banner913
banner932
banner1012

Erçin'le Kitap Dünyası

banner1020

Beş yıl sonra bugüne göre iki konu dışında aynı kalacaksın, bu süre içinde tanıdığın insanlar ve okuduğun kitaplar. MC MİLLLİAN

banner974
Erçin'le Kitap Dünyası

banner971

Hazırlayan: Erçin SELASİYE

 

HAFTANIN EN ÇOK OKUNAN KIBRIS KİTAPLARI:

Silik Anılar Durağı/Cennete Düşen Gölge – Mustafa Doğrusöz
Işık Prensi – Ünver Alibey    
Sırlar Adası – Turgül Tomgüsehan
Anlatamıyorum – Emrah Öztürk
Yarım İnşaat – Nafia Okunan Akdeniz
 
SİLİK ANILAR DURAĞI/CENNETE DÜŞEN GÖLGE – MUSTAFA DOĞRUSÖZ
Uzun yıllar kendine özgü yazım üslubuyla sosyal, kültürel ve politik yaşamı merkezine oturttuğu yazın yolculuğunda, tarihsel olayları anı-hikâye şeklinde basında yazı dizisi olarak kaleme alınan kitap Gazeteci yazar Eralp Adanır tarafından Mete Adanır Vakfı yayınlarının 6. Kitabı olarak hazırlanmıştır.


 

HAFTANIN EN ÇOK OKUNAN DÜNYA KİTAPLARI:

Yaklaşan Kasırga – Levent Gültekin
Efsun  – Selahattin Demirtaş
Hepberaber – Kalpsiz Bir Dünyaya İnat  – Ece Temelkuran
İnsan Geleceğini Nasıl Kurar – İlber Ortaylı
Noel Domuçu ile Jack'in Müthiş Maceraları – J. K. Rowling
 
YAKLAŞAN KASIRGA – LEVENT GÜLTEKİN
Bu kitap bir anlamda Türkiye’nin Ortadoğululaştırılma sürecini hikâye tadında anlatıyor.
Kasırga, okuru, yaklaşan tehlikeye karşı uyarmak üzere kaleme alındı… Bu gidişatı durdurmak, ülkeyi yeniden herkes için yaşanabilir bir yer haline getirmek için…



 

HAFTANIN KİTABI

ESİR ŞEHRİN İNSANLARI – KEMAL TAHİR
Cesur kalem Kemal Tahir, Esir Şehrin İnsanları’nda Abdülhamid devrinde açlıktan, parasızlıktan bîtap düşmüş bir halk tasviri anlatır. Birkaç bölüm sonra şu şiiri hatırlar: ‘’aç midelerden doğar nur topu ihtilaller.’’
Üçlü serinin ilk kitabı Esir Şehrin İnsanları ile yazar bizi bir tarih yolculuğa çıkarıyor.
Kurtuluş savaşı zamanlarını çoğu kitapta olduğu gibi savaşın içinden, cepheden değil de aydın sınıfından bir karakterle anlatarak farklı boyuttan bakmamızı sağlayan o yüzü de bize gösteren güzel bir kitap.
Kitapta bahsedilen esir şehir İstanbul’dur. Kitap birinci Dünya savaşı ile milli mücadele dönemini konu alıyor. 1943-1946 yılları arasında yazılan bu kitap bizlere o dönemki yılları insanların durumunu ve toplumun psikolojisini ve ümitsizliğini, milli mücadeleye bakış açısını, yaşananları ve hukuki durumlarını ele alıyor.
Tarih derslerinde bizlere hep bu dönemler milli mücadele yanlısı olanların bakış açısıyla anlatıldı. Kitap milli mücadele yanlısı olmayanların da fikirlerinin olduğu farklı görüşleri ele almış.
O dönemdeki esir şehrin nasıl baskı altına alındığı, insanların ümitsiz ve korkuyla nasıl hareket ettiğini, milli mücadelenin başarılı olamayacağına olan inancın açık bir şekilde aktarıldığı bir kitap.
Çeşitli metaforlar ile bu olaylar aktarılmaya çalışılmış kitapta. Kitabın dili çok ağır değil ama okuyucuyu yoran bir olay örgüsü var. Olay örgüsü akıcı değil fakat bunun sebebi de kitabın olaylar silsilesi üzerinden değil de fikir ve düşünceler üzerinden ilerlediğinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Yani yaşanılanlar o dönemin bakış açısını fikrini anlatmaya çalışıyor. Ben tarih severlerin mutlaka okumasını tavsiye ediyorum. Tarihin bu dönemlerini farklı bir bakış açısıyla görmek için serinin tamamını okumanızı tavsiye ederim.
ESİR ŞEHİR ÜÇLEMESİ KİTAPLARI SIRASIYLA
-Esir Şehir İnsanları,
-Esir Şehrin Mahpusu,
-Yol Ayrımı
OKUMA AZMİNİZ HİÇ BİTMESİN…


 

HAFTANIN YAZARI

 
JEAN PAUL SARTRE (1905 – 1980)
21 Haziran 1905 tarihinde Paris'te doğdu. Babası o çok küçük yaştayken öldü. Annesi de ailesinin yanına döndü. La Rochelle Lisesi'ne devam etti. Olgunluk sınavını Louis le Grand Lisesi'nde verdi. Eğitimini Ecole Normale Supérieure'de, İsviçre'deki Fribourg Üniversitesi'nde ve Berlin'deki Fransız Enstitüsü'nde sürdürdü. 1929 yılında Simone de Beauvoir'la tanıştı. Çeşitli liselerde öğretmenlik yaptı. İkinci Dünya Savaşı sırasında, Almanlar tarafından hapse atıldı. Hapisten çıktıktan sonra direniş hareketine katıldı.
'Sinekler' adlı tiyatro oyunu, Almanlar'ın izniyle oynandı (1943). Aynı durum, 'Varlık ve Hiçlik' adlı oyununda da meydana geldi (1943). Oyunlarının her ikisi de baskı karşıtıdır. 'Varlık ve Hiçlik'te ilk kez asıl felsefesini ortaya koydu. 1945 yılında öğretmenliği bırakarak 'Les Temps Modernes' adlı edebi-politik dergiyi kurdu. Kitaplarının çoğunda edebi ve politik sorunları işledi. Savaş sonrası dönemde özellikle politik etkinlikleriyle öne çıktı.
Yazılarında bazı eleştirileri olsa da SSCB'ye destek verdi, Fransa'nın Cezayir'e karşı yürüttüğü savaşa karşı çıktı. Les Temps Modernes dergisinde sömürgelerdeki savaşlara karşı 1953'ten 1958'e yoğunlaşan bir mücadele yürüttü. '121'ler'in Bildirgesi'ni imzaladı, 1961-62 yılındaki büyük gösterilere katıldı. 1964 yılında Nobel Ödülü'nü geri çevirdi. Böyle bir ödülün eserlerinin bütünlüğünü zedeleyeceğini düşünüyordu. 1966-67 yılları arasında Vietnam Savaşı'nda meydana gelen katliamları sorgulamak üzere kurulan Russel Mahkemesi'nin başkanlığını yaptı. 1968 yılında, Sovyetler'in Prag'a müdahalesinin ve Fransa'daki öğrenci hareketlerinin üzerine, Sovyet sosyalizmini ve kendi klasik aydın tutumunu sorgulamaya girişti. O dönemde Maocular'la bir yakınlaşması oldu. 1973 yılında Liberation'u kurdu.
1974 yılında gözleri büyük oranda görmez oldu Bu nedenle etkinliklerini yavaşlatarak, daha çok Doğu ülkeleri üzerindeki baskıların sona erdirilmesi, insan haklarının korunması gibi konularda çalışmaya başladı.
Pierre Victor'la (Benny Levy'nin takma adı), aydının rolü, bireyin Tarih'teki yeri, şiddet ve kardeşlik konuları hakkında “Pouvoir et liberté” adında bir eser hazırladı.
15 Nisan 1980 tarihinde Paris'te öldü.


 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.