Kanlı Noel saldırılarına tanık olan doktor Hüsrev Dağseven ve Rumların "soykırım denemesine" karşı Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) çatısı altında mücadele veren İsmail Bozkurt yaşadıklarını anlattı.
O dönem Lefkoşa'da diş hekimi olarak görev yapan Dağseven, Kanlı Noel olaylarına gelinmeden önce Rumların Türklere yönelik hakaret ve ufak çaplı saldırılara giriştiklerini hatırlatarak bunlar nedeniyle bir şeylerin olacağını hissettiklerini söyledi.
Dağseven, “1963 yılının 20 Aralık'ı 21 Aralığa bağlayan gecesinde Rumların sistemli olarak Türklere yönelik katliamlara başladığını ve birçok olaya tanıklık ettiğini” aktardı.
Hekim olduğu için kendisinin daha çok toplu mezarların açılmasında ve ilk teşhiste 2 hekim olarak görev aldıklarını ifade eden Dağseven, “Mesleğinde ilk toplu katliama bugünkü ismiyle Türkeli olan Ayvasıl'da şahit olduğunu” dile getirdi.
Dağseven, şöyle konuştu:
"Bunlar doğrudan bir katliamdı. Türk halkına karşı yapılmış bir soykırımdı, etnik temizlikti. Allah bize bir daha böyle bir vakayı yaşatmasın. Çok kanlı olaylardı. Daha sonra adı Türkeli olan bölgeye gittik. Hava soğuk ve yağışlıydı. Bir tarlada toplu mezar olduğu bilgisiyle kazıya başladık. Toplu mezarı kazarak, şehitleri çıkararak Lefkoşa'ya teşhise gönderdik. O anda kimin katledildiğini teşhis edemiyorduk çünkü cesetler deformasyona uğramıştı. Toplu mezara gömülenler 14-17 gün önce şehit edilmişlerdi." dedi.
Türkeli'ndeki (Ayvasıl) toplu mezardan 1964 yılındaki kazılarda ilk etapta 9 olmak üzere 21 Kıbrıs Türkü'nün cenazesine ulaştıklarını belirten Dağseven, "Cesetlerinde işkence emareleri bulunan katliam kurbanları, katledildikten sonra kamyonlara yüklenmiş, toplu mezarlara boşaltılmış ve üzerleri buldozerlerle kapatılmıştı. Çoğu şehidin göğsünden ve sırtından vurulduğu anlaşılıyordu. Bunların tamamı sivillerdi. Bunları hatırladıkça halen duygulanıyorum ve insanlığımdan nefret ediyorum." ifadelerini kullandı.
"KÜÇÜK AYŞE'NİN CENAZESİ TOPLU MEZARDAN ÇIKTI"
Rumların Kanlı Noel'de Kıbrıslı Türklere yönelik saldırılarını anlatırken zaman zaman duygulanan Dağseven, “Türkeli'ndeki toplu mezardan çıkarılan katliam kurbanlarının arasında çocukların da bulunduğunu” kaydetti.
Çamur haldeki toplu mezarlardan şehit naaşları çıkarılırken kazı yapanlardan bazılarının baygınlık geçirdiklerini, kendisiyle diğer hekim arkadaşının güçlü durmaya çalıştıklarını söyleyen Dağseven, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu olaylarda en çok bana tesir eden, daha önce ayda bir kere Girne bölgesindeki okullara giderek çocukları ağız ve diş sağlığı için kontrol ediyorduk. Oradan tanıdığım küçük Ayşe vardı. O küçük Ayşe'yi çok iyi tanırdım. Küçük Ayşe'nin cenazesi toplu mezardan çıktı, kucağıma aldım. Üzerinde en son gördüğümde olan kıyafetleriyle Türkeli'ndeki mezardan çıkardık. Cenazesini kucağıma aldım. Kendimden geçmiş bayılmışım. Hala içim acıyor, bugün bile hatırladıkça duygulanıyorum. Çok acı bir şeydi. Zavallı kız vurulmuştu. Yalnız Ayşe değil, annesi, babası, halası ve akrabaları da katledilmişti. O insanlar suçsuzdu. Bunlar doğrudan bir katliamdı."
“O günleri hatırladıkça insanlığımdan nefret ediyorum”
Kanlı Noel saldırılarına tanık olan doktor Hüsrev Dağseven, o günleri anlattı: “Ayvasıl’daki toplu mezardan 21 Kıbrıs T'ürkü'nün cenazesine ulaştık. Cesetlerinde işkence emareleri bulunan katliam kurbanları, katledildikten sonra kamyonlara yüklenmiş, toplu mezarlara boşaltılmış ve üzerleri buldozerlerle kapatılmıştı. Bunları hatırladıkça insanlığımdan nefret ediyorum."
