Budak Pastanesi’ni kuran dedesi Resa Budak ile pastanede hiç birlikte çalışmayan Aras Budak, dedesiyle ilgili az da olsa hatırladığı anları şöyle dile getirdi:
“Dedemle birlikte pastanede hiç çalışmadım. Zaten çalışmış olsaydım eminim böyle olmazdı, çok daha farklı yerlere gelirdik diye düşünürüm. Onun vizyonuyla, yardımıyla birlikte büyük ihtimal çok daha farklı yerlerde olurdum. Dedem rahmetlik olduğunda ben 12 yaşındaydım, küçüktüm. Tek hatırladığım şey, rutinleri vardı dedemin, belirli günler belirli yerlere giderdi. Lastikçi Coşkun vardı, cuma günleri oraya giderdi, hiç değişmezdi. Pastanede bangolar vardı, altına girip saklanırdım dedemi korkutmaya çalışırdım. Bu küçük anıları, evdeki hallerimizi hatırlarım.”
Resa Budak, pastanenin başında olduğu süre boyunca tatlıdan, dondurma üretimine kadar her noktada yer alırken, torunu Aras kendisini “dondurmacı” olarak tanımladı ve “dondurmacılığı” babasından öğrendiğini şöyle anlattı:
“Dedemle birlikte çalışmadığım için ben bu işi babamdan devraldım. Bizim iş ikiye ayrılır, biz tatlıcı ve dondurmacıyız ama esasen dondurmacıyız. Böyle var olduk. Dedemden bu yana bizim amiralimiz dondurmadır. Babam dondurmacıydı, ben de dondurmacıyım. Babamın, pastaneyi bize devredeceği süreye kadar tatlılarımızı yapan bir ustamız vardı, dondurmayı her zaman biz yaptık, hala da biz yaparız. Dedemin döneminde tatlıları da dedem yapardı. Dedem 48 yıl boyunca ürünlerin imalatından, paketlenmesine kadar her süreçte vardı. O yüzden bugün buradayız ve bu isim yaşıyor.”




