Göz göre göre vahşet

İstanbul Ümraniye'de cinayet... Mehmet Dinç, bir dönem birlikte yaşadığı ve çocuğunun annesi olan Fatoş Çetin'i bıçaklayarak öldürdü.
Olay, önceki sabah saatlerinde Ümraniye’ye bağlı Ihlamurkuyu Mahallesi’nde meydana geldi.
Mehmet Dinç, çocuğunun annesi olan ve bir dönem birlikte yaşadığı 25 yaşındaki Fatoş Çetin’in oturduğu gecekonduya gitti. Çetin’i pencereye çağıran Dinç, genç kadını boğazından ve vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakladı.
Sabah saatlerinde kızının kaldığı odaya gelen baba Erdal Çetin şoke oldu. İhbar üzerine eve gelen ekipler Fatoş Çetin’in öldüğünü tespit etti. Kaçan saldırgan ise akşam saatlerinde Ataşehir’de yakalandı.
DÖRT AY ÖNCE DE BIÇAKLAMIŞ
Mehmet Dinç’in karısından boşandığı, bu evlilikten üç çocuğu olduğu; dört ay önce de Fatoş Çetin’i bıçakla yaraladığı, bir süre cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olduğu öğrenildi. Öte yandan bıçaklanarak yerde yatan Fatoş Çetin’in çocuğunun, sabaha kadar annesinin yanında kaldığı iddia edildi.
“KUCAĞIMA ALDIĞIMDA ÖLMÜŞTÜ”
Kızını cesedi bulan baba Erdal Çetin, cinayetle ilgili şunları söyledi:
“Sabah 09.00 civarıydı. Kalktığımızda eşime, “Kızımı uyandır da kahvaltı yapalım” dedim. Kapıya vurmuş, kapı açılmayınca pencereden odayı kontrol edince kızımın yerde yattığını görmüş. Beni çağırdı.
Kapıyı ittim açılmadı. Kızım düştüğünde kafası kapıya gelmiş. Bebeği de üzerinde yatıyordu. Kapıyı iterek açtım. Baktım çocuğumun her tarafı kan içinde. Kucağıma aldığımda ölmüştü.
Hiçbir şekilde ses duymadım. Bir ses olsa duyardım. Zaten onu sürekli kandırıyordu. Kızım sessiz biriydi. Pencereye çağırmış, tutmuş ve bıçaklamış. 3-4 ay önce yine gelmişti, mutfakta meyve bıçağıyla bıçaklamıştı. Meyve bıçağı kırılmıştı. Biz şikayet edince tutuklandı. 3-4 ay cezaevinde yattı.
Kızım ona istemediğini söyleyip gitmesini istiyordu. Katilin de eşi vardı. Ondan da 3 tane çocuğu vardı. Ondan boşandı. Benim çocuğumu kaçırmıştı, çocuğum onun yanında 1-1.5 sene kaldı. Sonra çocukları oldu. Kızımı evde sopayla, kemerle dövermiş. Kızım sığınma evine gitmişti. Bu kadar ileriye gideceğini bilemezdik”