşayan Gün Işığı (kısa öyküler)
 
 
 
 
 
 
 
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.