Yeni bir tüzük yaptılar… yurttaşlık baskısının “ana”sını koruyarak… Çalışma izinleriyle şimdi sadece TC yurttaşlarına yurttaşlık verecekler.

Mesajınız Var
Mesajınız Var
İçeriği Görüntüle

Yakın zamanda “Yabancıların Çalışma İzni Tüzüğü”nde ne oldu? Yabancılara 4 yıl kesintisiz çalışma sonrası 45 gün yurt dışında kalma zorunluluğu getirildi.

Uluslararası toplumla birleşeceğimiz bir çözüm sürecinde, “Tüm KKTC yurttaşları, yeni yapının da yurttaşı olsun” görüşü kolay kolay kabul görmeyecek artık... Hele bu kafayla hiç… Hatta bir referandum hakkı bile tartışmasız sunulmayacak.

Bu görüşüm Kıbrıs’ı yurt kabul eden, burada doğmuş, buralara kök salmış ve hakkıyla yurttaş olmuş insanlar için değildir elbette… Ama bu zihniyetle, tüm “KKTC” yurttaşlarını, ortak geleceğimiz için söz sahibi yapmak ne adil olur, ne de meşru…

(Cenk Mutluyakalı)

Son durum: Tatar, Holguin ile görüşmesi sonrası ‘üçlü görüşme önerisini reddettim’ açıklaması yaptı ve bunu da mülkiyet davalarına bağladı. Adam dürüstçe ‘çözüm istemiyoruz’ diyor, net konuşuyor. Açıklamalarının bir diğer meali ise ‘hepinizi tutuklattırana kadar yola devam edeceğim’ şeklindedir, bunu da ben ifade edeyim.

(Ulaş Barış)

Çok keskin konuşmak istemem ama Türk Devletleri Teşkilatı Budapeşte Bildirisi sanıyorum Kıbrıs'ta son birkaç yılda gündeme getirilen "iki devletlilik" tezinin ve aşırı milliyetçi UBP iktidarının sonunu sembolize ediyor. Bundan sonra tüm uluslararası toplumun beklentisi, adada federasyonu müzakere eden, uluslararası hukuka saygılı ve gerçekçi bir iktidardır. Siyaset, milliyetçi hezeyan ve hayallere göre değil, hukuk ve güç temelinde yapılır. Güç konusunda maşallah durumumuz iyi ama maalesef hukuk alanında çok dezavantajlıyız. Artık sanıyorum CTP iktidarında teknik detayları konuşacağımız ve Türkiye-AB yakınlaşması ile perçinlenecek yeni bir döneme başlayacağız. Hayırlı olsun... Her zaman her sorunu çözmek isteriz çünkü biz Türküz ve tüm insanların ve canlıların iyiliğini isteriz...

(Ozan Örmeci)

Artan rekabet karşısında işlerini yasalar ile korumaya çalışanlar toptan bir ekonomik çöküşe davetiye çıkarıyorlar aslında. "Benden sonrası tufan" diyorlar ama tufan onlardan sonra yaşanacak diye bir şey de yok tabii...

(Hasan Erçakıca)

PKK'NIN SİLAH BIRAKMASI.

Bilindiği gibi 12 Mayıs, 2025'te Kandil'deki PKK Merkezinden yapılan açıklamada, PKK'nın kendi, kendini feshettiği açıklanmış ve bir adım daha atılmıştı. Fakat aradan 13 gün geçtiği halde terkedilecek olan bu silahların nasıl ve kimler tarafından toplanacağı hala anlaşılamamıştır. Ayrıca bu silah bırakma kararının Suriye ve Irak'taki oluşumları da kapsadığı açıklanmış olmasına rağmen, bu ülkelerdeki oluşumlardan bazı itirazlar geldiği basında çıkmıştır. Özellikle Suriye'de PKK-YPG örgütü diye bilinen oluşum çok fazla Amerikan silahları ile teçhiz edilmiştir ve itirazların çoğunun da bunlardan geldiği anlaşılmaktadır. Buradaki örgüt Suriye'deki Milli Ordu ile birleşmeyi kabul etse de, pek çok itirazcı grubun varlığından söz edilmektedir. Öte yandan gerek yeni Suriye Yönetimi ve gerekse Türkiye, Suriye'deki örgütün silah bırakmasını, Suriye Ordusuna dahil olmasını ısrarla istemekte, aksi taktirde, Türkiye'nin silahlı güç kullanarak gerekeni yapacağı sık, sık açıklanmaktadır. Bu durumda Suriye'deki oluşumla ilgili olarak ne gibi gelişmeler oluşacağını önümüzdeki günler bize gösterecektir. Irak'ta ise Kuzey'deki Kürt Yönetiminin de yardımı ile teröristlerin hakkından daha kolay gelinebileceği konuşulmaktadır.

(Cemal Yetiş)