Gamze PİR BAYKUR

Mağusa-Karpaz anayolunda 21 Mart 2013 tarihinde meydana gelen ve Hüseyin Avşar, Mehmet Öztürk ile Mehmet Şahin’in ölümüyle sonuçlanan feci trafik kazasında 3 kişinin ölümünden sorumlu tutulan Şefika Avşar, dün Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Kazadan bu yana tekerlekli sandalyeye mahkum bir şekilde yaşayan ve 8 davadan itham edilerek suçlu bulunan sanık Şefika Avşar, 3 yıl hapis cezasına mahkum edildi.

YÜZ YÜZE ÇARPIŞMIŞLARDI

21 Mart 2013 tarihinde, sanık Şefika Avşar, yönetimindeki KF 315 plakalı aracı ile Pamuklu istikametinden Kumyalı istikametine doğru seyrettiği esnada dikkatsizliği sonucu viraja geldiğinde yolun sağına geçerek karşı istikametten gelen Mehmet Öztürk yönetimindeki KD 897 plakalı araç ile yüz yüze çarpışmıştı. Kaza neticesinde sanık Şefika Avşar’ın aracında yolcu olarak bulunan sanığın eşi Hüseyin Avşar ile KD 897 plakalı aracın sürücüsü Mehmet Öztürk ve yine ayni araçta yolcu olarak bulunan Mehmet Şahin yaşamını yitirmişti. Sanık Şefika Avşar ve karşı araçta yolcu olarak bulunan Rabia Öztürk ise ciddi şekilde yaralanmışlardı. Kaza sonucu her iki ayağında, leğen kemiğinde ve kaburga kemiklerinde kırıklar meydana gelen sanık Şefika Avşar ve sağ omuzunda, sol el bileğinde ve sol kolu ile bacağında kırıklar meydana gelen Rabia Öztürk ise Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesine kaldırılarak yoğun bakıma alınmışlardı. Kazanın ardından olay yerine gelerek incelemelerde bulunan polisler KF 315 plakalı aracın kilometre saatinin 93, KD 897 plakalı aracın kilometre saatinin ise 68 kilometrede takılı kaldığını tespit etmişti.

SANIK AVŞAR, MAHKEMEDE YEMİNLİ ŞAHADET VERDİ

Yargılandığı Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeminli şahadet veren sanık Şefika Avşar, şahadetinde özetle kaza anını hatırlamadığını, kaza netcesinde aldığı yaralardan dolayı çok ağır ameliyatlar geçirdiğini, kazadan bir yıl sonra protez ameliyatı olduğunu, sağ ayağının tekrardan ameliyat edilmesi gerektiğini, karın duvarının yırtık olmasından dolayı ameliyat edildiğini, halen ağır ağrılar çektiğini, karaciğerinden ameliyat olması gerektiğini ve buna cesaret edemeyip ameliyat olmadığını, kendisine çocuklarının ve komşularının baktığını, tek başına çorabını bile giyemez halde olduğunu, yardım almaması halinde günlük hayat ihtiyaçlarını karşılayamadığını ve tedavasine devam etmesi gerektiğini ifade etti.

AVUKAT KADRİ: “KAZANIN SANIK ÜZERİNDEKİ TAHRİBATI YÜKSEK...”

Sanık Şefika Avşar’ın avukatı Emre Kadri ise, kazanın sanık üzerindeki tahribatının yüksek olduğunu, kazadan bu yana geçen 4 yılda acılarının dinmediğini, kazanın sanık üzerindeki neticelerinin çok ağır olduğunu ve eşini kaybettiğini ifade etti. Sanık avukatı konu virajın basında “Ölüm virajı” olarak adlandırıldığını ve karşı araç sürücüsünün de kazayı önleyici  hiç bir tedbir almadığını beyan etti. Sanığın durumunun en ağır ibret görüntüsü olduğunu söyleyen Kadri, sanığın desteksiz ve refakatsiz hayatını sürdürme imkanının olmadığını, sanığın cezaevinde bakılması imkanının olmadığını ve tedavisinin de devam ettiğini ifade etti.

SUÇLU BULUNDU

Davanın kararını okuyan Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Melek Esendağlı, sanık Şefika Avşar’ı aleyhine getirilen davalardan suçlu bulup mahkum ettiklerini açıkladı. Sanığın mahkum edildiği en ağır davaların tedbirsiz şekilde araç sürüp bir kimsenin ölümüne sebebiyet vermek olduğunu belirten Esendağlı, bu suçun 7 yıla kadar hapislik veya 5 bin TL para cezası ile cezalandırılabileceğinin öngörüldüğünü açıkladı. Esendağlı, ölümle neticelenen trafik kazalarının yaygın ve önlemi alınamayan meseleler olup toplumda büyük bir üzüntüyle karşılandığının altını çizerek, ölümle sonuçlanan kazaların sayısında yıllardır bir düşüşün görülmemesi ve bu kazaların bir türlü önünün alınamaması itibariyle bu tür suçların önlenmesi için toplumdaki herkesin bir katkı koyması gerektiğini vurguladı.

 “SANIĞIN ŞERİT İHLALİ YAPARAK KARŞI ŞERİDE GEÇMESİYLE KAZA MEYDANA GELDİ...”

Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Melek Esendağlı, kararında kazanın oluşumuna değinerek, şerit ihlali ile bir başka aracın önünün tıkanması suretiyle kazanın meydana gelmesini sanık aleyhine ağırlaştırıcı faktör olarak değerlendirildiğini belirtti. Sanığın kullanımında bulunan KF 315 plakalı aracın kilometre saatinin 94 kilometrede, KD 897 plakalı aracın kilometre saatinin ise 67 kilometrede takılı kaldığını ifade eden Esendağlı, olay yerinde sürat tahdidinin salon araçlar için 80 kilometre olduğunun değerlendirildiğinde sanığın süratli araç kullandığını ve aceleci sürüşün kazaya etken olduğunu ve KD 897 plakalı araç sürücüsü Mehmet Öztürk’ün bu yönde bir katkısal kusuru veya bir ihmalinin görülmediğini ifade etti. Esendağlı, sanığın süratli araç kullanması ve şerit ihlali yaparak karşı şeride geçmesiyle kazanın meydana geldiğini anımsatarak, karşı araç sürücüsü Mehmet Öztürk’ün ise kazanın meydana gelmesinde doğrudan bir katkısının tespit edilemediğini gördüklerini belirtti. Esendağlı, kazanın neticeleri itibariyle duruma bakıldığında 3 ölümün gerçekleştiğini ve bununla birlikte sanık ile karşı araçta yolcu olarak bulunan Rabia Öztürk’ün ağır yaralandığını belirtti. Kazada hayatını kaybeden Hüseyin Avşar’ın, sanığın eşi olması itibariyle sanığın ve ailesinin kaza neticesinde yaşadıkları şokun gözardı edilemez bir faktör olduğunu belirten Esendağlı, yine sanığın hayat arkadaşı ve çocuklarının babasının ölümüne sebebiyet vermekten ötürü vicdan azabı çektiğinin aşikar olduğunu söyleyerek bu hususları ceza takdirinde sanık lehine hesaba katılıp değerlendirildiğini açıkladı. Esendağlı, sanık Avşar’ın kazadan sonra ardışık olarak ve yıllarca süren operasyon ve müdahalelere maruz kalacak düzeyde ağır yaralanmış olduğunu ve sanığın fizik tedavi sürecinin halen devam ettiğinin görüldüğünü ifade ederek, sanığın kaza tarihinden bu yana  4 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen kendi günlük ihtiyaçlarını, kişisel bakımını ve hayat idamesini destek ve yardım almaksızın gideremeyecek düzeyde olduğunu gözlemlediklerini belirtti.

 “SANIĞIN ALACAĞI CEZADAN AİLESİNİN DE DOĞRUDAN ETKİLENECEĞİ AŞİKARDIR...”

Sanık Şefika Avşar’ın tekerlekli sandalyeye mahkum, yürüme veya ayakta durma imkanı olmayan, tekerlekli sandalyede oturmakta olduğu esnada dahi ağrı ve sızısı dinmeyen görüntüsünü de dikkate aldıklarını belirten Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Melek Esendağlı, sanığın bir anne olduğunu, 16 ve 19 yaşında iki çocuğu olduğunu, sanığın çocuklarının bu kazada babalarını kaybettiği üzere, kısıtlı ve rahatsız olsa da aile birliği ve sağlıklı gelişim bakımından annelerinin manevi desteğine ihtiyaç duyduklarının kabul edilmesi gerektiğini ifade etti. Esendağlı, bu yönde sanığın alacağı cezadan ailesinin de doğrudan etkileneceklerinin aşikar olduğunu belirterek, bu hususun da ceza takdirinde sanığın lehine hesaba katıldığını söyledi. Sanığın kazadan ötürü yaşadığı psikolojik yıpranma gözlerinden dahi anlaşıldığını dile getiren Esendağlı, bu hususları da sanığın lehine değerlendirildiğini belirtti. Esendağlı, sanığa ceza takdir ederken kamu menfaatinin korunması prensibine ağırlık verilmesi gerektiği kanaatinde olduklarını ifade ederek, bu doğrultuda en uygun ve adil cezanın hürriyeti bağlayıcı ceza olduğunu belirtti. Esendağlı, 8 davadan itham edilerek suçlu bulunan sanık Şefika Avşar’ı 3 yıl hapis cezasına mahkum ettiklerini açıkladı.