Bir haftada Bin 875 vaka. Geçtiğimiz haftaya oranla yüzde 8’lik bir düşüş. 2 binin üzerinde giden vaka sayısı, geçtiğimiz son yedi günde 2 binin altona düştü. Bu bir düşüş eğrisi mi bilmem ama, korunmadığımız, akışına bıraktığımız su katılmaz bir gerçek
Buraya dikkat, ölü sayımız 110 oldu. 100 olmaz derken, son haftalarda ölü sayısında bir artış var. Ciğerimiz sökülüyor, ölülerimizi bir dozerin, ya da beyaz kıyafetli belediye çalışanlarının defnetmesini uzaktan seyrediyoruz. Korumamız gereken aile büyüklerini ateşe atıyoruz
Son yedi günde 10 kişiyi kaybettik. Bu Pandemi başladığı gündem bu yana bir haftada ulaşılan en çok ölüm sayısı. 10 yaş altı ölüm var; 20 yaş altı ölüm var, 30 yaş altı ölüm var. Aşıdan başka sığınacak bir şey yok; halen 30 yaş altı binlerce aşısızdan söz ediliyor, dram
Son 1 haftada temas takip ekibinin pozitif hastalara ulaşmasında ciddi sorunlar var, şikayet alıyoruz. Aynı şekilde bir çok hasta evinden aradığı numaralara şu ya da bu şekilde ulaşamıyor. Buna hakkımız yok. Bu devirde ne demek telefona bakan yok?
Acil Durum Hastanesi’nde 2 haftadır sabah 7 akşam 9 doktor hazır. Aynı zamanda sabaha kadar acil durumlar için doktor hazır. Buna rağmen hastalar evde bekletiliyor, sorun sadece sağlıklı iletişimin olmaması. Bu çağda bu başarısızlık bize yakışmaz
Hastalara zaten pozitif olduklarına dair SAĞLIK SMS mesaj gönderiyor. Pozitif mesajı alan hastalar neden evde beklesin. Hastane var, doktor var, o zaman yapın bir çağrı, hastalar evde beklemesin. Temas Takip aramasa da hastalar tedaviye ulaşsın
(Hüseyin Ekmekçi)
"Rum vandalizmi" ifadesi "Bello Turko" kadar aşağılayıcı, ırkçı bir nefret söylemidir. Böyle konuşan politikacının "modern dünya"da yeri yoktur ve sözleri Kıbrıslı Türkleri bağlamaz.
(Hasan Kahvecioğlu)
Kimse hatalı olduğunu kabul etmek istemiyor. Başarısız olduğunu kabullenmiyor. Eleştiri geldiği zaman hemen savunmaya geçiyor. Oysa hatalarından ders almayı başarısız olduğun zaman daha fazla çalışman gerektiğini ve eleştirileri kabullenip kendini geliştirmeyi bilmek çok daha takdir edilecek biri olmanı sağlar.
(Çağan Çerkez)
Fransızcada "Nostalgie de la boue" diye bir deyim varmış . "Çamura duyulan özlem" anlamındaki bu deyiş eski hayatımıza olan özlemi, daha sıradan ve basit ama huzurlu bir yaşama duyulan isteği anlatıyormuş. Hani "fakirdik ama daha mutluyduk" deriz ya tam olarak onu ifade ediyormuş..
Hakikaten yaa..kim ya da kimler çaldı o mütevazı mutlu zamanlarımızı..
(Bala Kayadelen)
24 Haziran 1938 tarihinde İngilizin Yürürlüğe koyduğu Fasıl 261 ", Gıda Maddeleri ve İlaçların Satışı Yasası" halen yürürlüktedir. Yeni ve güncel bir yasa yapmak yerine yasanın verdiği Tüzük Yapma yetkisi kullanılarak tüzük yapılır. Sanırım şimdiye kadar en az yirmi tane tüzük yapıldı. Değiştirilmiş ve Birleştirilmiş yasanın yapılması kimsenin aklına gelmiyor mu?
(Hüseyin Garip)
Sökük kişilikteyse gerçekten dikiş tutmuyor… uğraşmayın boşuna… söyledikleri ve yaptıkları ile bir birini tutmayan insanlar için boşuna zaman kaybetmeyin…dikiş tutmuyor işte…
(Deniz Gürgöze)
Odağımda öncelikle Kıbrıs insanı vardır. İnsanımızın öyküsünü zaman – mekân kapsamında anlatmaya çalışırım. Onların iç dünyasını yansıtarak, izleyende bir duygu oluşturmayı amaçlarım. Bu bağlamda, yaşadığım döneme tanıklık etmeyi toplumsal bir görev sayarım.
(Yıltan Taşcı)
Sosyal Medyanın Sesi
