Kıbrıs’ta güven artırıcı önlemler çoğu zaman karşılıklı güvenin ürünü olarak sunulur. Oysa adadaki deneyim, bu adımların genellikle güven ortamı oluştuğu için değil, taraflardan birinin acil ve kaçınılmaz bir ihtiyacı ortaya çıktığı için atıldığını gösteriyor. Yapısal şüphecilik ve siyasal risk algısı, işbirliğini ancak “ertelenemez” hale geldiğinde mümkün kılıyor.

Lefkoşa Master Planı bu durumun en somut örneğidir. Bugün iki toplumlu işbirliğinin vitrini olarak anılan bu süreç, romantik bir uzlaşma anından değil, teknik bir zorunluluktan doğmuştur. Lefkoşa’nın topografik yapısı nedeniyle kanalizasyon arıtma tesisinin kuzeyde kurulması kaçınılmazdı. 1974’ün üzerinden çok zaman geçmemişken, Mustafa Akıncı ve Lellos Dimitriadis bu ihtiyacı görerek siyasi risk aldılar. Bu zorunlu işbirliği, yalnızca bir altyapı sorununu çözmedi; daha sonra genişleyecek ortak planlama anlayışının da önünü açtı.

Benzer bir mantık enerji alanında da geçerlidir. İki taraf arasındaki elektrik bağlantısı, karşılıklı güvenin yavaş yavaş inşa edilmesinden çok, Mari Elektrik Santrali’nin patlaması sonrası güneyin acil enerji ihtiyacının bir sonucudur. İhtiyaç olmasaydı, bu düzeyde bir teknik entegrasyonun siyasi olarak kabul edilmesi de zor olurdu.

Bu örnekler, Kıbrıs’ta güven artırıcı önlemlerin çoğu zaman “önce güven, sonra işbirliği” değil, “önce ihtiyaç, sonra güven” sıralamasıyla hayata geçtiğini gösteriyor. Bu döngüyü aşmanın yolu, güven artırıcı adımları kriz anlarına sıkışmış istisnalar olarak değil; ortak ve öngörülebilir kırılganlıklar üzerinden planlanan siyasal araçlar olarak ele almaktan geçiyor. Su, enerji, iklim ve afet yönetimi gibi alanlar, henüz kriz patlamadan işbirliği üretilebilecek zeminler sunuyor.

Kıbrıs’ta güven, çoğu zaman iyi niyet beyanlarıyla değil; ortak ihtiyaçların cesur ve rasyonel biçimde yönetilmesiyle inşa ediliyor. Geçmiş deneyim, bunun bir temenni değil, yaşanmış bir gerçek olduğunu hatırlatıyor.

(Mete Hatay)

“Bilmek"di aslında bütün mesele!

Çok seve"bilmek",

dürüst ola"bilmek",

Sosyal Medyanın Sesi
Sosyal Medyanın Sesi
İçeriği Görüntüle

saygı duya"bilmek",

değer vere"bilmek"...

(Eralp Şerifoğlu)

Güney Kıbrıs, Tatar döneminin ilk iptal edilen projesi olan iki toplumlu Imagine projesini Ocak ayından itibaren yeniden başlatılacağını duyurdu. Proje 2016 yılından itibaren binlerce genci barış, insan hakları ve ırkçılık karşıtı programlarda eğitti, güven yaratıcı önlem olarak yürütüldü ve çok da başarılı oldu. GYÖ ise alın size en kritik ve önemli olanı. Peki bu konuyla ilgili kuzeyden herhangi bir ses var mı? Yok. Buradan sayın cumhurbaşkanına hatırlatmayı bir borç biliyorum, bu konuda top sizde.

(Ulaş Barış)

Maaşların bile lütuf gibi seçmene "vatandaşa" gösterilmeye çalışıldığı dandik dönem, dandik bir sistem.. Böylesini de ben hatırlamıyorum!

Biliyorsunuz bu zihniyet için önce seçmen sonra vatandaşsınız!

(Bala Kayadelen)