Sosyal Medyanın Sesi
Bizim Kıbrıs’ta hastalıkların en büyük nedeni cereyanda kalmaktır.
Öyle inanılır.
Ömür cereyanda kalmamak için uğraşmakla geçer.
Cereyanda kalmak nedir?
Aralarında rüzgar esen iki cam arasında kalmak.
Geçenlerde öğrendim ki benzer şekilde Balkan halklarının da en büyük korkusu bu cereyanmış.
Promaja.
İki pencereden esen rüzgar.
Balkanlar’da en büyük ölüm nedeni olduğuna inanılırmış.
Cereyan konusunda yalnız değilmişiz.
(Halil Hızal)
Vatandaşlık yasası derhal yeniden düzenlenmeli! Beyaz kimlik bir an önce gündeme alınmalı.. Cağ nüfusu aşan sonradan vatandaşlık verilenlerin sayısı göz ardı edilemez! Dünyanın hicbir yerinde bu kadar kolay vatandaşlık verilmiyor..İnsanlarin büyük kısmı vatandaşlığı alıyor zira yok çalışma izni yok oturma izni gibi bir çok bürokratik işlemden kurtulmak istiyorlar!!Ama kendilerine vatandaşlığın adeta dağıtılması istenen diğer grup 'ta var ki tamamen Kıbrıslı'nin iradesine yapılacak olan müdahaleye işaret ediyor. ÇÖZÜM kolay Beyaz kimlik !!Ama tabi niyet buysa!!İrademizi sakatlamaksa niyet tam da şu andaki gibi verilen vatandaşlıklar buna yeter de artar bile!!
(Bala Kayadelen)
Yargıyı yıpratma çabalarının kimseye yararı olmaz, topluma zararı ise çok ağır olur…
Vazgeçin!
(Nazar Erişkin)
Kıbrıs, Türkiye değil…
Türkiye’nin de değil…
Üstelik Kıbrıs, Avrupa Birliği toprağıdır.
Yüz binden fazla Kıbrıslı Türk de Avrupa yurttaşıdır.
Kıbrıs'ta yaşayan insanların yurdu da geleceği de ortaktır.
Tümünde...
Sınırsız...
“Tek yürek” budur!
(Cenk Mutluyakalı)
ASIL FELAKET: ABD ve AB ülkeleri de enflasyonist baskının sarmalında... Enflasyon onlar için iki haneli rakamlara doğru yelken açtı... Yüzde 9 dolayında... Asıl felaketimiz Dolar ve Euro faizlerine getirilmesi muhtemel yüksek faizler olacaktır... Kurları hiç tutamayacağız o zaman... Kapitalizm küçük ekonomileri tümden yutacak... Üçüncü Dünya Savaşı'nın yeni stratejisi bu... Bol üretim ve kaliteli hizmetten başka bir çıkış yolumuz kalmıyor haliyle... Kendi kendimize bir yeterli duruma gelebilsek!.. Hepimizin ortak paydası budur...
(Ahmet Tolgay)
Anlaşılabilir değildir.
Bu ülkede,
Başta muhalif (sözde) Siyasi partiler, Sendikalar, Kurum ve Kuruluşlar ve bireyler, tekmili birden "Zamlardan" "Pahalılıktan" "Elektrik ve Akaryakıt Fiyatlarından" "Özel Okul Ücretlerinden" "Asgari Ücretten" ve bilumum diğer giderlerin sürekli artışından ve tabii aldıkları maaşlarla geçinememekten şikayet ediyorlar.
Ve...
Ne yapıyorlar?
Suçlu sandalyesine oturtmaya çalıştıkları, hükümete yükleniyorlar?
Oysa;
Adres yanlış,
Yaşanan sıkıntıların nedeni hükümet değil ki.
Kendileri de hükümette bulundular ve benzeri sıkıntılar kendileri döneminde de yaşandığını zaten biliyorlar.
Yaşanan sıkıntıların temelinde,
Esasta,
İki neden var.
1. Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü nedeniyle, kapatıldığımız bu ada yarısında, dünyadan izole bir şekilde yaşamaya mahkum edilmemiz ve bunu kabullenmemiz.
2. Kullandığımız para birimi olan Türk Lirasının diğer ülke paralarına karşı sürekli değer kaybetmesi.
(Ülker Fahri)
