banner913
banner932
banner1012

Ülke sorunlar yumağı

banner1020

Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, ülkenin sorunlar yumağı olduğunu söyledi ve ekledi: “Bir yıl önce adli yıl açılışında yaptığım konuşmada yüzde 95 değişiklik yapmadan aynı metni okuyabilirim”

banner974
Ülke sorunlar yumağı

banner971

2019-2020 Adli Yılı dün başladı. Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik,

ülkenin sorunlar yumağı olduğunu ve yargıda da durumun aynı olduğunu belirtti.

Şefik, Adli Yıl’ın başlaması nedeniyle Yüksek Adliye Kurulu toplantı salonunda düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, bu yıl farklı bir açılış yapıp, görkemli bir açılış yerine basınla sohbet toplantısı yapma kararı aldıklarını söyledi. 

Bu kararı Haziran ayında Yüksek Adliye Kurulu’nda aldıklarını ifade eden Şefik, Adli Yıl’ın ülkeye hayırlı olması temennisinde bulundu. 

Ülkenin sorunlar yumağı olduğunu ve yargıda da durumun aynı olduğunu ifade eden Şefik, açılış töreni yapmadıklarını ancak sorunlarını basın toplantısıyla açıklamayı uygun gördüklerini kaydetti. 

Sorunların devam ettiğini, 1 yıl önce adli yıl açılışında yaptığı konuşmada yüzde 95 değişiklik yapmadan aynı metni okuyabileceğini ifade eden Şefik, sorunlarının, “bina, personel, dava yoğunluğu, icranın yeterli olmama, yasa ve tüzük hazırlamadaki eksiklikler” olduğunu söyledi. 

BİNA PROBLEMLERİ DEVAM EDİYOR…

Bina problemlerine değinen Şefik, Lefkoşa’da mahkemelerdeki eski polis binasında 2016 yılında başlayan tadilatın henüz bitmediğini, sıkıntılar olduğunu, üzerinden zaman geçen tadilat çalışmalarının geri gittiğini kaydetti. 

Gazimağusa’da kütüphanelerin salona çevrildiğini, ihtiyaçların sürdüğünü, binada sıkıntılar yaşandığını söyleyen Şefik, Girne’de aynı sıkıntılar bulunduğunu ancak en kötü durumda olanın Lefke Mahkemesi binası olduğunu belirtti. 2015’den beridir bütçeye girdiğini ancak bir türlü ihaleye çıkılamadığını ifade eden Şefik, Lefke’deki binayı boşaltıp, mahkemeyi Güzelyurt’a taşıdıklarını ancak o günden bugüne binaya tek çivi çakılmadığını anlattı. 

Şefik, “Bina sorunu neden önemli? Personel yargıçlar rahat çalışamıyorsa, verimlilik azalmaktadır. Daha fazla yargıç tayin etmek istesek de yerimiz yoktur, o nedenle bir kısır döngü içerisinde bina sorunlarınız devam etmektedir” diye konuştu. 

Narin Şefik, şu anda 312 personel ve 46 yargıçla mahkemelerde görev yapıldığını ifade ederek, yargıç sayılarını yavaş yavaş artırmaya çalıştıklarını ancak yargıç tayin edince oda bulunması gerektiğini de kaydetti. 

Bina sorunları düzelmedikçe daha fazla yargıç tayin etme olanaklarının olmadığını söyleyen Şefik, personel sıkıntısına da değindi. 

“PERSONEL BAŞKA YERE GİTMEK İSTİYOR”
Narin Şefik, personelin, iş yoğunluğundan dolayı mahkemelerden başka yerlere geçmek veya gitmek istediğine işaret etti. 

2018 yılında 47 kişi, 2019’da da 10 kişinin göreve başladığını kaydeden Şefik, 2018’de istihdam edilenlerden 5’inin başka yere geçtiğini, 4’ünün emekli olduğunu; 2010’da işe alınanlardan 10 kişinin başka yere geçtiğini, 3 kişinin de vefat ettiğini söyledi. 

SİSTEMDE DE SORUN VAR 

Sistemde de sorun olduğunu kaydeden Şefik, “Örneğin, ambar memurluğuna öğretmen atandı. O da daha sonra öğretmenliğe geçti” dedi. Şefik, devlet kadrolarına giren kişilerin bir süre girdiği yerde kalmasının sağlanması gerektiğini, aksi halde devlet kadrolarında randıman sağlamanın mümkün olmayacağını kaydetti. 

Narin Şefik, yargıçların da bu sıkıntılardan dolayı randımanlı çalışamadığını, bu nedenle bu sorunlara bir an önce çözüm bulunması talebini yineledi. Şefik, erken bir zamanda istihdam ve terfiler konusunda olumlu adım atılmasını beklediklerini belirtti.

 “DAHA FAZLA PERSONEL VERİLMESİ GEREK”

Az sayıya rağmen memur personel ve yargıçların büyük özveriyle çalıştığın ifade eden Şefik, “Hepsine özverili çalışmalarından ötürü teşekkür ediyorum. Ama bize daha fazla personel verilmesi gerektiğini de vurgulamak istiyorum” diye konuştu. 

İcra sorununun da devam ettiğini ifade eden Şefik, bu konuda Barolar Konseyi’nin hazırladığı bir yasa tasarısının Meclis’te bu yaz görüşüldüğünü belirtti. Meclis açıldıktan sonra sözkonusu tasarının en erken zamanda gündeme gelip, geçirilmesi temennisinde bulunan Şefik, yasanın hayata geçmesiyle icrada bir hareketlenme ve aktivite olmasını beklediklerini kaydetti. 

ARAZİ VE AMBAR İHTİYACI

Şefik, icradaki sıkıntılar arasında araç ve personel eksikliğinin de olduğunu ifade ederek, icra veya ara emirlere el konulan eşyaların muhafaza edilmesi için ihtiyaç olan arazi ve ambar taleplerini yetkiliklere ilettiklerini kaydetti.

Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, hükümetin; “Tahkimin kuvvetlendirilmesi ve arabuluculuk müessesesinin getirilmesi” düşüncesinin olduğunu bildiğini, bu ikisine de Adliye Kurulu olarak karşı olmadıklarını, sisteme uygun olacak bir şekilde getirilmesine hiçbir itirazlarının bulunmadığını ifade ederek, “Umarım istişare edilerek bizim sistemimize uygun olacak bir şekilde bunların getirilmesi üzerine çalışmalar yapılır” dedi.

Şefik, Yüksek Mahkeme olarak daha fazla yasa ve tüzük hazırlamalarının gerektiğini ifade ederek, “Bu konuda yargıçlarla birlikte çalışacak, hukukçulardan oluşan Adliye Kurulu’nun altında belki bazı birimlerin kurulması gerekeli diye düşünmekteyim. Bizim dışımızda da Yasa Reform Komisyonu kurulması gerekiyor. Ülkedeki tüm elden geçirilmesi gereken yasaları bu komisyonun elden geçirmesi mümkün olsun.” görüşünü dile getirdi.

“YARGIÇ SEÇİMİ VEYA YARGIÇ TERFİ ÜLKE KOŞULLARINDA EN UYGUN ŞEKİL”

Ülkedeki “Yargıç seçimi veya yargıç terfiinin” ülke koşullarında en uygun şekil olduğunu düşündüğünü de ifade eden Şefik, “Burada herhangi bir usulsüzlük adaletsizlik olduğunu düşünmemekteyim. En uygun adaylar arasında en uygun kişilerin seçildiğini iddia ederim. Yüksek Adliye Kurulunun bu gibi seçimleri yapma ehli ve donanımda olduğu açıktır” dedi.

Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, Yüksek Mahkeme olarak daha fazla yasa tüzük hazırlamalarının gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

“Bu konuda yargıçlarla birlikte çalışacak, hukukçulardan oluşan Adliye Kurulunun altında belki bazı birimlerin kurulması gerekeli diye düşünmekteyim. Bizim dışımızda da Yasa Reform Komisyonu kurulması gerekiyor.

Ülkedeki tüm elden geçirilmesi gereken yasaları bu komisyonun elden geçirmesi mümkün olsun. Tabi ki böyle bir komisyonda emekli hukukçular yargıçlar savcılar kıdemli avukatlar ve akademisyenlerden hizmet satın alınması gerekir.”  

Şefik, basın toplantısında kısaca kendileri ile ilgili şikayetlere de değinmek istediğini belirterek, “Geç gelen adalet adalet değildir” diye çok söylemler olduğunu, bunun doğru olduğunu, davaların erken sonuçlanması gerektiğini ancak bu gecikmenin nedeninin; yargıçların az iş yapması yavaş çalışması olmadığını söyledi.

Şefik, bilakis yargıçların mesai mevhumu olmadan çalıştıklarının bir gerçek olduğunu vurguladı.

“YARGIÇ SAYISININ ÇOĞALTILMASI VE İCRANIN GÜÇLENDİRİLMESİ GEREK”

Şefik, yargıç sayısının çoğaltılması ve icranın güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, bu konuda yaşanan sıkıntıları anlattı ve icranın güçlendirilmesinin dosya sıkıntılarını da çözeceğini ve yargıçların daha rahat çalışabileceğini söyledi.

Yüksek Mahkeme Başkanı Şefik, hükümetin; “Tahkimin kuvvetlendirilmesi ve arabuluculuk müessesesinin getirilmesi düşüncesinin olduğunu bildiğini, bu ikisine de Adliye Kurulu olarak karşı olmadıklarını, hiçbir itirazlarının olmadığını” ifade etti.

Şefik, “Umarım istişare edilerek bizim sistemimize uygun olacak bir şekilde bunların getirilmesi üzerine çalışmalar yapılır. Biz bu konuda yardımcı olabilmek için bir seminer düzenlemiştik, oradaki konuşmalardan da faydalanıla bilinir” diye konuştu.

“Bizden başka bir şikayet; yargıçların seçilmeleri ve terfileri konusunda objektif kriter olmadığı yönündedir” diyen Şefik, bu konuda şunları söyledi:

“Bu konuda aynı şeyleri söylüyorum ama aynı şikayetler de devam ediyor. Mevcut şekliyle yargıç seçimi veya terfiinin bizim ülke koşullarında en uygun şekil olduğunu düşünmekteyim. Burada herhangi bir usulsüzlük adaletsizlik olduğunu da düşünmemekteyim. En uygun adaylar arasında en uygun kişilerin seçildiğini iddia ederim. Yargıcın sadece hukuk bilgisi değil, hukuk bilgisi dışında karakteri, duruşu, salon hakimiyeti önemlidir ve bütün bunlar sınavla ölçülebilecek hususlar değildir. O nedenle bütün kaza mahkemesi başkanlarından alınan raporlar burada baronun temsilcisi ve baronun kendi arasında toplantı yapıp kendileri de hangi adayların öne geçmesi gerektiği konusunda da karar veriyorlar, bütün bunlar tartışılarak yargıç seçimi yapılıyor.

“ÖLÇÜLEN BİLGİ VE YETERLİLİKTİR. KİMLİK DEĞİL, İSİM ÜZERİNDEN DE GİDİLMİYOR”

O nedenle ölçülen bilgi ve yeterliliktir. Kimlik değil, isim üzerinden de gidilmiyor. Bütün avukat olarak yaptığı duruşma dosyaları da incelenerek karar veriliyor. O nedenle daha önce verdiğim cevabın aynısı olmakla birlikte Yüksek Adliye Kurulunun bu gibi seçimleri yapma ehli ve donanımda olduğu açıktır.”

Şefik, ülke hukuk sistemine de değinerek, ülkede yargılama şeklinin; “davaların duruşma yapıldığında tanıkların tek tek her konuda söylemek istediklerini gelip mahkeme huzurunda söyledikleri, karşı tarafın avukatı tarafından da sorgulandıkları bir sistem” olduğunu kaydetti.  

Kara Avrupa’da yapılanın; “ifadelerin dosyaya girmesi ve hakimin ifadeleri okuması, inanma inanmama noktasında bir sorun olduğunda da arzu ettiği takdirde o kişilerin gelip mahkemede sorgulama isteyebilmesi olduğunu” ifade eden Şefik, şöyle devam etti:

“Türkiye’de son yapılan yargı reformunda da bu istintak sistemi getirilmişti yavaş yavaş… Bunun artırılmasına yönelik bir hareket vardır. Bizde ezeli ebedi tanıkların şahadet vermesi tanıkların karşı tarafça sorgulanması esastır. Bir de yargıç karar verirken, yasal mevzuat varsa ona bakar ancak buna ilaveten bu yasal mevzuatın daha önce yorumlandığı Yüksek Mahkeme Yargıtay kararlarına da bakarak karar verir. Yani kendi kendine karar vermiyor.

Daha önce aynı konuda verilen bir karar varsa kendi huzurundaki olguları o davadaki olgularla mukayese ederek o karardan da faydalanarak karar verir. Mevzuatımız İngiltere’den gelmemektedir.  

İngiliz’in yasaları burada geçerli değildir. Bizim 1960 yılında Kıbrıs Yasaları diye 6 cilt hazırlanan yasalar vardır. Onlar bizim farklı hükümetlerimiz tarafından zaman içerisinde tadil edilmişlerdir. O dönemlerde olmayan konularda birçok yeni yasalar geçirilmiştir. Bu yasaların yüzde 95’i de Türkiye Cumhuriyeti’ndeki yasal mevzuattan faydalanılarak geçirilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti’ndeki yasal mevzuata bakıldığında mükemmele yakın bir şekilde hazırlandığını görürüz. Ancak biz KKTC’ye uygulamaya çalıştığımızda maalesef kısmen alıyoruz, kes yapıştır şeklinde alıyoruz ve bizim sisteme uygunluğunu da yeterince incelemiyoruz. O nedenle mevzuattaki sorunlarımız ondan kaynaklanmaktadır.”

Narin Şefik, Adli Yıl açılış töreninin yapılmaması konusuna da değinerek, Adli Yıl açılışının her yıl yapıldığını, yurtdışından konuklar davet edildiğini kaydetti. 

Şefik, kendilerinin de Türkiye Cumhuriyeti’ndeki Adli Yıl açılışlarına davet aldığını, katıldıklarını, burada; kapalı ve tanınmamış bir ülke olan KKTC’nin dezavantajını yaşamadan dünyadaki diğer meslektaşlarıyla bir araya gelip görüşme tanışma temas kurma imkanı bulduklarını anlattı.

Kendilerinin de bu açık kapı şansını kullanarak ülkeye yurtdışından yargıçları davet ettiklerini ifade eden Şefik, Azerbaycan, Makedonya, Kosova, Pakistan, Arnavutluk’tan yargıçların davet edildiğini, Türkiye’den tüm üst yargının katıldığını, geleneği devam ettirdikleri, ancak son yıllarda ülkede yaşanan ekonomik sıkıntıların kendilerini görkemli bir açılış yapmaktan kaçınmaya ittiğini anlattı.

Bu yüzden dün basın ile sohbet toplantısı düzenlediklerini ifade eden Şefik, “Burada tepki yok, biz kendi bünyemizdeki bazı sorunlarla boğuşurken, bazı küçük meblağları bulmanın bile sorun olduğunu görüyoruz, yaşıyoruz” dedi.

Örnek olarak özellikle bilgi işlem konusunun kendileri açısından önemli olduğunu ve 2020 seçimi öncesi fiber optik altyapının tamamlanmasının önemine işaret eden Şefik, İskele ve Güzelyurt’ta fiber optik altyapısı için ihaleye çıkıldığını, bunun için her kazaya 30-40 bin TL’ye ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.