Çok değerli dostum bu ülkenin medarıiftiharlarından birisi olan Eralp Adanır’ın 290 sayfalık bu eseri Kültür Dairesi’nin katkılarıyla Kıbrıs Türk Yazarlar Birliği’nden çıktı. Yazma tutkusu ve dürtüsü onu hiç bırakmıyor, iyi ki de bırakmıyor. Onun ülkemiz kültürü ve yazınıyla ilgili yazmış olduğu köşe yazılarını ve kitaplarını okumak insanı çok mutlu ediyor, büyük keyif alıyoruz. 42 yazının yer aldığı “Eski Basınımızdan” adlı eserinde; 1942 yılından 1973 yılına kadar bir çok konuyu el alıyor.

Eski basın çok önemli, geçmiş yıllarda hemen herşeyin yazıldığı, tartışıldığı yer olan gazeteler,tam bir bilgi okyanusu. Televizyonun bu kadar popüler olmadığı dönemlerde, ülkedeki hemen her eve, kahveye en az bir gazete girer ve okunurdu. Özellikle Kıbrıs Türk yazınında, yazın dergilerinin azlığından dolayı, kültür insanları;romanlarını,şiirlerini, denemelerini, çevirilerini v.b konuları, gazeteler aracılığıyla okurların beğenisine sunarlardı.

Girne Belediyesi Oda Tiyatrosu'nun yeni oyunu ‘Raskolnikov” prömiyerini yaptı
Girne Belediyesi Oda Tiyatrosu'nun yeni oyunu ‘Raskolnikov” prömiyerini yaptı
İçeriği Görüntüle

Gazetelerin ilk yıllarında böylesi sayfaların azlığı dikkat çekmektedir, daha sonraki yıllarda kültür-sanat sayfalarının eklenmesi ve ilgi görmesi sonucunda, bu sayfalar artırılmış ve Kıbrıs yazınına ve ekinine birçok değerli isim kazandırılmıştır. Hürsöz gazetesinde Nazif Süleyman Ebeoğlu, Osman Türkay,Semih Sait Umar, İstiklal gazetesinden Hikmet Afif Mapolar, bunun yanı sıra birçok gazete şiirleri çıkan Urkiye Mine Balman, Pembe Marmara, Emine Otan,Nejla Salih Suphi vb.kısacası gazeteler adeta bir kültür yuvasına dönüşmüşlerdi. Bu ve buna benzer isimler yine Halkın Sesi gazetesinde yazılar yazarak, ülke yazının gelişmesi için büyük uğraşlar veriyorlardı.

Bu bağlamda 1940 yıllardan itibaren gazeteler araştırmacılar için bir tozlu sayfa değil bir ummandır. İnsan, içine girdik sonra ne inciler bulur inanılmaz. İşte Eralp Adanır dostumuz bizlere bu ummandaki incileri tek tek çıkarıp,bulup önümüze seriyor;Eski meyhanlerde, eski bayramlara, ilk sinemadan, Lefkoş’daki kara kadar, ülkemizle ilgili hemen herşey bu yazılarda yer alıyor.

Okudukça, insan neler öğreniyor. Hele genç nesilin bu kitaptan öğreneceği çok şey var. Kalemine sağlık değerli dost. Nice üretimli, sağlıklı günlerde daha birçok eserlerini okumak dileğiyle.

I M G 8316

Değerli yazar-araştırmacı Bülent Fevzioğlu eser için şunları bizlere aktarıyor : “Henüz ‘‘Demans’’ Olmadan... Osmanlının; adayı fetih tarihinden (1571-72) başlayacak olursak eğer, ‘‘Müslüman ahali’’nin bu ada coğrafyası üzerindeki yerleşik yaşı, 2025 yılı itibarıyla, 453 yıllıktır. Adalı ‘‘Müslüman ahali’’; yerleşikliğinin ilk 306 yılını Osmanlı tebaası olarak yaşar, 1878’den 1960’a uzanan sonraki 82 yılını ise İngiliz hükümranlığı buyruğunda törpüler ki, tebaadan buyruğa uzanan yıllarının ol riyâziyesi de ceman, 388 seneye, tekabül eyler. Ve şimdi; büyük bir dikkat, titizlik ve hassasiyetle, ‘‘1960 - Kıbrıs Cumhuriyeti’’ denilenle beraber, ‘‘Müslüman ahali’’den ‘‘Kıbrıslı Türkler’’e evrilen son 65 yılı ise bu bab’ta aklın defterine not düşerek, bir kenara alıyoruz... Çünkü onunla, bu fasılda hiçbir alâka ve istişaremizin, gerekmediğinden cihetle... Biz dönelim, ‘‘Osmanlı tebaası’’, olduğumuz yıllara... Yani; 1572 – 1878 yılları arasına... Bu zaman aralığı içerisinde geçen 306 yıl boyunca her bir hal ve ahvalimiz de yalnızca ‘‘Şer-iyye Sicili’’ne kayıtlandığı nedeniyledir ki; zaten ‘‘okuma - yazma’’ denilen de varla yok meselesi ve bu mesele içerisinde de kaç kişi neyi arayacak soracak ya da aranan bulunsa bile kaç kimin umurunda, olacaktı ki... Umursamaya ve umursanmaya olan alâkamız, İngiliz’in bizi 306 yıllık ‘‘tebaa’’dan çıkarıp da ‘‘Müslüman ahali’’ diye (1878- 1960) çığırdığı, zaman içinde geldi! ‘‘İngiliz’’ denen yalnızca bir ‘‘buyruk’’ değil; onun da ötesinde bir ‘‘uyruk’’, bir matbaa, bir gazete, bir ufuk ve bir sosyalleşmeydi... Ve işte, bugün... Bu ada coğrafyası üzerinde 306 yıl boyunca ‘‘tebaa’’ olarak akıntıya kürek çeken, ömür törpüleyen, varlığımızla yokluğumuz sonrasının harmanına bir şekilde çıkıp gelen ve nihayetinde de "Eski Basınımızdan Sosyal, Kültürel Haller 1942-1973” -Eralp ADANIR- 8 82 yıl boyunca biz ‘‘Müslüman ahali’’ye ‘‘buyruk, uyruk ve ufuk’’ olan İngiliz’dendir ki ‘‘Eski Basınımız’’ diyerek altını çizdiğimiz - aşkla kucakladığımız, ‘‘hazineye’’ ulaştık... Öylesine bir ‘‘hazine’’dir ki ‘‘Eski Basınımız’’; son yüz yıldan günümüze değin sosyal ve siyasal geçmişimiz adına her neyi bilmiş, öğrenmiş ve kaydetmişsek hafızalarımıza, tümünün de kaynağı, işte o ‘‘Eski Basınımız’’ dediğimiz ‘‘hazine sandığı’’ndan çıkıp gelenlerin, yüzü suyu, hürmetinedir. Son yirmi yıldan beri; Kıbrıs Türk sosyal yaşam tarihimiz adına yapmış olduğu araştırma çalışmaları ve sabır ve sebat ve emek yüklü bu çalışmalarını da kitap kitap yayınlamaları ile her zaman saygım, sevgim ve naçizane takdirim olan ‘‘gademici ahbabım’’ araştırmacı yazar Eralp ADANIR; .... kitabıyla da bu kez bizleri ve de tıpkı bir ‘‘turist rehberi’’ gibi etrafına toplayıp, işte o ‘‘hazine sandığını’’ daha yakından görmemize, tanımamıza ve içerisinden çıkanları öğrenmemize, vesile oldu... Sandıktan çıkanların hepsi, salt bunlardan mütevellit, değil elbette... Böylesi bir muhteşem yolculuğa bizleri, yattığı yer nur – mekânı cennet olsun, yıllar önce ilk kez, değerli büyüğümüz, Sayın Harid FEDAİ Bey çıkarmıştı... Zaman içerisinde, başkaca isimler ve imzalar da kendi kitapları ile katıldılar bu güzel yolculuğa... Eralp kardeşim ise Harid Bey’in noktalı virgül (;) atarak kendisinden sonra gelecek olanlara bıraktığı bu muhteşem rehberliğini, ‘‘Eski Basınımız’’ adını verdiği - şimdilik – bu son kitabıyla bir üst basamağa taşıdı. Evet... Az önce de değindiğim gibi, sandıktan çıkanların hepsi, salt bunlardan mütevellit, değil elbette... Uzun soluklu bir yolculuk, bir rehberlik bu... "Eski Basınımızdan Sosyal, Kültürel Haller 1942-1973” -Eralp ADANIR- 9 Gademici ahbabım Eralp; bu rehberliğinde bizleri 1914 yılından alıp, 1973’e getirdi... Zaman içerisinde, yaklaşık, 60 yıllık bir yolculuk... Daha kitaba para ödemeden, satın almadan ve okumaya bile başlamadan henüz, yalnız ve yalnız ‘‘İçindekiler’’ bölümüne bir göz atmamız, yeter... Eralp kardeşim; ‘‘Eski Basınımız’’ dediğimiz zaman evveli bir yolculukta, sosyal yaşam tarihimize ışık tutan muhteşem bir ‘‘hazine sandığı’’ ile tanıştırıyor bizi... Bir diğer adı da ‘‘Tarihsel Hafıza’’dır bunun... Henüz vakit varken, ‘‘demans!’’ olmadan henüz, nerelerden gelip nerelere gittiğimize ilişkin olarak, okumak gerek bence... Emeğine, yüreğine ve rehberliğine, selâm olsun a benim, ‘‘gademici ahbabım’’

Eralp Adanır ise eseri için şöyle diyor: “1997 yılında yayınlanan ilk araştırma kitabım “Kıbrıslı Türklerde Müzik, Darül-elhan ve 1955-65 Dönem Toplulukları”, Girne ’deki Milli Arşiv dairesinde haftalarca süren gazete arşiv taramalarımın bir ürünüydü. Bu yolculuğumda, müziğimizle ilgili bir araştırma kitabını okurla buluşturmuştum ama bu süreç bana bir başka önemli alanı da göstermiş oldu; Kıbrıs Türk Basınımızdaki en ufacık bir haberin, reklâmın, duyurunun bile Kıbrıs Türk toplumunun belleği için ne kadar önemli olduğu. Sadece basında yer alan bir haberi günümüze yorumsuz bir şekilde taşımanın elbette çok fazla anlamı olmayabilir. Ama bir haberi ya da yorumu-reklâmı, o günün koşulları içerisinde değerlendirip o şekilde okura sunduğunuz takdirde hem okurun daha iyi bilgileneceğini hem de toplumsal hafızamıza katkı sağlayacağını düşündüm. İşte bu düşünceden yola çıkarak Eski Kıbrıs Türk Basınımızdan bana göre ilginç ve değerli olabilecek haberleri bu şekilde yorumlayarak Yenidüzen gazetesinde ilk kez yayınladığım tarih; 13 Nisan 2014. Yenidüzen web sitemizde söz konusu tarihte yayınlanan yazının başlığı ise “Kıbrıs’ta Petrol Mevcut mu?” şeklindeydi. 19 Temmuz 1950 tarihinde Halkın Sesi gazetemizde yer alan bu küçük haberde şöyle deniliyordu: “... Birkaç sene evveline kadar Kıbrıs’ta petrol bulunduğunu su mühendisi Mr.Polivios Kiryagides kati surette iddia ederken yalnız birkaç kişi bu iddia hakkında iyimser görünüyordu. Limasol’da Muttayaka yakınındaki petrol sondajları derine ve daha derine gittikçe bu mesele etrafında lehte fikir yürütmekten imtina edenler iyimserliğe doğru gitmeğe başlamışlardır...” Haber küçük olduğu için kitabımıza almadım. Ama bu yolculuk sırasında zaman zaman uzun yazı dizilerim de gerçekleşti. "Eski Basınımızdan Sosyal, Kültürel Haller 1942-1973” Bunlardan biri, kitaplaştırdığım “Memleketimizde Muhacir Yahudiler, 1946-1949 Hür-Söz gazetesinden” olmuştu. Elinizde tuttuğunuz kitapta yer alabilecek çok daha fazla materyale sahip olmakla birlikte, büyük hacimli tek bir kitap yerine, içerisinden farklı konu başlıklarıyla ayrı kitap çalışmaları yapmayı düşündüm. Bu kitap da onlardan biri. Bu nedenle Spor, Müzik, Siyaset ve Yazı dizilerim şeklinde ayrı dosyalar oluşturdum. Kısmet, bir gün bunları da somutlaştırmayı ümid ediyorum. Bu kitabımız için küçük bir not daha buraya düşmek istiyorum. Gazetede yayınlanan söz konusu bu yazılarımın altına yayın tarihlerini de ekledim. Bunun nedeni; bazı yazılarımızın başlıklarında “77 yıl önce...” ve buna benzer ifadelerin kullanılması, ya da yayınlandığı günlere denk düşen bazı yorumlarımın olmasındandır. Okurun, Yendüzen gazetemizdeki yayın tarihlerini de dikkate alarak bu gibi başlık ve yorumları değerlendirmesine olanak tanımak istedim. Keyifli okumalar dilerim.”