Tanıtımda konuşan Gazeteci Süleyman Ergüçlü kitabın gelirinin tamamı Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı’na bağışlanacağını söyleyerek, kitabın içeriği hakkında bilgi verdi. Doğduğu günden 1974 öncesine kadar Kıbrıs sorunuyla ilgili anılarını kitapta topladığını, amacının bu tür olayların bir kez daha yaşanmamasını sağlamak ve gençlerin geçmişi bilerek yarına yürümelerini sağlamak olduğunu belirtti.Gençnesile yaşadıklarını aktararak çabasının bu acıların bir daha yaşanmaması olduğuna değindi.
Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter de konuşmasında Süleyman Ergüçlü’nün imzaladığı kitabı satın alarak etkinliğin iki amacı olduğuna vurgu yaptı. Hem geçmişin gelecek nesillere aktarılması hem de Vakıf’a yarar sağlayacağını belirterek bu tür etkinliklerin devamını diledi.
Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı Koordinatörü Övgü İnce Vakıf hakkında bilgi vererek Vakıf’ın tamamen bağışlarla ayakta durduğunu belirtti ve halkı bu yönde destek olmaya davet etti.
Süleyman Ergüçlü kimdir?
Gazetecilikte 30. yılını doldurmuş, mesleğinin zirvesine ulaşmış, başarılı bir gazeteci. Kıbrıs’ın tanınmış ailelerinden Köroğlu ailesinin kızı Mürüde Hanım ile tanınmış spor hocalarından Kara Yusuf olarak bilinen Yusuf Salih’in en küçük çocuğu ve tek oğlu olan Süleyman, 25 Ağustos 1954’te Lefkoşa’da dünyaya gelir. Büyük abla Işıl ve İsmet’in ardından dünyaya gelen Süleyman, özellikle anneanne Cemaliye Hanım’ı çok mutlu eder. Erkek egemen, ataerkil bir aileden gelen ve tam bir Osmanlı kadını olan anneanne Cemaliye Hanım için erkek evlat kızlardan daha önemlidir.
Çok sert, disiplinli ve otoriter bir baba olan Kara Yusuf’tan çok korksa da babasını çok seven Süleyman, nenesinin erkek her zaman üstündür anlayışıyla büyütülür. Modern düşünceli, kültürlü ve 2 lisan bilen anne Mürüde Hanım’ın Süleyman üzerindeki en büyük etkisi, boş zamanlarında elinden hiç düşürmediği kitaplarla sağladığı okuma alışkanlığı olur. Kitap okumanın, yaşamın bir parçası olduğu evinde mutlu bir çocukluk geçirir Süleyman. Sessiz ve sakin yapısıyla dikkat çeken Süleyman, kendinden yaşça büyük ablası Işıl sayesinde, okula gitmeden İngilizce alfabeyi öğrenir. Küçük ablası İsmet’i hep kıskanıp kavga etse de, kısa sürede barışırdı Süleyman.
6 yaşında Növber Hanım’ın anaokuluna başlayan Süleyman, ağlayarak okula gider. Nenesiyle anaokula giden ve nenesinin kucağından inmeyen Süleyman’ın anaokul macerası 3 gün sürer. Okulu sevmeyen Süleyman, anaokuluna devam etmez.
İlkokul çağı geldiğinde Selimiye İlkokulu’na yazdırılan Süleyman, babasının her gün kendisinin görebileceği bir şekilde okulun dışında arabada oturmasını ve kendisini beklemesini şart koşar. Tüm otoritesine karşın ilk gün bu isteğe uyan Kara Yusuf, 2. gün Süleyman’ı zorla okula bırakır.
Okulda vasat bir öğrenci olan Süleyman, en çok ingilizce dersini sever. Ablası sayesinde başarılı olduğu ingilizce okul hayatı boyunca en favori dersi olur.
Spor hocalığının ardından müfettiş olarak görevine devam eden Kara Yusuf ailesine çok düşkündür. Ailenin düzeni, baba Kara Yusuf’un ölümüyle bozulur. 18 Ağustos 1963’te babasını kaybeden Süleyman, aylarca babasının öldüğünü bilmez. Babasının tedavide olduğuna inandırılan Süleyman, babasının ölümünü ancak okula kaydolurken, hocaların sohbetinden anlar ve uzun süre bunun etkisinde kalır.
Babasının ölümü ve hemen ardından başlayan 63 olayları, tüm toplumda olduğu gibi Süleyman ve ailesi için de zor günleri getirir. Yıllarca ev hanımı olan, çocukluğunda el bebek gül bebek büyütülen Mürüde Hanım, el işleri yaparak, çalışarak, çocuklarını büyütmek zorundadır artık.
İlkokula Yenicami’de devam eden Süleyman, Atatürk İlkokulundan mezun olur. İngiliz Koleji sınavını kazanan Süleyman, ortaokul eğitimi için koleje devam eder. Derslerle arası çok iyi olmasa da sınıf geçmede sorun yaşamayan ve tek sevdiği ders olan ingilizcede başarılı olmaya devam eden Süleyman, kitap okumayı da annesi gibi çok sever.
16 yaşında, Kolej 4’e geldiğinde, Süleyman, gönüllü olarak gider mücahit yazılır. Geceleri elinde silah sınırda nöbet tutan, gündüzleri de okula giden Süleyman, 2 yıl boyunca mücahitlik yapar. Daha sonra, İngiltere’de bilgisayar eğitimi veren The School Of ComputerTechnology’nin sınavını kazanarak Londra’ya gider.
1971 yılında gittiği İngiltere’de, dünyanın yeni yeni tanımaya başladığı, Kıbrıs’ta ise nerdeyse hiç bilinmeyen bilgisayar eğitimini alan Süleyman Yusuf, bir yandan da çalışmaya başlar. Konfeksiyon fabrikalarında ütücülük, wimpylerde garsonluk yapan Süleyman, Londra’da geçirdiği yılların ardından eğitimini tamamlayarak Kıbrıs’a döner.
Vatani görevi için tekrar mücahit yazılan Süleyman Yusuf, 1974’te yaşanan savaşta, cephede Rumlarla savaşır. Savaşın ardından, Bayrak Radyosu’nun Anamur’da faaliyet gösteren Kıbrıs’ın Sesi radyosu için açtığı sınavı kazanan Süleyman Yusuf, redaktör-spiker olarak askeri radyoda görev alır. 4 yıl boyunca, korsan yayın yapan Kıbrıs’ın Sesi radyosunda çalışan Süleyman Yusuf için bu görev tam bir okul olur. Rahat ve keyifli olduğu kadar öğretici de olan Kıbrıs’ın Sesi radyosu, Süleyman Yusuf için ayrı bir öneme sahip.
4 yıllık görevin ardından, 1978’de tekrar Kıbrıs’a dönen Süleyman Yusuf Ergüçlü, Bayrak Radyosu’nun kadrolu personeli olarak, çalışmaya başlar. Redaktör muhabir olarak Bayrak’da çalışırken, sosyal anlamda da aktif olan Süleyman Ergüçlü, BRT’de örgütlenmiş sendika olan Bay-Sen’in yönetiminde görev alır. Bay-Sen’in yönetim kurulunda yeralan Süleyman Ergüçlü, 1983’te ilk BRT yasasının çıkarılmasında arkadaşlarıyla birlikte aktif rol oynar.
BRT’deki yeni yapılanma sürecinde, henüz 29 yaşında iken, BRT televizyonunun Haber Sorumluluğu’na getirilir Süleyman Ergüçlü. Bu görevde çalışırken, BRT’nin siyasi anlamdaki ilk programı olan ve Meclis’i ekrana taşıyarak halka ulaştıran “Meclis’ten Notlar” programını hazırlayarak sunan Süleyman Ergüçlü, demokratikleşme alanında bir ilke de imza atmış olur.
Bilgisayar eğitimi almış olmasına rağmen, basın dünyasında çalışmayı tercih eden Süleyman Ergüçlü’nün, BRT’de olduğu yıllarda, gazetecilikte öğretmeni olarak kabul ettiği Mehmet Ali Akpınar’la yolları kesişir. BBC, AA ve Reuters’in muhabirliğini yürüten Akpınar’ın yardımcılığını yapan Süleyman Ergüçlü, takvimler 1986’yı gösterdiğinde BRT’den emekli olarak gazetecilik yapmaya karar verir. Televizyondan yazılı medyaya geçiş yapan Süleyman Ergüçlü, Akpınar’ın sahibi olduğu Kuzey Kıbrıs Haber Ajansı’nda çalışmaya başlar. Ancak aynı yıl Gazeteciler Birliği temsilcisi olarak BRT Yönetim Kurulu’na atanan Süleyman Ergüçlü, uzun yıllar BRT ile olan bağlarını sürdürür.
1988 hem Mehmet Ali Akpınar hem de Süleyman Ergüçlü için tarihsel bir dönüm noktası olur. İngiltere’de dünya çapında işler yapan Kıbrıslı işadamı Asil Nadir, Kıbrıs’ta yeni bir basın dünyası yaratmak için adım atar. Kıbrıs’ın bugün halen en büyük gazetesi olan Kıbrıs gazetesinin çıkarılması için Asil Nadir, Mehmet Ali Akpınar yönetiminde bir ekibi görevlendirir. Bu ekipte Akpınar’ın yardımcısı olarak bulunan Süleyman Ergüçlü için hayatının en önemli deneyimlerinden biri başlar. Yaklaşık 2 yıllık bir çalışmanın ardından, Mehmet Ali Akpınar yönetiminde, yazı işleri müdürlüğünü Süleyman Ergüçlü’nün üstlendiği Kıbrıs gazetesi 11 Temmuz 1989’da piyasaya çıkar. Kısa sürede Kıbrıs’ın en yüksek tirajlı gazetesi olan Kıbrıs gazetesi, Süleyman Ergüçlü için onur kaynağıdır.
Kıbrıs gazetesinde çalışma arkadaşı olan ve gelecekte eşi olacak gazeteci Neşe Özsergen’le tanışır Süleyman Ergüçlü. İkili, 7 Temmuz 1991’de evlenirler. Ancak aynı tarihlerde gazetede yaşanan yönetim değişikliği sonucu Süleyman Ergüçlü, Kıbrıs gazetesinden ayrılır.
Kısa bir süre Şafak isimli yeni bir gazetede çalışsa da, ekonomik sıkıntılar sonucu kapanan gazetenin ardından yine işsiz kalır Süleyman Ergüçlü. Sıkıntıların yaşandığı bu dönemde, 1 Ocak 1993’te, Süleyman Ergüçlü için hayattaki en önemli varlıkları olan oğulları Ziya ve Yusuf’un ardından tek kızı Hazar dünyaya gelir. Yeni yılın armağanı olan Hazar, babasına şans getirir. Kıbrıs gazetesi sahibi Asil Nadir, Mayıs 1993’te adaya dönüşünün ardından, Süleyman Ergüçlü’yü tekrar Kıbrıs gazetesine çağırır. Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı olarak Mehmet Ali Akpınar’la tekrar çalışmaya başlayan Süleyman Ergüçlü, yuvasına geri dönmüştür.
1996 yılına kadar Kıbrıs gazetesinde çalışan Süleyman Ergüçlü, tekrar gazeteden ayrılır ancak bu seferki gönüllü bir ayrılıktır ve Asil Nadir’in rızasıyla gerçekleşir. Süleyman Ergüçlü, internetin ortaya çıkmasıyla, yıllar önce aldığı bilgisayar eğitimini gazeteciliğiyle buluşturarak, kendi özel işini kurar ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilk internet gazetesi olan Kimgazet’i hayata geçirir. Ancak yaşanan ekonomik sıkıntılar ve internet yayınlarının henüz o dönemlerde tam anlamıyla değer bulmaması Kimgazet’i zora sokar. Süleyman Ergüçlü, Asil Nadir’in teklifiyle, Mehmet Ali Akpınar’ın da emekliye ayrılmasıyla, 2001’de bu sefer Genel Yayın Yönetmeni olarak Kıbrıs gazetesine tekrar dönüş yapar.
Kıbrıs gazetesini yayın hayatına geçiren, onu çocuğu gibi büyüten ve gözü gibi bakan Süleyman Ergüçlü, bugün mesleğinde ulaşabileceği en üst noktada ve Kıbrıs gazetesinin en üst düzeyde yöneticisi konumunda.
Son iki yılda Kıbrıs’ta yaşanan barış sürecinde, Kıbrıs Türk toplumuna en büyük katkıyı sağlayan ve dünyayla buluşmasını sağlayan Kıbrıs Medya Grubu’nun başında bulunan Süleyman Ergüçlü, mesleğinin zirvesinde. Barış ve çözüm sürecinin tamamlanması için başlatılan misyonun devam edeceğini ifade eden Süleyman Ergüçlü, ‘Yasemin Devrimi’nin aktif ve başarılı mimarlarından biri.
Tam 30 yıldır aktif gazeteci ve profesyonel yönetici olarak basın dünyasına hizmet veren Süleyman Ergüçlü, nüfus oranına vurulduğunda belki de dünyanın en yüksek tirajlı gazetesi olan Kıbrıs gazetesinin yaratıcılarından. 4 bin tirajla başlayıp kısa sürede 10 bin satış rakamına ulaşan Kıbrıs gazetesi, 1989’dan bu yana ülkenin en popüler gazetesi. Nüfusun %5’inin satın aldığı, yarıya yakınının da okuduğu Kıbrıs gazetesinin ve Kıbrıs Medya Grubu’nun genel yayın yönetmenliğini yürüten Süleyman Ergüçlü, zaman zaman yayınladığı Platform köşesi ve yine Platform isimli TV haber programı ile aktif gazeteciliğini de sürdürüyor. Kıbrıs gazetesinin, Kıbrıs Türk toplumu üzerindeki etkin gücünü olumlu yönde kullanarak, topluma yeni bir vizyon kazandıran Süleyman Ergüçlü ve çalışma arkadaşları hergün 24 saat süren bir çalışma temposu içinde.
Kıbrıs gazetesi ile birlikte hayatında çok önemli yere sahip Kimgazet’i yayınlayarak Kuzey Kıbrıs’ın ilk internet gazetesini sanal ortamda hayata geçiren Süleyman Ergüçlü, Kimgazet’in tarihsel akıştaki önemine dikkat çekiyor. Bir toplumu vareden kültürel ilklerden birini yaratan Süleyman Ergüçlü, Kimgazet’in basın tarihindeki yerini aldığına inanıyor. En büyük aşkı gazetecilikle, bilgisayar eğitimini buluşturduğu Kimgazet, Süleyman Ergüçlü için özel bir öneme sahip.
Yaşamında idealleri olan ve bunları hayata geçirmekten zevk alan Süleyman Ergüçlü için, şimdilerde ‘Yasemin Devrimi’ gündemde. Son iki yılda yaşanan barış ve çözüm çabalarını yazıya dökerek, tarihe tanıklık etmeyi hedefleyen Süleyman Ergüçlü için, kitap heyecanı henüz çok yeni.
Kıbrıs gazetesi ile gazetecilikte yakalanması zor bir başarıya sahip olan Süleyman Ergüçlü, kendi sahasında da öne çıkmanın belli koşulları olduğuna dikkat çekiyor. Mesleğin zirvesine ulaşmanın en önemli koşullarından birinin lisan bilmek olduğuna dikkat çeken Süleyman Ergüçlü, geleceğin gazetecilerine de önemli ipuçları veriyor. Ergüçlü, dış faaliyetlerin ve diğer ülkelerle işbirliği içinde olmanın gazetecilere geniş bir vizyon kazandırdığını vurguluyor. Çeşitli dönemlerde Kıbrıslı Türk gazetecilerin örgütlü olduğu en büyük basın örgütü Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği’nin başkanlığını da yürüten Ergüçlü, basın emekçilerinin her zaman zor koşullar içinde görev yaptığını ve bu durumun en kısa sürede düzeltilmesi gerektiğine de dikkat çekiyor.
Kıbrıs Türk basınının başarılı kalemlerinden ve yöneticilerinden olan Süleyman Ergüçlü, Kıbrıs Türk basın tarihine adını yazdıranlardan. Asil Nadir’in sayesinde altın devrini yaşayan basın dünyamızın mihenk taşlarından olan Kıbrıs Medya Grubu’nun mimarlarından Süleyman Ergüçlü, yaşadığımız her anı geleceğe taşıyan, her nüshayla bir tarih yazan Kıbrıs’ın basın emekçilerinden. Şu anda emekliğin yaşan Ergüçlü, kendisini kitap yazmaya vererek, hem kültürümüze hem de unutulan geçmişimiz hakkında genç kuşaklara yazın aracılığıyla bilgiler aktarmaktadır.
