Ayaklı Gazete

Sosyal Medyanın Sesi

Abone Ol

Hafif göbekli, kırlaşmaya yüz tutmuş orta yaşlı adam sigarasından derin bir nefes aldı. Duman, ağır ağır tavana doğru yükselirken gözleri masadakilerin gözlerine ilişti. Yarı Kıbrıs yarı Anadolunun bir yöresine ait şivesiyle, hem kırgın hem meydan okuyan bir tonda söze girdi:

“Gardaşçığım, bu partiye bir daha benden oy yok!”

Sonra, bir meddahın hikâyesini dallandırıp budaklandırması gibi, nedenlerini sıralamaya başladı. Kızına iş sözü verilmişti; “yarın başlarsın” denmişti, ama aylar geçmiş hâlâ iş yoktu. Oğlunun aldığı kırsal bölge arazisini anlatırken sesi biraz daha yükseldi. T apusu oğlunun cebinde ama Vakıflar Bankası bir türlü kredisini vermemiş. Masadakiler hafifçe başlarını sallarken, adam asıl kırgınlığını saklamadı: kuraklık paraları… Zamanında yatması gereken, toprağı tutan elin hakkı olan o para geciktikçe gecikmişti.

Sözlerinin her biri, kahvehanenin loşluğunda yankılandı; masanın üzerinde tespih taneleri gibi dizildi. “Bu seçimde karşı tarafa vereceğim!” diye haykırdığında, sesi sokağın taşlarına kadar ulaşmıştı sanki.

Yanımdaki siyasetçi arkadaşım, bütün bu serzenişi sabırla dinledikten sonra dudaklarının kenarında ince bir tebessümle bana döndü:

“Bazı dostlar der ki, Türkiye’den gelenler bir türlü bu topluma uyum göstermiyorlar diye. Ama bak, bu adamı dinledikten sonra görüyorum ki Kıbrıslı seçmenin tüm özelliklerini taşıyor. Bundan daha iyi uyum örneği mi olur?” Biz pısıldaşırken adam yavaşça yerinden kalktı. Bir başka kahveye yönelirken ardında bıraktığı duman, sözlerinin gölgesini hâlâ havada tutuyordu: 'bir işçiği bile ayarlamadılar.'

(Mete Hatay)

Gelecekte en büyük sıkıntımz olacak SU temini için şimdiden bunu öngörüp çalışma yapmak gerekiyor. Her bölge kendi imkanları dahilinde yapacaklarını bugünden planlayıp hayata geçirmesi gerekir. Su yoksa sağlıklı bir hayat söz konusu değildir. Değirmenlik-Akıncılar Belediyesi tüm belediyelere örnek olsun.

(Okan Dağlı)

Tüm dünyada, insanın ve insanlığın hizmetkarları olan siyasi erk, bizi, bazen uçuruma sürüklerken, arkasından gidiyorsak, Nazım Hikmet’in dediği gibi “koyun gibiyiz”..

- Adaletin, bir gün hepimiz için sığınılacak tek liman olabileceğini unuttuğumuz her an adil değiliz.

- Özdemir ASAF ne de güzel yazmış. “İnsansız adalet olmaz

Adaletsiz insan olur mu?

Olur, olmaz olur mu!

Ama, olmaz olsun”..

Tam bu satırları yazarken, uçan kuşlar gördüm penceremden ve Martin Luther King’in sözleri geçti içimden. “Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik, ancak kardeşçe yaşamayı unuttuk.”

Bunca olay yaşanırken;

-canlar cayır yanarken,

- açlık sınırı pek çok insan için kapıya. dayanmışken,

- adalet bulunmaz Hint kumaşı olmuşken,

- sırasız ölümler sıra sıra sıralanmışken,

- dibin dibine varmaya adım adım yaklaşırken,

insanlık için adım atmak için dünyaya meteor çarpmasını bekleyenler hariç herkese selam olsun..

(Dilek Orhan)