Güney'den Haberler

“Mülkün kullanım kaybı için yeni karar alınacak”

AİHM’de görülen davanın Rum Avukatı Achilleas Dimitriadis, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ninde, “K.V. Mediterranean Tours Limited Türkiye’ye karşı” davasını yürüten avukat olarak, Politis radyosuna yaptığı açıklamada, AİHM’in hükmettiği 18.000 Euro’nun yalnızca manevi zarar ve mahkeme masrafları için olduğunu, mülkün kullanım kaybı için verilecek tazminatın ise daha sonraki bir aşamada karara bağlanacağını belirtti.

Abone Ol

AİHM’de görülen davanın Rum Avukatı Achilleas Dimitriadis, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ninde, “K.V. Mediterranean Tours Limited Türkiye’ye karşı” davasını yürüten avukat olarak, Politis radyosuna yaptığı açıklamada, AİHM’in hükmettiği 18.000 Euro’nun yalnızca manevi zarar ve mahkeme masrafları için olduğunu, mülkün kullanım kaybı için verilecek tazminatın ise daha sonraki bir aşamada karara bağlanacağını belirtti.

Dimitriadis’e göre bu dava, benzer talepler için pilot dava işlevi görebilir ve kapalı Maraş’taki Kıbrıslı Rum mülkleri için tazminat ölçütlerini belirlemede önemli rol oynayabilir. Dimitriadis, şirketin ilk olarak Kuzey Kıbrıs’ta faaliyet gösteren Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurduğunu, bu komisyonun ise Türkiye tarafından iç hukuk yolu olarak kabul edildiğini ifade etti; ancak davanın 7 yıl boyunca ilerlemediğini söyledi.

AİHM kararında, Komisyon’un davayı “tutarsız, özensiz ve yavaş” şekilde ele aldığını belirterek, bu gecikmeyi pasif bir tutuma ve yetersiz delil toplama sürecine bağladı. Mahkemenin, süreçlerin hızlandırılması ve Komisyon’un etkinliğinin artırılması gerektiğini vurguladığını ifade etti. Dimitriadis ayrıca, davanın en önemli kısmının –1974’ten bu yana mülklerin kullanım kaybı için ödenecek tazminatın– hâlâ açıkta olduğunu söyledi.

Dimitriadis’e göre, bu dava sadece hukuki tazminatlar açısından değil, Kapalı Maraş’ın geleceği açısından da önemli bir dönüm noktası olabilir. Dimitriadis, “Asıl soru, Varoşa’yı bize geri verip vermeyecekleri ve hangi yönetim altında olacağıdır” dedi. Ayrıca, AİHM’in Türkiye’nin daha önce yaptığı ödemeleri tanımakla birlikte, bunların yeterli olmadığını, zira hızlı ve adil bir inceleme olmadan Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkin bir iç hukuk yolu sayılamayacağını vurguladığını belirtti.