banner913
banner932
banner1012

İçimiz yandı

banner1020

Muratağa ve Sandallar’da 1974’te EOKA-B tarafından katledilerek, toplu mezarlara gömülen ve kalıntıları 47 yıl sonra bulunan 11 çocuk şehit, devlet töreniyle defnedildi. Törende şehit yakınlarının gözyaşları yürekleri dağladı

banner974
İçimiz yandı

banner971

 Şehit acısı ilk günkü gibi
Muratağa ve Sandallar köylerinde 14 Ağustos 1974 tarihinde terör örgütü EOKA-B  tarafından katledilerek, toplu mezarlara gömülen, Kayıp Şahıslar Komitesi tarafından kimlik tespiti yapılan 11 çocuk şehit devlet töreniyle defnedildi.
Muratağa Sandallar Şehitliği’nde gerçekleştirilen devlet şehit cenaze töreninde acılar bir kez daha tazelendi.


Törende Muratağa Sandallar ve Atlılar Şehitlerini Yaşatma Derneği Başkanı Ahmet Aşır konuşması sırasında gözyaşlarına hakim olamazken, defin sırasında tabutlara sarılan şehit yakınlarının gözyaşları yürekleri dağladı.
Şehitlerin cenaze namazını tek tek Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal kıldırdı. Şehitler için saygı duruşunda bulunuldu, saygı atışı yapıldı.


Muratağa Sandallar ve Atlılar Şehitlerini Yaşatma Derneği Başkanı Ahmet Aşır yaptığı konuşmada, soykırımın 47’inci yılında barışın değerinin ve savaşın acı yüzünün daha kolay anlaşıldığını ifade etti.
Kıbrıs Türk halkının 1963-1974 yılları arasında Rumların saldırıları sonucunda 103 köyden göç ettirildiğini hatırlatan Aşır, Muratağa, Sandallar ve Atlılar’da yaşayanların Mücahit koruması olmaksızın her türlü baskı ve saldırılara karşı av tüfekleriyle kendini savunduğunu kaydetti.


Aşır 1974 Barış Harekatı sırasında  Rumlar tarafından bu 3 köydeki erkekler esir alındıktan sonra, savunmasız kalan çocuklar ve kadınların  vahşice ve topluca katledilmesinin insanlık için yüz karası olduğunu vurguladı. Aşır, savaştan sonra başka yerde olup da kurtulanlar ile esirlikten kurtulanların çocuklarını, eşlerini, kardeşlerini, anne ve babalarını kucaklamak hayaliyle köylerine geldiklerinde kucaklayacak hiçbir yakınlarını bulamadıklarını söyledi.
Aşır duygularını şöyle aktardı:

Ahmet Aşır
“11 çocuğumuza son görevimizi yapıyoruz, içimiz yanıyor. Kalkın çocuklar, o yaşadığınız köyünüz sizin cıvıltılarınızla çınlıyordu. Bugün sessizlik hakim köylerimizde. Hayallerimizde yaşıyorsunuz. Bu olayları düşündükçe çıldırıyorum. Bu acıyı ancak yaşayan anlar. Bu acıyı yaşamayanlar da kendilerini bizim yerimize koyup düşünsün. 1974’ten önce Muratağa, Atlılar Sandallar köyleri cıvıl cıvıl çocuklarla doluydu. 14 Ağustos 1974 günü ölüm eşiğinde o çocukların korku dolu yüzleri ve attıkları o son çığlıklar… Anneler ne yaptı acaba o korkunç olay yaşanırken…Düşüncesi bile insanın tüylerini diken diken etmeye yetiyor.”
1974’te Mağusa Kalesi’nde Mücahit olduğunu belirten Aşır, köyüne geldiğinde annesi 6 kardeşi ve komşuları ile kucaklaşmayı hayal ettiğini ancak tümünü toplu mezarlarda bulduğunu söyledi.
“48 yıl bu acıyla nasıl yaşadığımızı düşünün” diyen Aşır, acılarını ilk günkü gibi yaşadıklarını ifade etti.
“Dünya mısın? Medeniyet misin? İnsanlık mısın? ne isen gel de gör “ diyen Aşır, “Birleşmiş Milletler misin, insanlık mısın? Kalk ve hesap ver. Benim 70 yaşında annemi,  analarımızı, kardeşlerimizi, canlarımızı koruyamayacaksan işin ne burada.” diye devam etti.
 


  

 
 
 
En küçüğü 3, en büyüğü 17 yaşında olan şehitlerin isimleri ve yaşları şöyle:
Uğur Hasan (5)
Özcan Hasan (3)
Ersoy Hasan (12)
Talat Mehmet Tavukçu (5)
Mustafa Mehmert Tavukçu (10)
Songül Mehmet (6)
Mustafa Mehmet (17)
Semral Mehmet (14)
Hasan Mehmet (13)
Savaş Mehmet (11)
Cengiz Topel Mehmet (10)
 
 
 
 
“Tam bir insanlık dramı”

 
Cumhurbaşkanı Tatar vurguladı: “Karşımızdaki zihniyet, ne çocuk, ne bebek, ne yaşlı ne dinlememiş”
 
 
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Muratağa ve Sandallar köylerinde 14 Ağustos 1974 tarihinde terör örgütü EOKA-B  tarafından katledilerek, toplu mezarlara gömülen ve Kayıp Şahıslar Komitesi tarafından kimlik tespiti yapılan 11 çocuğun defnedilmesi töreninde konuştu.
Dünkü cenaze töreninin büyük bir acı olduğunu ve Ahmet Aşır’ın konuşmasını büyük bir hassasiyetle dinlediğini kaydeden Tatar, “Bu ailelerin acılarını biz elbette hala daha taşıyoruz. Bu çocuklar, 3 yaşında 5 yaşında, en büyüğü 17 yaşında. Gerçekten bir insanlık dramı yaşanmıştır Kıbrıs’ta “ dedi.
“Karşımızdaki zihniyet, ne çocuk, ne bebek, ne yaşlı ne ihtiyar hiç dinlememiş” diyen Tatar, insanlık dışı, belkide dünya tarihinde görülmemiş bir katliamla  Kıbrıs Türk halkının yok edilmek istendiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar,  Kıbrıs Türk halkının, uzun zamandır  baskı, ambargo ve izolasyonlarla diz çöktürülerek, emrivakiyle empoze edilecek bir çözüme evet demesi ve  uzun vadede aynı katliamlardan soykırımlardan geçirmek suretiyle Kıbrıs‘ı yunan adası yapmak hayaliyle siyaset izlendiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Dolayısıyla ben güvenmediğimi buradan tekrar ifade ediyorum. Ben Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğüne,  ve Türk askerinin varlığına elbette yürekten inanan bir cumhurbaşkanı olarak bunları halkımla bütün dünyayla şehitlerimizin huzurunda paylaşmayı bir vazife bildim” dedi.
Tatar 22 yıl kesintisiz Şehitler  Komitesi’nin başkanlığını yapan babası Rüstem Tatar’ın ölmeden önce yayımladığı kitabın ilk sayfalarında   Muratağa, Sandallar ve Atlılar köylerinde şehit edilen çocukların fotoğraflarına yer vererek, katliamın acısının yüreğinde olduğunu gösterdiğini söyledi. Tatar kitabın ilk sayfasında çocukların sınıfının fotoğrafına yer verildiğini, katliamdan bir yıl sonra ise o sınıfta katliam nedeniyle okuyacak çocuk kalmadığını belirtti.
 

 
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.