Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nde (KSTÜ) devam eden “sahte diploma” ve “usulsüzlük” soruşturması kapsamında 1 yılı aşkın süredir Merkezi Cezaevi’nde hükümsüz tutuklu olarak bulunan üniversitenin küçük ortağı Serdal Gündüz’ün, mahkeme salonu önünde sarf ettiği; “bu işin içinde rüşvet var, UBP’li vekiller var” ifadelerinin yankıları sürüyor…
Son olarak mahkeme salonu önünde çeşitli iddialar ortaya atan ve “Kudret Özersay ile görüşmek istiyorum, anlatmak istiyorum” diyen Gündüz’ün, Özersay ile görüşmek için İçişleri Bakanlığı’na dilekçe sunduğu ve bu dilekçenin reddedildiği ortaya çıktı.
Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, cezaevinde tutuklu bulunan Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi (KSTU) hissedarlarından Serdal Gündüz’ün kendisiyle görüşme talebinin reddedildiğini açıkladı.
Özersay, sanığın daha önce basın aracılığıyla kendileriyle görüşme talebinde bulunduğunu ve bu talebin yasal çerçevede kabul edilebileceğini belirterek, “Ancak, sanığın cezaevinde görüşme talebi yazılı olarak yapılmasına rağmen, yetkili idare tarafından reddedildi.” ifadesini kullandı.
“Bu kararın hangi makam tarafından alındığını henüz bilmiyoruz.” diyen Özersay, şöyle devam etti:
“Sahte diploma sürecinde sanık konumunda olan kişinin basına açıklama yaparak bizimle görüşmek istemesi ertesinde bizimle yasalarımız çerçevesinde görüşmeyi talep etmesi durumunda kendisiyle görüşebileceğimizi açıklamıştık. Şimdi öğrendiğimize göre, bahse konu kişi bizimle cezaevinde görüşmek için yazılı dilekçe vermiş ancak talebi idare tarafından (İçişleri Bakanlığı mı yoksa Cezaevi Müdürlüğü mü bilmiyorum) reddedilmiş.
Bahse konu sanık bu gelişme üzerine cezaevinde görüşme talebinden vazgeçmiş. Bu gelişmeler soru işaretlerini artırmaktadır. Kişinin kendi talebiyle görüşmeyi istemesine ve yasal bir engel olmamasına rağmen idare bizimle görüşmesini neden uygun bulmadı? Birileri bir şeyler bilinmesin ve duyulmasın mı istiyor? Bahse konu kişi görüşme talebini sonradan neden geri çekti ve duruşma gününü beklemeyi tercih etti? Kim kiminle neyin pazarlığında bilmiyoruz ancak sahte diploma olayında sadece tutuklu olanların ve kendisine dava okunanların değil dışarıda serbestçe dolaşan başka isimlerin de bağlantısı olduğundan adımız gibi eminiz. Bunun gizli kalmaması için de uğraşmaya devam edeceğiz.”
GÜNDÜZ NE DEMİŞTİ?
Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nde (KSTÜ) devam eden “sahte diploma” ve “usulsüzlük” soruşturması kapsamında 1 yılı aşkın süredir Merkezi Cezaevi’nde hükümsüz tutuklu olarak bulunan üniversitenin küçük ortağı Serdal Gündüz, mahkeme salonu önünde yaptığı açıklamada, 1 yıldır hükümsüz tutuklu olarak cezaevinde bulunmasının ‘kendine göre’ nedenlerini şöyle anlatmıştı:
“Mesele neden ilerlemiyor biliyor musunuz? İşin sonu UBP vekillerine dayandığı için ilerlemiyor. Ortada alınan rüşvetler var. Hiçbiri ortada yok. Sadece sahte diplomayı söylüyorlar. Sahte diplomaların hiçbirinde benim imzam yok. Ama bir yıldır cezaevindeyim. Çünkü bir tane günah keçisine ihtiyaç var. O günah keçisi de ben oldum. Nerede her hafta üniversiteden ayrılmayan sayın vekiller?
Her hafta üniversitede kalıp, pazar günü sabah kahvaltısı yapan, cuma günü akşam yemeği yiyen, yukarıda Kemal Dürüst ile alkol içip sarhoş olan vekiller nerede? Niye hiçbiri ortalarda yok? Üniversiteye Hamitköy’de büyük bir arsa verildi, dönemin bakanı üniversiteden rüşvet aldı. “Ben adil bir şekilde yargılanmak istiyorum. Herkes dışarıda teminatla gezerken ben cezaevindeyim. Niye? Çünkü benim konuşmamı istemiyorlar. Çünkü ben konuşursam taşlar yerinden oynayacak. Bunlar bunun farkındalar. Ya cezaevinde beni öldürecekler ya da yolda gidip gelirken polis aracında öldürecekler.”